1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"ABD demokrasisini tehlikeye atıyor"

DW27 Aralık 2005

ABD’de Başkan George Bush’a karşı seslen son dönemlerde artıyor. Hukuk devleti kurallarına uymadığı eleştirileriyle karşı karşı olan Bush yönetiminin icraatlarını Alman Bilim ve Politika Vakfı’ndan Dr. Josef Braml, DW’ye değerlendirdi. Braml, ABD’de demokrasinin tehlikede olduğuna dikkat çekti...

https://p.dw.com/p/AaHw
ABD Başkanı George Bush için 2005 yılında pembe bir tablo ortaya çıkmıyor
ABD Başkanı George Bush için 2005 yılında pembe bir tablo ortaya çıkmıyor

ABD Başkanı George Bush, bu yılın başında yaptığı konuşmada, özgür ve demokratik bir dünya manzarası çizmiş ve ABD’nin bu dünyanın lokomotifi olacağını söylemişti. 2005’in sonunda ise kendi ülkesinde birey haklarını sınırlama ve hukuk devletinin kurallarına uymama eleştirileri ile karşı karşıya. Eleştirilerin giderek Bush’un icraatlarını Alman Bilim ve Politika Vakfı’ndan Dr. Josef Braml DW’ye değerlendirdi.

DW: Amerika uzmanı Dr. Josef Braml, bir süre önce ABD’nin terörle mücadele sürecinde, hukuk devletinden bir güvenlik devletine dönüşeceği endişesini dile getirmiştiniz. Bu gerçekleşti mi?

Braml: Gözlemlerimize dikkatle devam etmeliyiz. Senato ve Temsilciler Meclisi’ndeki bazı demokratik üyeleri anti-demokratik uygulamaları tepki gösteriyor, ama Bush hükümeti halkın korkularını kullanmayı iyi biliyor. Yakında ara seçimler var ve Bush şimdiye kadar seçim dönemlerinde kendi ve partisinin terörle mücadelede kararlı olduğu imajını politik desteğe dönüştürmeyi iyi becerdi. Bunu unutmayalım.”

DW: Bununla birlikte Bush’un Amerikan vatandaşlarını mahkeme kararı olmaksızın dinletmesi tepkilere yol açtı. Bush’un bu konudaki argümanlarına ne diyorsunuz?

Braml: Başkan Bush, anayasaya, aynı zamanda Kongre’nin Başkan’a verdiği terörle mücadelede her türlü imkanı kullanma kararına dayanıyor. Burada sorulması gereken soru, Amerikalılar’ın ve Amerikalı olmayanların sivil hakları. Özellikle de terörist damgası yemiş gruplara mensup kişilerin hakları. Amerikalılar’ın kişisel hakları konusunda, hem kamuoyu hem de liberal senatörler uyanık olacaktır. Ama Amerikalı olmayanlar için tehlike olasılığı ve kişisel haklar arasında tercih yapılacak ve bu durumda kişisel hakların ihlaline tepki gösterilmeyecektir.

DW: Kongre’nin iki kanadında da Başkan Bush’un partisi cumhuriyetçiler çoğunlukta. Buna rağmen Yurtseverlik Yasası konusunda aldığı yenilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Braml: Bence bu kesin bir yenilgi değil. Bush zaman kazanmak istiyor. Şu anda istediği herşeyi kabul ettiremedi, ama 16 maddeden 14’ü onaylandı. Diğer iki önlem, Amerikan vatandaşlarının hakları ile ilgili idi. Tam da Amerikalılar’ın dinlendiği haberlerinin ortaya çıktığı şu sırada zaman kazanarak yasayı ocak ayında yeniden Kongre’nin önüne getirmeyi planlıyor. Bunun, Yurtseverlik Yasası’nın sonu olarak değerlendiremeyiz. Belki bazı kısıtlamalar olacak, ama yasanın özüne dokunulmayacak. İstihbarat örgütlerinin bilgi toplamasını engellemeye çalışacak her Kongre üyesinin ileride seçim zamanı hesap vermek zorunda bırakılması da mümkün.

DW: ABD’deki Bush - Kongre ittifakı dağılıyor mu?

Braml: Bu ittifak daha önceden dağılmıştı. Başkan Bush’u destekleyenler Cumhuriyetçiler, daha çok da köktendinci cumhuriyetçilerdi. Halk içinden de Cumhuriyetçiler ve köktendincilerden destek alıyor.

DW: ABD’de iktidar - parlamento ve yargı dengesinin bozulduğunu söyleyen muhalifler var. Kongre şimdi bu dengeyi korumaya mı çalışıyor ?

Braml: Bunu denediği söylenebilir, geçmişte de bugün de. Medyada çıkan haberler üzerine yeniden rolünü ciddiye almaya başladı. New York Times, geçmişte yapılan yanlışlardan dolayı birkaç kez özür diledi, şimdi yeniden kamuoyunun sesi olma rolüne geri döndü. Böylece Kongre de kendi rolünü ciddiye almaya başladı. Ama bu, her zaman güvenlik durumuna bağlı. Eğer bir tehlike söz konusu ise Kongre Başkan’ı desteklemek zorunda. Bu tehlike, acil değil de olası bir tehlike ise o zaman Kongre de daha rahat hareket edebilir.

DW: Bu durumda terörle mücadele Amerikan demokrasisini ve Amerika’nın dünyadaki imajını nasıl etkiledi?

Braml: Amerika’nın terörle mücadelede demokrasi açısından örnek bir ülke olma rolünü tehlikeye atacağından endişe ediyorum. Hukuk devleti ilkelerinden taviz verince geleneksel bir örnek olma rolünü oynayamayacak. Maalesef, demokrasi ihracı çabasında kendi demokrasisini tehlikeye atıyor ya da kısıtlıyor, liberal bir demokrasiden daha az liberal bir demokrasiye dönüşme tehlikesi ile karşı karşıya.