1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD BM İnsan Hakları Konseyi'ne seçildi

12 Mayıs 2009

ABD 167 oyla ilk kez BM İnsan Hakları Konseyi'ne seçildi. Konsey, ABD Başkanı Obama’nın getirdiği politika değişikliğiyle yeni bir döneme giriyor.

https://p.dw.com/p/HoaI
Fotoğraf: AP

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, 2006 yılında İnsan Hakları Komisyonu’nun yerine kurulan BM İnsan Hakları Konseyi’nde görev yapacak yeni üyeler seçildi. Üç yıllığına görev yapacak ülkeler 192 üyeli Genel Kurul'da yapılan oylamada belirlendi.

Gizli oylamada, Afrika ülkeleri grubundan 5, Asya ülkeleri grubundan 5, Doğu Avrupa ülkeleri grubundan 2, Latin Amerika grubundan 3 ve Batı Avrupa grubundan 3 ülke olmak üzere 20 aday ülkeden toplam 18 ülke seçildi. Aday olup seçilemeyen ülkeler ise Azerbaycan ve Kenya.

Merkezi Cenevre'de bulunan ve toplam 47 üyesi olan Konsey'e Afrika grubundan Kamerun, Cibuti, Morityus, Nijerya ve Senegal seçildi. Asya grubundan Bangladeş, Çin, Ürdün, Kırgızistan ve Suudi Arabistan konseye dahil olurken, Doğu Avrupa grubundan Rusya ve Macaristan, Latin Amerika grubundan ise Küba, Meksika ve Uruguay seçildi. Konseyin Batı Avrupa ve diğerleri grubundan yeni üyeleriyse Belçika, Norveç ve konsey seçimlerinde ilk kez aday olan ABD oldu.

Obama’nın değişim rüzgarı konseyde yankı buldu

ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Susan Rice, ABD'nin insan haklarına ve demokrasiye büyük önem verdiğini ve bundan böyle BM İnsan Hakları Konseyi içinde çalışacağını söyledi.

Symbolbild Obama Guantanamo USA
Fotoğraf: AP/DW

Büyük beklentilerle kurulan Konsey, siyasi bir platforma dönüştüğü gerekçesiyle birçok insan hakları örgütünün tepkisini çekiyor. Devletler arasındaki güç mücadelelerine de sahne olan Konsey’de, Sudan ve Zimbabwe gibi, insan hakları sicili kötü ülkelerin de yer bulması, platformun inandırıcılığını zayıflatıyor.

Alman İnsan Hakları Enstitüsü’nden Wolfgang Heinz, BM İnsan Hakları Konseyi’nde halen Çin ve Rusya gibi ülkelerin de bulunduğuna işaret ederken, forumun yine de önemli olduğunu belirtiyor:

“Eğer biri insan haklarını savunmak istiyorsa, doğal olarak bunu sadece ülkeler arasında yani İnsan Hakları Konseyi’nin 47 üyesi arasında önemli politik tartışmaların yaşandığı politik mücadele alanında yapabilir. İnsan Hakları Konseyi üyelere arasında da ciddi insan hakları ihlalleri bulunan bir dizi üye ülke var. Bu nedenle, buna karşı savunmaya geçmeye ya da çekingen davranmaya yatkınlar.“

ABD’nin üyeliği ne getirir?

ABD de bugün insan hakları konusunda örnek bir ülke değil. Özellikle Irak ve Afganistan savaşları sırasında ABD'nin insan hakları konusundaki imajı hayli sarsıldı. Eski Bush yönetimi, Irak’taki işkence olayları ya da bugün hala var olan Guantanamo’da yaşananlar konusunda, BM özel görevlileriyle insan hakları konusunda birlikte çalışmayı reddetmişti. Ayrıca ABD’de hala idam cezası yürürlükte bulunuyor. Peki bu durumda ABD’nin BM İnsan Hakları Konseyi'nde değişim getirme şansı var mı?

Alman İnsan Hakları Enstitüsü’nden Wolfgang Heinz’ın yorumu şöyle:

“Obama yönetimi, hem politik beyanlarında ve hem de pratikte yeni bir yönelimleri olduğunu açıkça dile getirdi. Pek çok ülke, hatta ABD’ye karşı eleştirel olan ülkeler dahi, insan hakları konusunda birlikte tartışmanın ve ABD'nin dışarıda kalmasındansa işin içinde olduğu durumun daha iyi olacağı fikrinde.”

DA/HK/AŞ, A.A/ Reuters/AP/ DW