1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD ve AB'den güç birliği

Cem Sey/Washington, Ajanslar1 Mayıs 2007

Washington’da, Atlantik’in iki yakası arasındaki ekonomik ilişkileri çok ileri düzeye taşımak için ilk adımlar atıldı. AB ve ABD, karşılıklı ticaretin önündeki engellerin kaldırılmasını, standartların uyumunu ve bunları denetleyecek Transatlantik Ekonomi Konseyi’nin kurulmasını kararlarştırdı. Ama Washington’da, bunun ötesine gidecek adımların hesabı yapılıyor.

https://p.dw.com/p/AZOQ
AB ile ABD arasında ayrıca Açık Semalar anlaşması imzaladı.
AB ile ABD arasında ayrıca Açık Semalar anlaşması imzaladı.Fotoğraf: AP

Beyaz Saray’daki Avrupa Birliği-Amerika Birleşik Devletleri zirvesinin ardından Almanya Başbakanı Angela Merkel aldıkları kararların “Hem Amerika Birleşik Devletleri’nin, hem de Avrupa Birliği’nin, gelişmekte olan ülkeler karşısındaki rekabet gücünü artacağına“ inandığını belirtti.

Amerikan politikasının saygın isimlerinden ABD Ticaret Bakanlığı eski Müsteşarı Stuart Eizenstat’ın başkanlığında bir grup uzmanın hazırladığı bir rapor ise dünyanın iki büyük ekonomik ve siyasi blokunun sadece kendi arasındaki ticari engelleri ortadan kaldırmakla kalamayacağını savunuyor. Eizenstat’a göre “Transatlantik ilişkiyi daha iyi hale getirmek zorundayız. Fakat aynı zamanda dünya ekonomisini yöneten uluslararası kuruluşların reformu üzerinde de çalışmalıyız.“

Bu kuruluşlar en başta Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası. Eizenstat, bu iki kuruluşun yöneticilerinin bundan sonra sadece Amerikalı ya da Avrupalılar arasından seçilmemesini ve yönetimin sanayileşmekte olan ülkelerle paylaşılmasını istiyor. Eizenstat’ın, Atlantik Konseyi için hazırladığı ve Yeni Bir Küresel Ekonomi İçin Transatlantik Liderlik başlıklı raporda, iki kuruluşun 2030 yılına kadar birleşmesi de öneriliyor.

Genişletilmiş G-7 önerisi

Raporda ayrıca, G-8’lerin ekonomi politikasından elini ayağını çekmesi savunuluyor. Eizenstat da, onun yerini genişletilmiş bir G-7’nin alması gerektiğini öne sürüyor: “G-7’ler artık dünya ekonomisini gerçekten temsil etmiyor. Çin’i, Hindistan’ı, Güney Afrika’yı, Brezilya’yı ve kilit rol oynayan bazı gelişmekte olan ülkeleri içine alacak şekilde genişletilmesi gerekir. Yani dünya ekonomisinin nasıl yönetilebileceği hakkında düşünüyorsanız bu üyeleri dışlayamazsınız. Bugün bunlar sadece toplantıdan bir gece önceki yemeğe davet ediliyor.“

Eizenstat, G-7 toplantısının, örneğin G-20’lere genişletilerek yapılmasını öneriyor ve aksi halde Batılı ülkelerin liderlik rolünü yitireceğini ve her bölgede kendi içinde dönük ekonomik yapılar doğacağını vurguluyor.

Bugün petrol piyasasına artık Batı’nın dev enerji şirketlerinin değil, devlet tekellerinin hakim olduğunu anlatan deneyimli Amerikalı politikacı, küresel enerji piyasasının sorunlarıyla başedebilmesi için Uluslararası Enerji Ajansı’nın da genişletilmesi gerektiğini ileri sürüyor.

Ticaret Bakanlığı eski Müsteşarı Eizenstat’a göre, hızla gelişen dünya ekonomisinin bundan sonra Doha gibi yedi-sekiz yıl süren ticari pazarlıklara da tahammülü yok. Bunun yerine, çeşitli alanlarda yol almak isteyen ülkelerin biraraya gelerek anlaşması ve anlaşmazlık durumları için de Dünya Ticaret Örgütü bünyesinde bir arabuluculuk mekanizması oluşturulması gerekiyor.

Eizenstat bu reformların başlamasında önderlik görevinin yine Batı’ya düştüğü kanısında: “Onların belli başlı ve gelişmekte olan ekonomik güçleri küresel ekonominin yönetimi hakkında bir konferansta, bütün bu kurumların yeniden yapılanması amacıyla bir araya getirmesi lazım.“ Eizenstat, bu reformlar yapılmazsa yakın gelecekte sanayileşmiş ülkelerin ancak bir kum havuzunun denetimini elinde tutabileceğini düşünüyor.

Açık Semalar anlaşması

Öte yandan AB ile ABD Açık Semalar anlaşmasını resmen imzaladı. ABD Ulaştırma Bakanlığı, anlaşmanın ABD Başkanı George W. Bush, AB dönem başkanlığını yürüten Almanya'nın Başbakanı Angela Merkel ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'nun bir araya geldiği AB-ABD zirve kapsamında imzalandığını duyurdu.

ABD Ulaştırma Bakanı Mary Peters, "Bu anlaşmayla Paris'te bir balayı, Dublin'e bir iş seyahati, Napoli'de bir aile buluşması çok daha ucuz ve kolay olacak" dedi ve daha çok sayıda Amerikalının bu imkanlardan yararlanabileceğini söyledi.

AB ulaştırma bakanları, ABD ile havayolu ulaşımını rekabete açan anlaşmayı, uzun yıllar süren müzakerelerin ardından 22 Mart'ta onaylamıştı.

30 Mart 2008'de yürürlüğe girmesi planlanan anlaşma, Transatlantik uçuşlarda Amerikalı ve Avrupalı şirketler arasında ayrımcılığa son veriyor. Anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle AB ve ABD arasındaki uçuşlarda imtiyazlar kalkarken, her iki taraftaki tüm havayolu şirketleri istedikleri havaalanından kalkış hakkına da sahip olacak.