AB ve Libya'dan yasadışı göçe karşı ortak mücadele

Afrikalı göçmenler, Libya’nın çölde bulunan ve korunmayan sınırından ülkeye giriyor. Daha sonra bu Kuzey Afrika ülkesinin Akdeniz kıyısından harap gemilerle Avrupa’ya doğru yola çıkıyorlar. İtalya’nın Lampedusa Adası’na, Malta’ya, bazen de Yunan ya da İspanyol sahillerine ulaşıyorlar. Bu şekilde yasadışı yollardan Avrupa’ya gelmeyi deneyenlerin sayısı geçen yıl 17 bindi. Bu insanların çoğu denizde güç durumda kaldıklarında kurtarıldı. Kaçının yaşamını yitirdiği ise bilinmiyor.

Avrupa sahilleri yıllardan beri bu insanlık trajedisine tanıklık yapıyor. Bu nedenle Haziran başında Avrupa Birliği ülkeleri içişleri bakanları, bu göç yolunu kapatmak için Libya’yla işbirliği yapmaya karar verdi. Avrupa Birliği’nin İç Politika ve Adaletten Sorumlu Komiseri Franco Frattini, bu amaçla Libya’da temaslarda bulundu.

İşbirliği anlaşması

Libya ve Avrupa Birliği bu çerçevede yasadışı göçü önleme konusunda işbirliği anlaşmasına imza attı. Avrupa Birliği şimdi, Libya’nın sınır güvenlik görevlilerini eğitmek ve güney sınırlarının daha iyi denetlenmesini sağlayacak.

Ayrıca Libya’nın da düzenli bir iltica sistemine kavuşmasına yardım edileceğini belirten Frattini, “Libya, önümüzdeki aylarda mecliste ele alınacak, yeni bir iltica yasası hazırlıyor. Çok geniş kapsamlı bir yasadan söz ediliyor“ diye konuştu. Frattini, bunun ilk ve önemli bir adım olduğunu da sözlerine ekledi.

Af Örgütü’nden eleştiri

Uluslararası Af Örgütü ise sığınmacıları derhal Libya’ya iade eden İtalya’yı eleştiriyor. Bu insanların orada insanca muamele görmediğini ve genellikle derhal ülkelerine gönderildiklerini savunuyor. Sığınmacılar, Libya’da yer yer insanlıkdışı koşullara sahip kamplarda tutuluyor.

Libya’yla pazarlıkları yürüten Avrupa Birliği yetkilisi Jonathan Faull, Trablusgarp’ın artık uluslararası anlaşmalara uymayı kabul ettiğini belirtti. Faull, uzun vadede göçmenlerin geldiği ülkelerdeki koşulların düzeltilmesinin hedeflenmesi gerektiğini söyledi. Faull, “Bu sadece Libya’nın ya da Güney Avrupa’nın sorunu değil. Tüm Afrika ve Avrupa’nın sorunu. Sorunun kökünden çözülmesi gerekir“ diye konuştu.