1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD Ordusu yeniden yapılanıyor

Daniel Scheschkewitz30 Ocak 2004

Amerikan Savunma Bakanlığı, silahlı kuvvetlerini 30 bin kişilik ek bir kadroyla pekiştirmenin hazırlığı içinde. Pentagon, Irak’taki Amerikan askeri varlığının 2006 yılına kadar sürmesinin planlandığını ve dünyanın farklı bölgelerine kısa sürede birlik gönderilmesi için esnek bir işleyişin hedeflendiğini belirtiyor.

https://p.dw.com/p/AbPv
ABD Ordusu'na 30 bin yeni kadro katılacak
ABD Ordusu'na 30 bin yeni kadro katılacakFotoğraf: NATO

30 bin kişilik ek askeri kadro sorununu acil kararname yoluyla çözen Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, böylece Kongre’nin onayını alma külfetinden kurtulmayı amaçlamaktaydı. Böylece ABD’nin askeri birlik kontenjanında kadro 482 bin’den 512 bine yükselmiş oluyordu. Bu birliklerin yarısı tahminlere göre şu anda Özbekistan’dan Güney Kore’ye, Almanya’dan Irak’a kadar bir çok farklı ülkede görev yapıyor.

Ek görevler personel açığı doğurdu

Genelkurmay başkanı Peter Schoomaker, temsilciler meclisi silahlı kuvvetler komisyonuna açıklamasında değinilen 30 bin kişilik kadronun kısmen terhis geciktirerek, kısmen ise yeni elemanlarla sağlanacağını bildirirken, Irak’taki birlik kontenjanlarının 2005 ve 2006 yılında iki kez daha değişim yaşayacağını söyledi. ABD silahlı kuvvetlerinin son yıllarda Afganistan ve Irak’taki ek görevler nedeniyle personel darboğazı yaşadığı biliniyor. Şu anda 160 bin ulusal muhafız ve yedek subayın bile sürekli görevde olması, bu darboğazın işareti.

Kay'in sözlerinin yankısı sürüyor

Öte yandan Irak’taki Amerikan silah denetçilerinin eski şefi David Kay’in önceki günü Kongre üyelerine yaptığı açıklamaların ve bu arada gizli servislerin işlerliğine ilişkin dile getirilen eleştirilerin yankısı sürüyor. Kay, Mart’taki savaşın öncesinde bile Irak’ın elinde kitle imha silahı bulunmadığına ilişkin inandırıcı delillerin varlığına karşın gizli servislerin bunun aksini savunmalarını anlamakta zorlandığını ifade ederek, bağımsız bir komisyonun bu konuyu araştırmasının yararlı olacağını söylemişti.

Muhalefet harekete geçti

Muhalif Kongre üyeleri ise şimdi bu araştırmaların genişletilerek, hükümetin yetkisini aşarak gizli servisin çalışmalarını etkileyip etkilemediğinin de saptanması talebinde bulunuyor. Kongre ilgili komisyonunun Rhode İsland’lı demokrat üyesi Jack Reed:

“Hükümetin sorumluluk alanına giren görevler arasında gizli servislerden edinilen bilgilerin değerlendirilmesi ve doğruluk derecesinin araştırılması da var.” diyerek bu nedenle suçu sadece gizli servislere yükleyerek bu işten sıyrılmanın mümkün olmadığını söylüyor.

Cumhuriyetçi bayan senatör Susan Collins ise gizli servislerdeki koordinasyon bozukluğunun yalnızca ABD’ne has bir sorun olmadığı görüşünde.

CİA'ya savunma

“CİA raporlarının siyasi etki altında kaleme alındığı iddialarına katılmıyorum” derken, “eğer yapılmış bir hata varsa, bunun bir çok devletin gizli servisi ve hükümeti tarafından da paylaşıldığını kabul etmek gerekir” diye ekliyor.

Irak savaşı öncesinde İngiliz, Alman ve İtalyan gizli servisleri de raporlarında Irak’ta kitle imha silahı birikimi ya da programları olabileceğine işaret etmekteydi. Bu arada Amerikan gizli servisi CİA’in kendi bünyesindeki enformasyon edinim sürecinde hata yapılıp yapılmadığına ilişkin bir soruşturmaya şimdiden başlatığı kaydediliyor.