1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD’de başkanlık seçiminin kuralları

Cem Sey – Deutsche Welle - Chicago4 Kasım 2008

Amerika Birleşik Devletleri’nde ne zaman başkanlık seçimi yapılsa, bu seçimin kuralları da gündeme gelir. ABD’de seçmenlerin bu seçimin kurallarını tam olarak anlayabildiğini söylemek olanaklı değil.

https://p.dw.com/p/FnDm
Fotoğraf: Bilderbox

Aslında başkanlık seçiminin kuralları çok karmaşık değil. Bunu açıklamak oldukça kolay. Zor olan, bu kuralların neden konduğunu, zaman içinde nasıl değiştiğini ve bu değişiklikler sonucunda Amerika Birleşik Devletleri’nin siyasi sistemini nasıl etkilediğini açıklamak.

Seçiciler kurulu

ABD, başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Başkanın seçimi de her dört yılda bir Kasım ayının ilk Salı günü yapılıyor. Başkanların dörder yıldan iki dönemden daha fazla görev yapması yasal olarak mümkün değil.

Fakat başkanlar aslında yukarıda sözü edilen seçimde değil, o seçimi izleyen Aralık ayında, ilk seçimde belirlenen bir seçiciler kurulunun kullandığı oylarla belirleniyor. Yani seçmenler, kendi eyaletlerinin seçici delegelerini belirliyor. Onlar da daha sonra başkanı.

Her eyaletin, kendi nüfusuna orantılı bir formülle belirlenen bir seçici delege sayısı var. Seçici delegelerin seçimi ise Nebraska ve Maine eyaletleri hariç, tüm eyaletlerde oy çoğunluğunu alanın tüm delegeleri kazanması esasına dayanıyor. Yani, örneğin, 55 delegeye sahip California eyaletindeki oyların çoğunluğunu kazanan adayın partisinin önerdiği kişiler, bu 55 kişilik delege heyetinin tümünü oluşturuyor.

Nebraska ve Maine ise kendi meclislerinde kabul ettikleri yasalarla, delege seçimini nisbi sisteme göre gerçekleştiriyor.

Bu şekilde başkanlık seçiminde belirlenen delegeler, Aralık ayında büyük ölçüde sembolik bir törenle kendi eyaletlerinin meclisinde hangi adaya destek verdiklerini belgeliyor. Bu belgeler Ocak ayı başında ABD Kongresi’nde açılıyor, oylar sayılıyor ve yeni başkan belirleniyor. Başkanlar hep 20 Ocak tarihinde işbaşı yapıyor.

Teorik olarak Seçiciler Kurulu’nun, halkın oylarıyla destek verdiği adayı değil, başkasını seçmesi de mümkün. Fakat bu sürprizle sadece 19. yüzyılda iki kere karşılaşılmış. Seçiciler Kurulu’nun iki adaya verdiği oyların eşit olması olasılığı da var. Bu durumda başkanı Temsilciler Meclisi seçiyor.

Tüm ulusun desteğine sahip bir kişi

Başkanın nasıl seçileceği, ABD’nin kuruluşu sırasında kararlaştırılmış. O dönemde politikacılar, bir yandan ülkeyi yönetecek başkanın tek bir eyalete hizmet etmesini önlemeye, diğer yandan da başkan seçilecek kişinin tüm ulus tarafından kabul gören bir insan olmasını sağlamaya çalışmış.

İlk oluşturulan Seçiciler Kurulu’nda her seçici delegenin iki oyu varmış. Bunların birini kendi eyaletlerinden sevilen bir kişiye, diğerini de tüm ulusun kabul edebileceği bir adaya vermeleri öngörülüyormuş. ABD’nin kurucuları, bu şekilde tüm ulusun kabul edeceği adayların başkan, diğerleri arasından en çok destek bulan adayın da başkan yardımcısı olacağını hesap ediyormuş.

Ama bu hesap daha baştan bozulmuş. Çünkü daha ikinci seçimde Thomas Jefferson ve başkan yardımcısı olması öngörülen Aaron Burr eşit sayıda oy almış. Bu deneyim sonucunda Anayasa değiştirilmiş ve her seçici delegenin, iki oyundan birini bir başkan için, diğerini de bir başkan yardımcısı için kullanmasına karar verilmiş.

İki parti sistemi

ABD’nin kurucuları, başkanın herhangi bir partinin adamı olmasını da istememiş. Ama yine kısa süre içinde, bunun da gerçekçi bir istek olmadığı ortaya çıkmış. Tersine, bu sistem ABD’nin bugünkü iki partili sisteminin oluşmasını sağlamış.

Eyaletlerin seçici delegelerinin, oy çoğunluğunu kazananın tüm delegeleri de kazanması ilkesine uygun seçilmesi, her eyalette bir partinin çoğunluğu kazanacak kadar güçlü olmasını gerektirmiş. Üstelik, Seçiciler Kurulu’nda başkanlık seçiminin kazanılabilmesi için, tüm eyaletlerde bu başarıyı gösterebilmek gerekli hale gelmiş.

Bu koşullarda, üçüncü bir adayın ya da partinin başarılı olma şansı giderek azalmış. Tarihte zaman zaman üçüncü parti adaylarının bazı eyaletleri kazandığına tanık olunmuş. Ama bu adayların hiçbiri başkanlık seçimini kazanamamış.