1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İran ile AB ilişkileri gergin

3 Temmuz 2009

Protesto gösterilerinin şiddetle bastırılmasının ve İngiltere’nin büyükelçilik çalışanlarının tutuklanmasının ardından, AB ile İran arasındaki gerilim tırmanıyor. Brüksel'in, Tahran yönetimine karşı tavrı eleştiriliyor.

https://p.dw.com/p/Ifw3
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa/ AP/ DW-Montage

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından patlak veren protesto gösterileri ve gösterilerin şiddetle bastırılması, AB'yi İran ile ilişkilerinde bir ikileme soktu. Brüksel’in eleştirileri genelde, bu büyük önem taşıyan ülke ile birlik arasındaki tüm yolların tıkanmasına yol açmayacak dozda geldi. Dönem Başkanlığını devralan İsveç'in Dışişleri Bakanı Carl Bildt, Haziran sonundaki devlet başkanları ve başbakanlar zirvesinden İran yönetimine gönderilen mesajı şöyle dile getiriyordu:

„Tabii ki, İran yönetiminden, seçim sonuçları ile ilgili varolan soru işaretlerinin giderilmesini talep ettik. Bu soru işaretlerini biz gideremeyiz. Ülkedeki siyasi sürecin inandırıcılığını sağlamak, İran hükümetinin işi. İran hükümeti ayrıca, elimizdeki bilgilere göre İran Anayasası'nın bir parçası olan ifade ve barışçıl gösteri özgürlüğüne değer vermeli.“

AB'den İran'a yumuşak çıkış

Brüksel'den İran'a gönderilen mesajın bu kadar yumuşak kalması nedeniyle, Avrupa Birliği'ne yoğun eleştiriler de geldi. Çarşamba günkü basın toplantısında ABD'li bir gazeteciden gelen, İran'daki muhalefetin umurlarında olmadığı şeklindeki suçlamaya İsveç Başbakanı Fredrik Reinfeldt şu cevabı veriyordu:

„Kendimize şu soruyu yöneltmeliyiz: İran'ı dünyadan izole etmeden ve bu adımla, ülkedeki şiddet ve baskıya bahane oluşturmadan, muhalefeti nasıl destekleyebiliriz? Avrupa'da ve dünyanın başka bölgelerinde, işte bu konuya kafa yormak zorundaydık.“

AB'nin itidalli tutumunun tek sebebi, muhalefeti korumak değil. Tahran'ın tartışmalı nükleer programı konusunda müzakereler için diplomatik kanalların tıkanmaması da, bu tutumun arkasında yatan bir neden. AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana, daha geçen hafta sonu, İran ile nükleer programı konusundaki çok taraflı müzakerelere yakında yeniden başlayabilme yönünde umutlu olduklarını dile getirmişti.

İran, AB'yi müzakere masasında istemiyor

Ancak İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Hasan Firuzabadi iki gün önce, AB'nin seçimlerle ilgili açıklamalarını „müdahaleci“ olarak nitelendirdi ve "AB'nin İran ile müzakere yapma salahiyetini kaybettiğini" söyledi. Böylece Avrupa Birliği olabilecek en kötü sonucu elde etmişe benziyor: hem Brüksel'in İran'daki muhalefete hiçbir yararı dokunmuyor, hem de İran, nükleer programı konusunda masaya oturmamaya devam ediyor.


Christoph Hasselbach / Çeviren: Aydın Üstünel

Editör: Ayhan Şimşek