1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD'de gizli servis savaşları

Carsten Schmiester25 Ocak 2005

Pentagon'da ayrı bir istihbarat biriminin var olduğunun ortaya çıkması, ABD’de yeni bir dizi tartışmayı da beraberinde getirdi. Bu kadar çok gizli servise ihtiyaç olup olmadığı ve istihbarat sisteminin daha da karmaşıklaştığı yönünde yoğun tartışmalar yapılıyor. Hatta durumu, karmaşadan da öte „gizli servisler arasında süren bir savaş“ olarak nitelendirenler de var.

https://p.dw.com/p/Aaz5
Eleştiri okları bugünlerde özellikle Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA’ye yöneltilmiş durumda...
Eleştiri okları bugünlerde özellikle Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA’ye yöneltilmiş durumda...

Irak savaşının, doğru olmayan bilgiler ışığında başlatıldığı yönündeki eleştirilere Amerikan Başkanı George Bush sürekli aynı yanıtı veriyor: „Ben, gizli servis bilgileri doğrultusunda hareket ettim!“. Bush, bir bakıma topu istihbarat birimlerine atıyor. Neticede, devrik diktatör Saddam Hüseyin’in elinde kitle imha silahları olduğu yönündeki „sözde kanıtları“ Amerikan Başkanı, gizli servis birimlerinden almıştı. Ancak aradan geçen onca zamana rağmen, Irak’ta kitle imha silahlarının izine rastlanamadı ve konuyla ilgili arama faaliyetlerine geçtiğimiz günlerde sessiz sedasız son verildi. Gizli haberalma teşkilatlarının sunduğu raporlarda sözü edilen silahların var olmadığını Washington yönetimi de artık kabul etmiş durumda.

Son günlerde ortaya atılan ve Amerikan Savunma Bakanlığı bünyesinde ayrı bir casusluk timinin bulunduğuna ilişkin haberler, Amerikan istihbarat sisteminin aslında ne kadar dağınık ve çokbaşlı olduğunun açık bir kanıtı olarak gösteriliyor. Hatta durumu, karmaşadan da öte „gizli servisler arasında süren bir savaş“ olarak nitelendirenler de var.

Eski istihbartçı, emekli Albay Pat Lang bunlardan biri. Rumsfeld’e bağlı istihbarat ekibinin, işlerine fazla kişinin karışmasını istemediklerini belirten Lang, eski CIA şefinin bile durumdan haberdar olmaması gibi bir ihtimalinin bulunduğunu da vurguluyor.

Eleştiriler CIA’ye yöneldi

Eleştiri okları bugünlerde özellikle Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA’ye yöneltilmiş durumda. Eski şef George Tennet’in yerine „reform yapması“ için göreve getirilen Porter Gross ile birlikte 200 binden fazla gizli servis çalışanı arasındaki „gizli savaş“ daha da kızışmışa benziyor. Washington’daki „Casusluk Müzesi“ görevlilerinden tarihçi Dr. Thomas Boghardt Pentagon’daki özel istihbarat birimi ile ilgili haberlerin temkinli karşılanması gerektiğini vurguluyor. Boghardt şöyle diyor:

“Bu haber, şimdilik sadece bir rivayetten ibaret. Konu öncelikle Rumsfeld ve Pentagon’u hedef alıyor. Irak işgalinden bu yana Pentagon çok daha farklı bir konuma yükseldi. Evet, tüm bu birimlerde yeni bir yapılanmaya ihtiyaç var ve doğal olar bu biraz zaman alıyor.“

Ancak Bush yönetiminin çok fazla zamanı da kalmadı. 11 Eylül 2001’deki terör saldırılarının ardından Amerikan istibahrat birimlerinin imajı zaten büyük ölçüde zarar görmüştü. Irak savaşıyla imaj kaybı daha da arttı. Üstelik „ülkenin bir numaralı düşmanı“ ilan edilen Usame Bin Ladin hala yakalanamadı ve El Kaide destekli Irak’taki kanlı saldırıların da ardı arkası kesilmiyor. İstihbarat birimlerinin bu alanlardaki başarısızlığı bir noktadan sonra ABD’nin de uluslararası arenadaki işini zora sokuyor.

Bush’un başı ağrıyacak

Bir yanda gizli servislerin acil bir reform sürecinden geçirilmesine yönelik talepler, diğer yanda bu birimlerin kendi aralarındaki gizli çekişmeler, Amerikan hükümetinin başını daha bir süre ağıratacak gibi görünüyor. Anılarını bir kitapta toplayan eski CIA casusu Lindsey Moran’in şu sözleri, Amerikan gizli servislerinin durumunu özetlemeye yetiyor da artıyor bile: „Casusluk, kirli bir iştir!“