1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB Kıbrıs için Annan planında ısrarlı

Bernd Riegert29 Ocak 2004

BM Genel Sekreteri Annan, AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi ile görüştü. Görüşmede, Kıbrıs ve Irak konuları da ele alındı. Annan planı kapsamında çözümün mümkün olduğu görüşü dile getirildi.

https://p.dw.com/p/AbQ2
Annan, AB Komisyonu temsilcilerinden Solana ile de görüştü
Annan, AB Komisyonu temsilcilerinden Solana ile de görüştüFotoğraf: AP

Avrupa Birliği, 1 Mayıs tarihinde birlik üyeliği fiilen başlayan Kıbrıs’ta bir türlü halledilemeyen toplumlararası soruna çözüm konusunda şimdi BM Genel Sekreteri Kofi Annan’dan medet umuyor.

Hatırlanacağı gibi genel sekreterin adıyla anılan ve iki halk grubunun aynı devletin çatısı altında birleşmesi formülünü içeren plan, bugüne kadar Kıbrıs Türklerince olumlu bulunmayarak, değiştirilmesi istemiyle reddedilmişti.

Annan planı yegane çözüm

Önceki hafta Türkiye’ye giden AB Komisyonu Başkanı Prodi ise Başbakan Erdoğan başta olmak üzere görüştüğü tüm Türk yetkililere, Kıbrıs sorununa çözüm ararken mevcut Annan planından başka bir çerçevenin bulunmadığını vurgulamıştı. Bir an önce uzlaşma çağrısını tekrarlayan Prodi,1 Mayıs tarihinde, birleşik bir Kıbrıs’ın AB’ye katılmasının yegane hedef olduğunun altını çizmişti.

Uzlaşma şansı var

“Biz, Genel Sekreter Kofi Annan’ın hazırladığı çözüm planını temel alan bir uzlaşma formülü konusunda hala yeterli şansın bulunduğu görüşündeyiz. Şu ana kadar pürüz oluşturan noktaları tüm taraflar zaten biliyor. Her iki taraf da, eğer gerçekten çözüm isteniyorsa, sergileyeceği yapıcı tavırla bu pürüzlerin giderilmesini sağlayabilir.”

İyiniyet çağrısı

Kofi Annan da Kıbrıs sorununa taraf ülkeleri iyiniyetle davranmaya çağırırken, bizzat AB üyesi olma çabalarını sürdüren Türkiye’nin, on ay önce kesilmiş bulunan toplumlararası müzakerelerin yeniden başlatılmasına geçen hafta sonu yeşil ışık yakmış olduğunu hatırlattı.

Fazla zaman kalmadı

“Önümüzde fazla bir zamanımız kalmadı. Mevcut barış planı üzerinde bazı küçük değişiklikler yapmak hala mümkün. Aksi halde eksik noktaların tamamlanması için bana yetki verilmesi gerekiyor. Eğer Nisan ayında her iki tarafın eşzamanlı halkoylamasına gitmesi isteniyorsa, en geç Mart sonuna kadar tüm konularda fikir birliği sağlanmış olması gerekir. Ancak bu koşullarda 1. Mayıs tarihine yetişmemiz mümkün olacaktır.”

Annan planı olarak anılan çözüm formülünde Türk ve Rum toplumlarının ayrı bölgelerde yerleşik olması öngörülüyor. İşleyişte ise her kantonun federal bir devlet çatısı altında kendi yürütme organına sahip olduğu İsviçre modeli benimseniyor.

5 ay sonra ilk heyet

Dünkü Annan-Prodi buluşması sırasında Kıbrıs’ın yanısıra Irak konusu da bir başka gündem maddesini oluşturmaktaydı. Irak’ın başkentindeki bir otele yönelik son intihar saldırısına karşın Genel Sekreter Kofi Annan BM’den bir heyetin önümüzdeki günlerde Bağdat’a gönderilmesi konusunda ısrarlı görünüyor.

Annan dün Brüksel’de AB Komisyonu yetkilileriyle temaslarının ardından yaptığı açıklamada, beş aylık aradan sonra Irak’a gidecek bu ilk heyetin, mevcut ortamın kısa zaman içinde bir seçim uygulamasına elverişli olup olmadığını araştıracağını söyledi.

BM hala sondaj çalışması yapıyor

Hatırlanacağı gibi bu yoldaki talep, ülkenin güneyindeki Şii çoğunlukla varolan gerginliklerin giderilmesi amacıyla Amerikan işgal güçleriyle Irak geçici hükümet konseyi tarafından ortaklaşa dile getirilmişti. Şiiler, ülkede egemenliğin Iraklı sivillerin oluşturduğu geçici hükümet konseyine devredilmesinin öngörüldüğü Haziran ayından önce seçime gidilmesini istiyorlar.

Kofi Annan, Irak’a gidecek heyetin yalnızca olası bir seçim konusunda sondaj çalışmaları yapacağını, BM’nin bu ülkeye yönelik genel yardım programını yeniden başlatma konusunda ise kararın henüz verilmediğini bildirdi.

Güvensiz ortam

“Biz sadece bir ekibin Irak’a giderek temaslarda bulunup fikir edindikten sonra geri dönmesini planlıyoruz. Bu adımı BM örgütünün Irak’a dönüşü olarak görmek yanlış. Şu andaki güvensiz ortam, bizim Bağdat’a geri dönmemize engel. Zaten yollayacağımız heyetin korunması için de sivil yönetimden özel güvenlik önlemleri talebinde bulunduk.“