1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2206 Kommentar EU-Gipfel

21 Haziran 2009

Avrupalı liderler, AB Komisyonu Başkanı Barroso’yu 5 yıllık bir dönem için daha aday gösterme kararı aldı. Seçimi onaylaması gereken Avrupa Parlamentosu ise hükümetlerle güç mücadelesine girişmeye hazırlanıyor.

https://p.dw.com/p/IVfJ
Jose Manuel Barroso, 5 yıllık bir dönem için daha aday gösterildi
Jose Manuel Barroso, 5 yıllık bir dönem için daha aday gösterildiFotoğraf: AP

Avrupa Birliği’ne üye 27 ülke liderinin, ikinci bir dönem Avrupa Birliği Komisyonu Başkanlığı’nı üstlenmesi için destek açıkladığı Jose Manuel Barroso’yu zorlu bir süreç bekliyor. Zira liderlerin oybirliğiyle aday gösterdiği Barrosu’nun yeniden görevlendirilebilmesi için Avrupa Parlamentosu’nda yapılacak oylamada, oyların çoğunluğunu alabilmesi gerekiyor. Oysa ki parlamentodaki Sosyalistler, Sosyal Demokratlar ve Yeşiller Barrosu’nun yeniden komisyon başkanlığına seçilmesine itiraz ediyor ve hafta sonunda yaptıkları açıklamalarda seçilmemesi için her türlü çabayı göstereceklerini duyurdular. Deutsche Welle’den Christoph Hasselbach, analizinde, Avrupa Birliği kulislerinde yaşanan diplomasi trafiğine ışık tutuyor:

Portekizli José Manuel Barroso’ya, bukalemun deniliyor. Bir dönem Maoist olan ve ülkesindeki partisi Soysal Demokrat parti olarak adlandırılsa da Barroso muhafazakâr kanattan. Bush’un Irak işgalini destekleyen AB Komisyon Başkanı şimdi de Obama’dan büyük bir heyecanla sözediyor. Bir kesim tarafından Neoliberal olarak damgalanan Barroso, bir çok muhafazakar siyasetçi gibi ekonomik krize karşı konjonktür paketlerini destekledi. Her kesimi memnun edebilen Barroso’ya eleştirilerde zaten bu nedenle yapılıyor. Ona şüpheyle bakanlar,“komisyon başkanının kendine özgü bir duruşu olmadığı“ görüşünde.


Her ortama uyum sağlıyor

Avrupa Birliği liderleri Cuma günü, her ortama uyum sağlayabilen Jose Manuel Barroso’yu bir beş yıllığına daha komisyonun zirvesinde görmek istediklerini beyan ettiler. Aslında bu anlaşılabilir bir durum. Zira bu uzlaşının nedeni AB hükümetlerinin çoğunluğunun muhafazakar kanatta yer alıyor olması değil çünkü Barroso aslında ideolojisi olmayan bir şahıs. Görüş birliğinin gerçek nedeni üye ülkelerin zayıf bir komisyon başkanı istemesi. Ancak bu yolla Avrupa sahnesinde en önemli aktörler olmayı sürdürebilirler. Yani eğer birilerini bu tercihten dolayı suçlamak gerekiyorsa o zaman üye ülke hükümetleri suçlanmalı.

Barroso’nun destek görmesinin bir diğer nedeni de birliğin yapısından kaynaklanıyor. Farklı beklentileri ve çıkarları olan 27 üye ülke kendi görüşlerinin komisyonun zirvesinde yansımasını istiyorlar. Çok güçlü kişisel görüşleri olan bir kişi acil durumlarda kendi tercihlerini dayatabilir.

Bir diğer önemli nokta da dil sorunu. Avrupa sahnesinde uzmanlık bilgisi ve çevresi geniş olup da Avrupa yurttaşlarının büyük bir bölümüne hitap edebilecek düzeyde dört ya da beş dile hâkim olan çok sayıda kişi yok.


AP'nin desteği garanti değil


Ancak Avrupa Parlamentosu’nun Barroso’ya desteği garanti değil ve parlamenterler hükümetlerle güç mücadelesine girişmeye hazırlanıyor. Gerçi Barroso’ya karşı olanların bir karşı adayı yok ancak bulunabileceği görüşündeler. Parlamentonun bu yeni özgüveni takdirle karşılanması gereken bir gelişme olsa da nihayetinde Barroso’ya destek vermek dışında bir çaresi görünmüyor. Eğer Barroso kaynaklı gerilim sürerse Avrupa Birliği kriz döneminde siyasi liderlikten yoksun kalır. Bununla birlikte Barroso görevi yeniden üstlenmeden bile bir hayli darbe almış durumda. Bu durum aslında tüm taraflar açısında acizliğin bir itirafı…


Christoph Hasselbach (Brüksel) / Çeviri: Değer Akal

Editör: Nihat Halıcı