1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD Bush'un Avrupa gezisi

Daniel Scheschkewitz / DW11 Mayıs 2005

ABD Başkanı George Bush, Avrupa gezisini son durağı Gürcistan’la birlikte tamamladı. Bush görev süresi boyunca Avrupa’yı üçüncü kez ziyaret etmiş oldu. DW Washington Bürosu’ndan Daniel Scheschkewitz, Bush’un Avrupa gezisinin bilançosunu şöyle yorumluyor:

https://p.dw.com/p/AZwd

“Amerikan Başkanı Bush’un yurtdışına yaptığı gezilerde böylesine rahat davranmasına nadir rastlanırdı. Gürcistan’a yaptığı gezide geç saatlere kadar Gürcü dansçılara eşlik etti. Bölgede yaşanan gelişmeler gerçekten de Bush’un keyfinin yerine gelmesini sağladı. Gürcistan’daki “Gül Devrimi” ve Ukrayna’daki “Turuncu Devrim”le bölgedeki diktatörlükler miadını doldurmuş oldu. En azından durum böyle görünüyor.

Altmış yıldan, yani II. Dünya Savaşı’nın sona erdiği dönemden bu yana, Avrupa kıtasındaki bölünmeler aşılmış görülüyor. Yalta Konferansı artık sadece tarih kitaplarında bir bölüm olarak kalacak. Bush gezisinde hem bunu hem de halkların özgürlük isteğine duyduğu saygıyı göstermeyi amaçladı. Bush’un bu jesti Baltıklar’da olduğu gibi Tiflis’te de olumlu karşılandı.

Bush, Moskova’da ise Sovyetler Birliği dönemindeki törenleri hatırlatan kutlamalara katılarak Ruslar’ın etki alanlarını kaybetmekten doğan, açıkça görülmese de hissedilen öfkesini yatırmayı başardı. Bu zor görevin üstesinden Amerikalılar’ın rahatlığı ve son saniyesine kadar üzerinde çalışılmış protokol sayesinde gelebildi.

Başkan, ufak ya da büyük jestler yapıp yaşlı ve yorgun Sovyet gazilerine sarılıp, Putin’in nostaljik arabasıyla dostane turlar attı. Böylece hem Rusya’nın gururu kırılmadı hem de II. Dünya Savaşı’ndaki müttefik ülkelerin verdiği kurbanlara saygı da zedelenmedi.

Bush gezisi çerçevesinde Hollanda’yı da ziyaret etti. Bu geziyle de eski Avrupa’yı unutmadığını göstermiş oldu. Bu iyi de oldu. Çünkü Bush’un herkese ihtiyacı var. Terörizme karşı yürütülen mücadelede Rotterdam ve Riga’daki limanların kontrol edilmesi, Rusya ya da Ukrayna’daki eski Sovyetler Birliği döneminden kalan nükleer silahların gözetlenmesi kadar büyük önem taşıyor. Moskova ile güvenlik konusunda yapılan işbirliğinin zarar görmesine izin verilemez. İşte bu çıkar dengesi Bush’un Avrupa gezisinde dile getirilmeyen ancak herkesin bildiği bir slogandı.

Bush’un gezisinde dile getirdiği yeni demokrasilerden duyduğu memnuniyetin uzun sürüp sürmemesi, bölgedeki reform güçlerinin başarısına da bağlı. Baltıklar’da ekonomi AB’nin etkisiyle gelişiyor. Gürcistan ve Ukrayna’daki reform süreci, batılı ülkelerin yardımına muhtaç. Ancak bölge için yeni bir Marshall Planı hazırlanması öngörülmüyor. Özgürlük talepleri ile demokrasinin bölgedeki reformların gerçekleştirilmesine yetip yetmeyeceği konusunda şüpheler var.

İşte bu nedenle böyle jestler içeren gezilerin ardından atılması gereken bir adım daha var. O da kan dökülmeden gerçekleştirilen devrimlerden, eski otoriter rejimlere dönülmesini engelleyecek bir ekonomik sistemi yaratacak uluslararası destek sunulması. Başkan Bush’un gezisi daha çok sembolik bir öneme sahipti. Oysa eski Sovyetler Birliği ülkelerindeki yeni demokratik hareketler için gerçek test yeni başlıyor.”