1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD'de güvenlik kontrolünde kozmik ışın

Cem Sey / Berlin25 Şubat 2005

ABD’de liman, havalimanı ve sınır kapılarından geçen milyonlarca konteyneri kontrol edebilmek için yeni bir yöntem buldu. Bu yolla ülkeye radyoaktif maddeler içeren kirli bombaların girmesini önlemek için şimdi Amerikan bilim adamları kozmik ışın gücü kullanmayı planlıyor...

https://p.dw.com/p/AawR

11 Eylül saldırısının üzerinden 3,5 yıl geçmiş olmasına rağmen, ABD’de hala yeni saldırıların önlenmesinde büyük eksikler olmasından şikayet ediliyor. Örneğin, pilot dernekleri güvenlik kontrollerindeki gevşeklikten yakınıyor. Fakat bu uyarıların en ciddilerinden biri ABD’nin sayısız liman, havalimanı ve sınır kapılarından geçen milyonlarca konteynerin sadece yüzde 5’inin kontrol edilebiliyor olması. Bu yolla ülkeye radyoaktif maddeler içeren kirli bombaların girmesini önlemek için şimdi Amerikan bilim adamları kozmik ışın gücü kullanmayı planlıyor.

Araştırmacılar, hergün ABD’ye gelen konteynerleri toplu halde açmaktan kurtulmak için, şu anda varolan bir çeşit detektörün geliştirilmiş bir çeşidinden yardım umuyor. Konteynerleri açmadan içini görmeye yarayan bu detektörlerin, kozmik ışınların dünya atmosferine girmesi sırasında oluşan ve Myon olarak bilinen en ufak parçacıkları belirleyebildiği belirtiliyor. Bu yöntemle Japon bilim adamları aktif yanardağların içini izliyor. Aynı yöntem, Mısır’daki Cheops Piramidi’nin içinin incelenmesinde de kullanılmıştı.

İnsan sağlığını etkileyebilir

Los Alamos Ulusal Laboratuvar’ından fizikçi Chris Morris, görülmemesi için kurşun kutulara saklanmış tehlikeli maddelerin dahi, Myon süpürgesinden kaçamayacağını açıklıyor. Morris, saklanan nükleer malzemenin tespitinde varolan radyografik yöntemlerin yetersiz kaldığını vurguluyor ve bu eski yöntemlerin zaten hem kontrolü yapanların, hem de araçta bulunan yolcuların sağlığını tehlikeye attığına dikkat çekiyor. Yüksek enerjiye sahip küçük parçacıklar olan Myonlar’ın ise zaten varolduğunu ve bu nedenle ek bir risk oluşturmadığını belirtiyor.

Amerikan hükümeti ve bilim adamları, iyi kamufle edilen bir kirli bombanın mevcut cihazlar tarafından belirlenmesinin olanaklı olmayabileceğinden çekiniyor. Sıradan patlayıcıların etrafına nükleer madde sarılmasıyla elde edilen ve görünüşteki etkisi herhangi bir patlamaya benzese de etrafa yayılan nükleer maddeler nedeniyle uzun vadede radyasyon yayılmasına ve hastalıklara neden olan böyle bir bomba ancak birkaç yüz metrekarelik bir alana tesir ediyor.

Fakat Amerikalı uzmanlar, bunun psikolojik tesirinin tüm toplumu derinden sarsacağına inanıyor. Bu varsayım, kozmik ışınlarla kapalı kutuların incelenmesi türünden uygulamaların geliştirilmesi çabalarını artırıyor. Los Alamos Labatuvar’ından Larry Schulz, “Bütün engelleri aştığımıza ve artık bir dizi güvenlik senaryosu için bir örnek imal edebileceğimize inanıyorum” şeklinde konuşuyor.

Tek bir noktadan saçılmıyor

Diş doktorlarının kullandığı zayıf röntgen ışınlarından farklı olarak kozmik ışınlar tek bir noktadan saçılmıyor. Dünyaya, akla gelebilecek her farklı açıdan ulaşıyorlar. Bunları sayacak bir sistemin yapılmasındaki güçlük, ışınlamaya tabi tutulan kitlenin üç boyutlu rekonstrüksiyonuna elverecek bir bilgisayar formülü geliştirilmesinde yatıyor.

Yani, detektörün önce bu parçacıkların konteyner gibi bir kitleye girmeden önceki enerjisini, sonra da çıkışta bundan olan sapmaları ölçmesi gerekli. Japonya’daki KEK Myon Araştırma Laboratuvarı’ndan Kanetada Nagamine, bu sapmanın belirlenebilmesi halinde, bu bilgiyle bilgisayarla bir resim oluşturulmasının olanaklı olduğunu anlatıyor.

Yüzde 3 hata payı

Myonlar, nötron ve gamma ışınlarından daha fazla enerjiye sahip olduğundan, plutonyum, uranyum, kurşun, çelik, alüminyum ve yağda bulunan karbon ve hidrojen atomlarına da sirayet edebiliyor. Schulz, detektörün bu şekilde nükleer malzeme ya da kurşuna sarılmış bir kirli bombayı da tespit edebildiğine dikkat çekiyor.

Los Alamos’taki projenin yöneticisi Rick Chartrand da bu yeni yöntemde hata payının sadece yüzde 3 olacağının ve bu oranın zaman geçtikçe deneyimler arttıkça daha da azalacağının altını çiziyor. Yeni teknolojiyi överken Chartrand, değeri yaklaşık 1 milyon dolar olan Myon arama cihazının, bir kamyonu 20 saniyede, konteyner yüklü bir gemiyi ise bir dakikada arayacağını hatırlatıyor.