1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB, mali krizle mücadelede tek ses olamıyor

Christoph Hasselbach 11 Kasım 2008

Gelişmiş ve gelişmekte olan 20 ülkenin devlet ve hükümet liderleri 14 Kasım'da Washington’da bir araya geliyor. Peki, toplantıya katılacak önemli taraflardan biri olan AB'nin krize yaklaşımı nasıl?

https://p.dw.com/p/FrmP
Fotoğraf: AP

Washington’daki ekonomi zirvesine katılmaya hazırlanan AB, ekonomik krize karşı tek ses olabildi mi? Birliğin zirvede eyaletlerden oluşmuş bir federal cumhuriyetten ziyade, farklı ülkelerden oluşan bir “devletler topluluğu” olduğu ortaya konacak. AB Dönem Başkanı Fransa’nın Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, geçen hafta düzenlenen AB zirvesinden sonra “Avrupa genelinde herkes, ekonomi politikaları söz konusu olduğunda karşılıklı kararlar alınması görüşünü paylaşıyor. Ancak karar alma, herkesin aynı şekilde davranması anlamına gelmiyor. Zira herkesin durumu birbirinden farklı ve herkesin aynı doğrultuda ilerlemesi gerekmiyor. Bu bugün 27 ülkenin vardığı ortak görüş birliğidir.”şeklinde konuştu.

AB sosyalist bir tavır mı sergiliyor?

AB Dönem Başkanı Fransa’nın Cumhurbaşkanı Sarkozy, euro bölgesi genelinde ortak ekonomi politikaları ve ortak bir “ekonomi hükümeti” üzerinde dururken bu görüş birçokları tarafından, euro bölgesine dâhil olmayanların dışarıda tutulduğu “sosyalist” bir yaklaşım olarak görülüyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel ise “ortak ekonomi hükümeti” tanımlamasını bir kelime oyunu olarak nitelendiriyor. Merkel, “Devlet ve hükümet başkanlarının ekonomi alanındaki işbirliği tabii ki AB Komisyonu'nda, ortak bir mecrada gerçekleşiyor. Eğer isteniyorsa bu mecrayı “ekonomi hükümeti” olarak da tanımlayabilirsiziniz. Ancak önemli olan bu politikaların 27 üye ülkenin tamamını kapsamasıdır. Bu tartışma konusu bile olamaz” diye konuştu.

İkinci buluşma 100 gün sonra

AB’nin mali krizle ilgili görüşü böyle. Ancak zirvede tüm uluslararası aktörlerin bakış açısı ortaya konacak. Dünyanın önde gelen ülkelerinin devlet ve hükümet liderlerinin ortak isteği, mali kurum ve piyasalarla, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının yeniden düzenlenmesi ve denetimlerinin küresel çapta sağlanması. Ayrıca Uluslararası Para Fonu’nun da konumunun güçlendirilerek, gelecekteki olası krizlere karşı bir erken uyarı sistemi görevi üstlenmesi isteniyor. Liderlerin bir başka beklentisi de, büyük kurumlarda görevli yöneticilerin kısa vadeli kârlardan çok, uzun vadeli, ekonomiye ve kalkınmaya öncelikli girişimlere önayak olmaları. Ekonomiyi zora sokan risklerin azaltılması hedeflenirken, Washington’daki zirveden 100 gün sonra da toplantıda alınan karlar doğrultusunda atılan adımların bilançosunun çıkarılacağı ikinci bir zirvenin yapılması öngörülüyor.

Obama zirveye katılmıyor

ABD Başkanı George Bush'un ev sahipliğinde 15 Kasım'da gerçekleşecek 20'ler grubu zirvesine Türkiye de katılıyor. Zirvede Türkiye'yi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan temsil edecek. ABD'nin 44'üncü Başkanı seçilen Barack Obama ise zirveye katılmayacak. Obama'nın sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, “ABD'nin 20 Ocak tarihine kadar tek başkanı olduğu ve Barack Obama'nın Washington'daki toplantıya katılmayacağı” belirtildi