1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD terör tehlikesi yüzünden huzursuz

Ajanslar3 Ağustos 2004

ABD yönetimi, kırmızının bir altındaki terör alarmının son derece ciddiye alınması gerektiğini ve tehlikenin küçümsenemeyeceğini iddia ederken, bunu ne gibi gerekçelere dayandırıyor? Dünya kamuoyunu yakından ilgilendiren bu soruya Bush yönetiminin yanıt vermesi tabii mümkün değil. Ancak İç Güvenlik Bakanı Tom Ridge’in öncelikle finans merkezlerini hedef alan terör tehdidinden son derece tedirgin olduğu gözden kaçmıyor.

https://p.dw.com/p/AbBV
İç Güvenlik Bakanı Ridge, saldırı tehditlerinin ciddiye alınmasını istiyor.
İç Güvenlik Bakanı Ridge, saldırı tehditlerinin ciddiye alınmasını istiyor.Fotoğraf: AP

Terör örgütü El Kaide’nin, ikiz kulelere yaptığı saldırıyla çökertemediği finans dünyasını bu kez borsa ve Uluslararası Para Fonu merkezi üzerinden dize getirmeye kalkışabileceği zaten hesaba katılmaktaydı. El Kaide’nin öncelikle bomba yüklü araçlarla süper gücü kalbinden vurmaya teşebbüs edebileceğini belirten İç Güvenlik Bakanı Ridge, terörle mücadelede sağlanan başarılardan sonra El Kaide’nin Amerikan halkının gözünü korkutmak için var gücüyle çalıştığını hatırlatıyor ve batıdaki finans merkezleri için turuncu, ABD’nin tüm diğer bölgeleri için de sarı alarm verilmesini bu gerekçeye bağlıyor. Saldırılara hedef olmasından endişe edilen yerlerde kuş uçurmayan güvenlik birimleri sürekli terör ile mücadele uzmanlarıyla takviye ediliyor.

Seçim taktiği

Başkan Bush’un 11 Eylül raporunu böyle bir tehdit ortamında yorumlaması ve terör ile mücadele için alınacak tedbirleri turuncu alarm verilmesinden bir gün sonra açıklaması kamuoyunda etkisiz kalmadı ve Demokratlar’ın seçim kongresiyle dağılan dikkatler yine başkanın üzerine çevrildi. Senato Komisyonu'nun raporunda yer alan tavsiyelerden çoğunu yerine getireceklerini belirten Başkan, istihbarat birimlerince elde edilen bilgilerin çok daha hızlı ve eksiksiz değelendirilmesi için neler yapılacağını anlattı.

Hedef istihbarat birimlerini güçlendirmek

George Bush bütün bu reformlarda amacın, Amerika’nın savunulmasından sorumlu olanların daha sağlıklı bilgilerle donatılıp doğru karar alabilmelerin sağlanması olduğunu sözlerine ekledi. Terör alarmı ile ilgili ilk tepkisinde seçim kampanyasında bulunduğunu unutmayan Demokrat Parti’nin başkan adayı John Kerry ise ABD’nin, 'günlük hayatta daha güvenli olmak istediklerini müdrik bir yönetime ihtiyaçları olduğunu’ söyledi.

Kerry, seçim kampanyası sırasında uğradığı her yerde, terör ile mücadelede Bush yönetiminin yeteri kadar etkili olmadığı izlenimini yaymaya çalışıyor. Kerry, "Madem savaştayız. O zaman güvenliğimizi derhal arttıracak adımlar atılmalı" diyor.

Turuncu terör alarmına rağmen New York’un sembollü olan Hürriyet Abidesi yeniden ziyaretçilere açıldı. Hürriyet abidesi 11 Eylül saldırılarının hemen akabinde kapatılmıştı. New York ve diğer merkezler için verilen terör alarmına rağmen halka moral kazandırmaya yönelik böyle bir adım atılması saldırı tehlikesinin azalmasıyla ilgili değil. Alman terör uzmanları da Amerikan yönetiminin güvenlik önlemlerini arttırmasının yerinden bir adım olduğunu belirtiyorlar.

'Terör alarmı verilmesi tesadüf değil'

Terör ile mücadele uzmanlığında Almanya’nın sayılı kapasiteleri arasında yer alan Michael Lüdders, John Kerry’nin aday ilan edilmesinin hemen ardından terör alarmı verilmesinin tesadüf olamayacağını belirtiyor ve ekliyor: ‘Çünkü terör tehlikesi hiçbir zaman azalmıyor. Kaldı ki Cumhuriyetçiler de ay sonlarında Bush’u yeniden aday ilan etmek için kongre yapacaklar. İki yıldır terör tehlikesi var. Alarmın şimdi verilmesi bence iç politik nedenlere dayanıyor. El Kaide’nin ABD’de saldırı düzenleyebileceğini sanmıyorum. Bana sorarsanız, şu aşamada Avrupa daha büyük tehdit altında.”