1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD ile Hindistan yakınlaşıyor

Tobias Grote-Beverborg20 Temmuz 2005

Amerika Birleşik Devletleri, güney Asya politikasında değişikliğe mi gidiyor? Hindistan Başbakanı Manmohan Singh’in Amerika Birleşik Devletleri’ne ilk ziyaretinde şaşalı bir törenle karşılanması, her iki taraftan gelen olumlu mesajlar ve Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George Bush’un Hindistan’ın sivil atom programını destekleyeceklerine dair sözleri, yeni bir dönemin başladığının işareti olarak yorumlanıyor.

https://p.dw.com/p/AahV
İki liderin görüşmesi olumlu bir havada geçmişti
İki liderin görüşmesi olumlu bir havada geçmiştiFotoğraf: AP

Yıl 1998. İlk atom denemesini yapan Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri’ni kızdırıyor. Washington’ın ilk tepkisi, Hindistan’a karşı ekonomik yaptırım uygulamak oluyor. Fakat bir süre sonra ABD bu yaptırımları adım adım delmeye başlıyor. Clinton döneminde, iki ülke arasındaki siyasi yakınlaşmanın tohumları atılıyor. Sonra 11 Eylül oluyor.

Hindistan ABD'de tam destek vermişti

Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri’ne tam destek sözü veren ilk ülkelerden. 2002 yılına gelindiğinde ise, iki ülke arasında stratejik işbirliğine gidilmesi kararlaştırılıyor, Haziran 2005’te ise karara ilişkin çerçeve anlaşması imzalanıyor. Anlaşma, ortak askeri tatbikatlar ve askeri malzeme ticaretinin kolaylaştırılmasını da öngörüyor.

Bush'un açıklaması şaşırttı

Ama tüm bu gelişmelere rağmen, Bush’un, Hindistan’ın sivil atom programını destekleyeceklerine dair açıklaması sürpriz oldu. Hindistan’ın bugüne dek atom silahlarını yasaklayan anlaşmanın altına imza atmayı reddettiğini hatırlatan güvenlik politikası uzmanı Christian Wagner, enerji politikalarının Beyaz Saray’ın yön değiştirmesinde etkili olduğu görüşünde:

"Anlaşmanın esas amacı, Hindistan’ın enerji problemini ortadan kaldırmak. Atom enerjisi, ülkenin ürettiği enerjinin sadece yüzde ikisini oluşturuyor. Ve Hindistan’ın –tıpkı Çin’in de olduğu gibi- büyük bir enerji açığı var. Bu nedenle önümüzdeki yıllarda petrol ithalatını artıracak. Amerika Birleşik Devletleri ile işbirliği bu yüzden önemli."

Diplomatik ilişkiler zarar görmeyecek

Bu anlaşmanın, Hindistan’ın ezeli rakibi Pakistan ile Amerikanın ilişkilerine zarar verme olasılığı ise Wagner’e göre oldukça düşük:

"Amerika Birleşik Devletleri bir süredir Hindistan ve Pakistan politikalarını birbirinden bağımsız olarak yürütüyor. Pakistan, terörle savaş ve Afganistan’daki durumu kontrol altında tutma açısından önemli. Hindistan ise dünya politikasında stratejik bir öneme sahip."

Evdeki hesap çarşıya uymayabilir

Beyaz Saray elbette, Hindistan’ı, Çin’e karşı bir bölgesel koz olarak kullanmak istiyor. Ama evdeki hesap çarşıya uymaya bilir. Güney Asya uzmanı Wagner, zira her ne kadar teknoloji transferi konusunda Amerika’ya sadık kalacağı düşünülse de, Hindistan’ın da kedine göre hesabı olduğunu söylüyor:

"Hindistan, Çin ile Amerika Birleşik Devletleri arasında dengeyi kurmaya çalışıyor. Taraf seçmiyor. Çin ve Hindistan son yıllarda ilişki ağını genişletti, iki ülke arasınaki ticarek arttı. Çin ekonomisi, Hint yazılım ve bilgisayar endüstrisinden yaralanıyor."

Başka bir sorun daha var. Hindistan, atom silahlarını yasaklayan anlaşmayı imzalamayıp 14 adet nükleer tesisinin denetimine izin vermedikçe, Bush’un Hindistan’ın sivil atom programını destekleme sözü, hem Amerikalılar'dan, hem de uluslararası kamoyundan tepki alabilir. Hatta, Hindistan Başbakanı Singh, genel havanın çok olumlu olmasına rağmen, birkaç konuda olumsuz yanıt aldı bile. Washington, örneğin Hindistan’ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde daimi temsilcilik almasına ve Hindistan’ın Iran’dan doğaz almasına karşı olduklarını bildirdi. Bakalım, bu iki dev arasındak iilişki nasıl gelişecek…