Abbas'ın desteğe ihtiyacı var

“Mahmud Abbas’ın Filistin başkanlık seçiminden galip çıkması, kimseyi şaşırtmadı. Filistinli liderin haftalar öncesinden oyların üçte ikisini alması ve 9 yıldır yapılan ilk başkanlık seçimlerinden zaferle çıkması bekleniyordu. Yaser Arafat, 1996 seçimlerinde yüzde 88,8 oranına ulaşmıştı. Bu oranı aşamasa da sürgün yıllarından beri “Ebu Mazen“ adıyla bilinen Abbas sonuçtan memnun olabilir. Herhangi bir sorun yaşanmaksızın gerçekleştirilen seçimler, Filistin halkında demokrasi ve taze bir başlangıç umutlarının yeşermesini sağladı.

Buna rağmen, başta Abbas olmak üzere herkes asıl mücadelenin şimdi başladığının farkında. Filistinli seçmenin tercihini elde etmek için harcanan çaba, şimdi 80 yıllık bir Filistin rüyasının gerçekleşmesine yöneltilecek. Dönüp dolaşıp yine şiddete başvurulması ve şiddetin çözüm yolunu açacağına inanılması, Filistin halkının her türlü sıkıntısının ve çilesinin temel nedeni olan bu rüyasının en ulaşılabilir noktada göründüğü anda dahi fersah fersah uzakta olmasına yol açtı.

Bu gerçeğin farkında olan Mahmut Abbas şiddeti dışlayan bir mücadeleyi savunuyor. Abbas, Filistin halkına zarar verdiğinden İntifada’nın son 4 yılını sürekli eleştirdi; müzakere ve diplomasi yolunu savundu.

Mahmud Abbas işte bu yönüyle selefi Arafat’tan belirgin şekilde ayrılıyor. Ancak Arafat, Filistin hareketinin hala önde gelen sembollerinden olduğundan, Abbas şimdilik bu ayrımı ön plana çıkarmak istemiyor. Abbas’ın farklı tarzı İsrail’i şaşırtmamalı. Abbas da Doğu Kudüs’ü başkent olarak tayin eden bir Filistin devleti hedefliyor. Mahmud Abbas da Arafat gibi İsrail’in işgal ettiği bölgelerden çekilmesini, Yahudi yerleşim alanlarının dağıtılmasını ve Filistinli mülteci sorununun çözüme kavuşturulmasını hedefliyor.

Abbas’ın bu hedeflere ulaşabilmesi için yoğun desteğe ihtiyacı var. İsrail’in şimdi Abbas’tan şiddetin hemen durdurulmasını talep etmesi uygun olmaz. Abbas, şiddete karşı olduğunu ifade ediyor, Filistin toplumunda yeni düzenlemelerle demokratikleşmeyi sağlamak istiyor.

Sandık başına giden Filistinli seçmenin üçte ikisinin tercihini Abbas’tan yana kullanması, Filistin toplumunun da liderlerini onayladığını ortaya koyuyor. Filistin halkı İsrail ile müzakere masasına oturulmasını da istiyor. Ancak görüşmeler masada kalmamalı, Filistin halkının durumunu iyileştirip bölgeye huzur ve istikrar getirmeli; özlenen barış ortamını sonunda sağlamalı.

İlk aşamada Gazze Şeridi’nden olmak üzere işgal bölgelerinden çekilme, İsrail’in gelinen noktadan ders çıkardığının göstergesi olacaktır. Kimse İsrail’i güvenlikten mahrum bırakmayı savunmuyor. Ancak İsrail, özgür ve demokratik bir Filistin’in kuruluşuyla asıl güvenliğe kavuşacaktır. Filistin seçimleri de işte bu yönde atılan ilk adımdır.“