1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB sınır denetimlerini artırıyor

Bernd Riegert14 Kasım 2003

Her yıl 500 bin insanın yasadışı yollardan Avrupa Birliği ülkelerine geldiği tahmin ediliyor. Birlik şimdi sınır denetimlerini artırmak ve sınır denetimlerinin ortak yapılması için bir ajans kurmak istiyor...

https://p.dw.com/p/AbVZ
Kaçaklar, Türkiye ve Rusya üzerinden getirilip AB'nin doğu sınırından geçiyorlar
Kaçaklar, Türkiye ve Rusya üzerinden getirilip AB'nin doğu sınırından geçiyorlarFotoğraf: AP

Küçük İtalyan adası Lampedusa, Afrika’dan gelen kaçak dolu gemilerinin sık sık vardığı son durak. Burada, köhne tekneleriyle Sicilya ya da İspanya’ya varmayı başaramayanlar karaya çıkıyor. Zaman zaman da sadece cesetler kıyıya vuruyor. Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken boğulanların sayısını tahmin etmek ise çok güç. Carmelo Santonoeito İtalyan Deniz Sınır Muhafaza’sında çalışıyor ve yasadışı göçmenlerin akınının durdurulmasının çok zor olduğunu söylüyor ve ”Deniz cadde değil. Durum hergün değişiyor. Gerçekten dev gibi bir bölge, çok büyük. Bu nedenle acil bir durumda yardım da hemen gelmiyor” diyor.

İtalya, Fransa, İspanya ve Arnavutluk, insan kaçakçılarına karşı devriyelerini artırmak istiyor. Avrupa Birliği, 2005 yılından itibaren dış sınırlarının denetimini koordine edecek bir ajans kurmaya hazırlanıyor. Berlin’deki Alman Sınır Koruma Örgütü Merkezi’nden Matthias Schaeff, bu ajansın henüz Avrupa Sınır Polisi olarak nitelenemeyecek de olsa doğru yönde atılmış bir adım olduğunu savunuyor:

”Bir dizi pratik avantajımız var. Bu önemli bir unsur. Çünkü çeşitli ülkelerden uzmanlar bir noktada buluşup, ortak bir harekat yaparsa, o zaman derhal, başka ülkelerden sınır muhafızlarının deneyimlerine başvurabiliriz.”

Almanya ve Polonya örneği

Almanya - Polonya sınırında daha şimdiden ortak devriyeler görev yapıyor. Bu bir örnek olabilir. 2004 yılı Mayıs ayında gerçekleşecek genişlemeden sonra Almanya’nın Avrupa Birliği dışında kalan ülkelere kara sınırı kalmayacak. Sınır kontrolleri doğuya kayacak. Beyaz Rusya ve Ukrayna’yla olan sınırın korunmasının tüm yükünü Polonya’nın yüklenmemesi için orada Alman Sınır Koruma görevlileri de hizmet verebilecek.

Sınır koruma ajansı

Avrupa Birliği Komiseri Antonio Vitorino, yeni kurulacak sınır koruma ajansının bu görevi organize edeceğini anlattı. Vitorino, ”Genişlemeden sonra kara sınırlarımızın üçte ikisi yeni üyelerin sorumluluk alanında kalacak. Bu nedenle, son beş yılda sınır denetimlerinin iyileştirilmesine öncelik verdik. Yeni üyeler bu konuda çok iş yaptı ve sanırım, 2006 yılına kadar buna büyük öncelik vermeye devam edeceğiz” dedi.

2006 yılında Schengen Merkezi adıyla anılan ve Avrupa Birliği’ne tüm giriş ve çıkışların kaydedileceği, kimliklerin kontrol edileceği bir merkez hizmete girecek. Eski ve yeni Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki sınır kontrolleri de dış sınırlar gerçekten güvenli hale gelene kadar birkaç yıl daha devam edecek.

AB, kaçakların geçtiği ülkeleri destekliyor

Avrupa Birliği, kendi çıkarları nedeniyle Arnavutluk gibi birçok kaçağın geçtiği üye olmayan ülkeleri de destekliyor. Arnavut Sınır Polisi’nin şefi Krenar Muco ”Avrupa Birliği’nin Arnavut sınır birliklerine yardımı üç alana yayılıyor. Sınır polisi için yasa ve uygulama kurallarının hazırlanması, eğitimin geliştirilmesi ve altyapı projeleri” diye konuşuyor. Arnavutluk kısa bir süre önce kendi topraklarından geçip yasadışı göç edenleri geri almayı kabul eden bir anlaşma imzaladı. Bu tür anlaşmaları Fas ya da Ukrayna gibi başka ülkelerle yapma girişimleri ise sonuçsuz kaldı.

İnsan kaçakçılarının kurbanları, geldikleri yol, kendilerini getirenlerin adları gibi bilgileri yetkililere bildirdikleri takdirde Avrupa Birliği’nde oturma izni alabilecekler. Fakat, hangi kıstaslara göre iltica hakkı verileceği ve hangi güvenli üçüncü ülkelere sınırdışı işlemi yapılacağı konularında hanüz anlaşma sağlanamadı. Alman İçişleri Bakanı Otto Schily, hemen her ülkeyi güvenli ülke statüsüne sokacak sert bir uygulamadan yana. Yasal göç konusunda da anlaşmaya varılamadı, çünkü Almanya ve Fransa diğer devletlerin önerdiği, kotalarla göç olanağını reddediyor.