1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB Kyoto sonrasını düşünüyor

Ajanslar20 Şubat 2007

Brüksel’te toplanan AB ülkelerinin çevre bakanları, 2012 yılında Kyoto Protokolü’nün süresinin dolmasından sonra iklimn korunmasıyla ilgili olarak ne yapılacağını tartışıyor. AB Komisyonu’nun 2020 yılına kadar sera gazı salınımını yüzde 30 oranında düşürme önerisi ele alınıyor.

https://p.dw.com/p/AZUr
İklim koruma, AB dönem başkanı Almanya'nın özellikle ağırlık verdiği konulardan biri.
İklim koruma, AB dönem başkanı Almanya'nın özellikle ağırlık verdiği konulardan biri.Fotoğraf: AP

Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan son iklim raporunun ortaya koyduğu ürkütücü tablodan sonra bugün Brüksel’de bir araya gelen Avrupa Birliği çevre bakanları iklim değişimine dur demek için ne yapılabileceğini ele alıyor. Bir yandan sanayi kuruluşlarının baskısı, diğer yandan ekonomi ve kalkınmayı öncelikli gören Avrupa devletlerinin tutumu iklim korunması konuda ortak tavrın geliştirilmesini zorlaştırıyor.

Sera gazı emisyonlarının azaltılmasını hedefleyen Kyoto Protokolü’nün 2012 yılında sona eriyor olması, bu alanda yapılacak yeni düzenlemelere bu yıl içinde netlik kazandırılmasını zorunlu kılıyor. Kyoto Protokolü sonrasıyla ilgili müzakereler bu yılın sonunda başlıyor.

AB, o tarihe kadar Çin, Hindistan, ABD ve diğer ülkelerin de tutumunu geniş ölçüde etkileyecek ortak politikalarına netlik kazandırmak zorunda. BM Çevre Programı (UNEP) Başkanı Achim Steiner, “Uluslararası toplumun iklim meselesini ciddiye alıp almadığı önümüzdeki aylarda netlik kazanacak” ifadesiyle bu yılın önemini belirtiyor.

Almanya bastırıyor

İklim koruma, Avrupa Birliği dönem başkanı Almanya’nın önde gelen gündem başlıklarından. Almanya Başbakanı Angela Merkel, “Gerek enerjinin etkin kullanımı gerekse geliştirilen yeni ürünlerle Avrupa’nın iklim koruma konusunda öncü olmasını hedefliyoruz” diye konuşuyor. Ancak başta sanayi ve Avrupa Birliği’nin diğer ülkeleri olmak üzere iklim koruma kapsamında öngörülen düzenlemelere büyük direniş gözleniyor.

Avrupa Birliği’nin iklim korumayla ilgili önlemlerini “2 derece ve yüzde 20” başlığı altında özetlemek mümkün. Birleşmiş Milletler’in son raporunda acil önlemler alınmaması durumunda sıcaklıkların ortalama 6 dereceden fazla artacağı uyarısı yapılıyor, bunun da başta kuraklık ve kasırgalar olmak üzere çevre felaketlerine neden olacağı belirtiliyor.

Uluslararası toplumun küresel ısınmayı uzun vadede 2 dereceyle sınırlama hedefi, Avrupa Birliği tarafından da paylaşılıyor. Avrupa Birliği Komisyonu 2020 yılına kadar enerji tüketimini yüzde 20, sera gazı salınımını da yüzde 30 oranında düşürmeyi öneriyor. Avrupa enerji tüketiminin yüzde 20’lik kısmının rüzgar, su, güneş ve biyo-kütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması hedefleniyor.

Enerji devleri taş koyuyor

Ancak Avrupa Birliği’nin pekçok ülkesi iklim ve çevreyle ilgili bağlayıcı güvence vermekten kaçınıyor. Polonya’yı ekonomik hedefleri, Fransa’yı ise nükleer enerji alanında yaptığı yatırımları engelliyor. Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu’ndan Rebecca Harms, “Enerji sektörünün devleri yenilenebilir enerji üreten firmaların piyasaya girişini engellemeye devam ediyor” diyor ve “çevre koruma çabalarının özel sektörün engellemeleriyle karşılaştığını” belirtiyor.

Uzmanlar, Avrupa Birliği çevre bakanlarının Brüksel toplantısından gündemdeki konularda uzlaşma çıkmasının zorluğuna dikkat çekiyor ve Mart ayında yapılacak Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanları zirvesinin bu konularda ilerleme kaydetmesini bekliyor.

Genetik mısır yasağına onay

Bu arada Avrupa Birliği çevre bakanlarının meydana getirdiği Avrupa Birliği Çevre Konseyi, Avusturya’nın genetik yapısı değiştirilmiş mısıra uyguladığı ithalat yasağını onayladı. Avrupa Birliği Komisyonu, “insan sağlığına yönelik muntemel riskleri” gerekçe göstererek genetik mısıra yasak getiren Avusturya hükümetinin bu kararıyla Dünya Ticaret Örgütü’nün kurallarını ihlal ettiğini ileri sürmüş, kararın iptali için hukuk mücadelesi başlatmıştı.

Ancak Avrupa Çevre Konseyi, Avusturya hükümetinin tavrını doğru buldu. Karardan memnuniyet duyduğunu belirten Avusturya Çevre Bakanı Josef Pröll, genetik mısırla ilgili yasağın kalıcılaşmasını umduğunu söyledi. Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu’ndan Hiltrud Breyer, “Avrupalı çevre bakanları Dünya Ticaret Örgütü ve Avrupa Birliği Komisyonu’nun dayatmaları karşısında geri adım atmadılar. Bu önemli bir gün” sözleriyle alınan kararı övdü.