1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2610 EU Analyse

26 Ekim 2011

Finans dünyasının gözü bugün Brüksel’de. Hafta sonunda bir araya gelen AB devlet ve hükümet başkanları, Brüksel'de bir kez daha toplanarak borç krizinin yayılmasına çözüm arayışlarını sürdürecek.

https://p.dw.com/p/12z6Z
Fotoğraf: dapd

Yunanistan'ın borçlarının bir kısmının silinmesi, bankaların sermaye yapısının yeniden düzenlenmesi ve "Kaldıraç planı" adı verilen bir yöntemle Euro Mali İstikrar Fonu'nun güçlendirilmesi... Borçlanma krizine karşı Avrupa'nın çözüm paketinin köşe başları bunlar. Zirve ardına zirve düzenleyen Avrupa Birliği, sadece euroyu değil, aynı zamanda Avrupa'nın geleceğini de korumaya çalışıyor. Bu nedenle bugün kararlaştırılması beklenen dev önlemler paketine büyük ümit bağlanmış durumda. Alman Ekonomi Enstitüsü Başkanı Michael Hüther umutlu. "Masada olan konular üzerinde uzlaşma sağlamak mümkün." diyen Hüther, "Avrupa bu adımı atabilirse, zirve sonrasında piyasaların daha da sakinleşeceğine inanıyorum.” görüşünü dile getiriyor.

Michael Hüther
Michael HütherFotoğraf: DW


Piyasaların rahatlaması umuluyor

Almanya’nın en büyük sigortacılık şirketi Allianz’ın baş iktisatçısı Michael Heise de aynı kanıda ve "Doğru yönde adım atılacağını düşünüyorum. Farklı çözüm yöntemleri masada. Bunlar toplu olarak uygulandığı takdirde finans piyasaları rahatlayacaktır. Durum başarı vaat ediyor." ifadelerini kullanıyor.

"Para politikaları ile mali politikalar karışmamalı"

Michael Heise
Michael HeiseFotoğraf: picture-alliance/ dpa/dpaweb

Yunanistan'ın borçlarından ne kadarının silineceği hâlâ belirsizliğini koruyor. Ancak Atina'dan gelen son mali veriler, ülkenin durumunun sanılandan da kötü olduğunu gözler önüne seriyor. Görünüşe bakılırsa özel alacaklılar, borçların en az yarısını silmek zorunda kalacak. Bu durumun bankacılık sistemini sarsmaması için ise bazı bankalara, gerekirse devlet tarafından taze sermaye desteği verilmesi söz konusu olacak. Ayrıca borç krizindeki ülkelere yardım aktarılması amacıyla oluşturulan 440 milyar euroluk Mali İstikrar Fonu'nun "Kaldıraç planı" adı verilen bir yöntemle güçlendirilmesi ve sağlayacağı kredilerin artırılması gündemde. Avrupalı liderler, bu konuda tahvillerin olası tüm zararını karşılamak yerine Mali İstikrar Fonu'nun zararın yüzde 20-30’luk ilk bölümünü karşılamayı garanti etmesi seçeneğine sıcak bakıyor. Böylece Fransa'nın, fonun Avrupa Merkez Bankası fonlarından yararlanabilecek bir bankaya dönüştürülmesi yönündeki önerisi devre dışı kaldı. Alman Ekonomi Enstitüsü Başkanı Michael Hüther, bunu olumlu buluyor. "Bu her hâlükârda anlamlı bir seçim." diyen Hüther, "Zira para politikaları ile mali politikaların daha fazla birbirine karışmaması gerek.” şeklinde devam ediyor.

"Hükümetler ciddi çaba sarf etmiyor"

27 Birlik üyesinin liderleri bugünkü zirveye hazırlanırken, Avrupa Parlamentosu üyeleri de gelişmeleri yakından takip ediyor. Sosyalist Grup Başkanı Martin Schulz, hükümetlerin bugüne kadar ciddi bir şekilde kapsamlı bir çözüm arayışında olmadığı görüşünü savunanlardan. Schulz şöyle konuşuyor:

"Son haftalarda ve yoğun olarak son günlerde gördüklerimiz, aslında Avrupa'da 1,5 yıldır sahneleniyor. Önce açıklama yapılıyor, sonra alınan karar uygulanmıyor, üzerinde tartışılıyor, sözde ödün verilip uzlaşma sağlanıyor, ama karar yine uygulanmıyor, ardından tekrar kriz zirvesi düzenleniyor. Bilmiyorum, belki bu kriz toplantılarına aralarında numara bile veriyor olabilirler.”

Yunanistan özel vaka

Martin Schulz
Martin SchulzFotoğraf: picture alliance / dpa


AB'nin bugünkü zirvesinden ne gibi bir karar çıkacağı merak konusu. Avrupa Parlamentosu'ndaki dört büyük siyasi grup prensipte, “Kaldıraç planı” destekli bir Mali İstikrar Fonu'nun, Euro Bölgesi'nin dağılmasına engel olmak zorunda olduğunda uzlaşıyor. Ancak Avrupa Halk Partisi fraksiyonundan Jean-Paul Gauzès, ülkelerin iflastan kurtulmak için hemen fona sarılmalarının önünün kesilmesi gerektiği görüşünü savunurken, Yunanistan'ın özel bir vaka olduğunu belirtiyor:

"Şu anki başlıca zorluklardan biri, Yunanistan için bir çözüm yolu bulurken, bu mekanizmanın diğer tüm ülkeler için de geçerli olacağı izlenimini uyandırmamak. Zira o zaman bu bir domino etkisi yapabilir. Fakat kurtarma fonu hiçbir zaman herkese yetecek büyüklükte olamaz.”

Sadece Avrupa Parlamentosu üyelerinin değil, finans çevrelerinin ve kamuoyunun da bugünkü AB liderler zirvesinden beklentisi gayet açık: “Harekete geçin ve bir şeyler yapın!”

© Deutsche Welle Türkçe

Henrik Böhme & Christoph Hasselbach (Brüksel) / Çeviri: Aydın Üstünel

Editör: Murat Çelikkafa