1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD idam cezasını gözden geçirmeli

Daniel Scheschkewitz / DW13 Aralık 2005

Eski çete lideri, dört kişiyi öldürmek suçundan idama mahkum edilen Nobel adayı Amerikalı Stanley Tookie Williams, California Valisi Arnold Schwarzenegger af talebini reddettikten 11 saat sonra idam edildi. Deutsche Welle’den Daniel Scheschkewitz’in yorumu…

https://p.dw.com/p/AZs6

“Tookie Williams öldü. Zehirli iğneyle idam edildi. Amerika Birleşik Devletleri’nde idam cezası 1976 yeniden uygulamaya kondu ve o tarihten bu yana, Williams’tan önce California Eyaleti’nde 11 kişi idam edidi.

Ama Williams özel biriydi. O sadece ABD’nin en acımasız çetelerinden birinin kurucusu ve yasalar önünde dört cinayetten suçlu bulunan biri değildi. Şiddete sırtını dönen Williams, ölüm cezasının infazını bekleyen çok az kişinin yapabildiği bir şeyi başardı: İçsel bir değişim yaşadı. Ve Williams’ın bu değişimi, ABD’nin şiddet dolu siyah gettolarında yaşayan birçok genci şiddetten soğuttuğu gibi, dünya çapında da sevilmesine neden oldu.

Hatta o kadar sevildi ki, Nobel Barış Ödülü’ne bile aday gösterildi. Böyle bir insanın devlet eliyle öldürülmesi üzücü. Çünkü idam cezası, şiddet ve suçun önüne geçimiyor; idam cezası arkaik bir yöntem. California Valisi Arnold Schwarzenegger af talebini, pişmanlık göstermediği ve kurbanlarından özür dilemediği gerekçesiyle geri çevirdi. Ama insan işlemediği bir suçtan ötürü af dileyemez. Ve Williams son ana kadar suçsuz olduğunu iddia etti…

Kabul, birçok mahkeme Williams hakkında verilen idam kararını onadı. Kararın yerinde bir karar olmadığını düşündürecek bir neden yoktu ortada. Ama her şeye rağmen, idam cezasının en ateşli savunucuları bile bu infaza şüpheyle yaklaştı. Yoksa Amerika Birleşik Devletlei gibi katı kuralları bir ülkede, Williams’ın infazının günlerce tartışılması başka neyle açıklanabilir ki?

Ahlak ve adalet söz konusu olduğunda ikiye bölünen Amerikan kamuoyu, bu davada da yine ikiye bölündü. Bir tarafta, yargıçların da insan olduklarına, hatalı karar verebileceklerine ve ABD’nin idam cezası konusunda ısrar etmesinin ne denli yanlış olduğuna dikkat çeken aydın hümanistler duruyor; öte yanda korkunç bir suçun ancak idamla cezalandırılabileceğini düşünen eskimiş bir inanışa saplanıp kalmış kişiler…

Bu kavgayı görmemezlikten gelemeyiz. Eğer Avrupalılar, Batı’nın ortak değerlerine sahip çıkılması gerektiğine inanıyorlarsa, o zaman Amerikalılar’ın da insanlıktan yana tavır almalarını sağlamalı. Bin defadan fazla uygulamış olsa da Amerika Birleşik Devletleri idam cezasını tekrar gözden geçirmeli. Ve eğer Tookie Williams’ın idamı bu bu sürece çabuklaştıracaksa, o zaman belki de Williams boşuna ölmemiştir…”