1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD'de resesyon tehlikesi

Jens Korte / DW7 Eylül 2005

Ekonomistler arasında, kasırganın ardından Amerikan piyasalarında resesyon olup olmayacağını tartışmaya başladı. Uzmanlar, bu konuda Amerikan ekonomisinde resesyon tehlikesinin arttığı görüşünde. DW’nin New York Bürosu’ndan Jens Korte’nin haberi…

https://p.dw.com/p/Abbg
ABD'de ekonomisler kasırga sonrası durumu tartışıyor
ABD'de ekonomisler kasırga sonrası durumu tartışıyorFotoğraf: AP

New Yorklu küçük esnaf, artan ham petrol fiyatlarının, tüketicinin alım gücünü nasıl azalttığını yakından hissetmeye başladı. Borsanın kalbinin attığı Wall Street’te ise yatırımcılar ise tarihin tekerrür etmesini umuyor. Çünkü ABD’de ne zaman büyük bir felaket yaşansa, kısa bir durgunluk dönemini takiben yeniden inşa faaliyetleri sayesinde ekonominin ivme kazandığına şahit olundu.

Katrina’nın vurduğu eyaletlerindeki yeniden imar çalışmaları için hükümetin 200 milyarı bulan bir kaynak aktarımı yapacağı tahmin ediliyor. Ancak ABD’nin önde gelen finans kuruluşlarından Lehmann Brothers’in Yatırım Başdanışmanı Henry “Chip“ Dickson, son kasırganın Amerikan petrol üretim merkezlerini canevinden vurduğuna dikkat çekiyor ve nakit akışının önemine vurgu yaparak şu değerlendirmeyi yaptı:

“Konjonktür çok daha hassas bir hale geldi. Sadece artan enerji fiyatları, her bireyin gelirinin yıllık yüzde 4,8’ini götürüyor. Buna bir de artan sağlık giderlerini eklemek gerek. Tüm bunların tüketcileri, daha tutumlu olmaya sevkediyor. Bu nedenle müşterilerimize, ellerinde biraz daha fazla nakit tutmalarını tavsiye ediyoruz.“

Amerikan ekonomisi iç piyasaya bağlı

Amerikan ekonomisi, iç pazara bağımlılık sıralamasında dünyada birinci. Gayri safi yurtiçi hasılanın üçte ikisi iç tüketimden karşılanıyor. Geçen Temmuz ayında tasarruf oranı sıfırın altına düştü. Bu, son yarım yüzyılda ikinci kez yaşanan bir durum. Yani Amerikalılar, kazandıklarından çok daha fazlasını harcıyorlar. Uzmanlara göre, Katrina Kasırgası gibi felaketler, zaten pamuk ipliğine bağlı olan tüketim harcamalarının ciddi oranda azalması sonucunu doğurabilir.

Global Insights adlı bağımsız ekonomik araştırmalar kuruluşunun yöneticisi Neriman Beraveş’e göre ise Katrina kasırgası sonrası Amerikan ekonomisindeki resesyon tehlikesi ihtimali yüzde 10’lardan yüzde 15 ile 20 seviyelerine kadar yükseldi. Beraveş, resesyon - yani ekonomik durgunluk- faktörlerinin başında artan ham petrol fiyatları geldiğini söylüyor. Beraveş, başta emlakçılık olmak üzere pekçok sektördeki dalgalanmanın bir domino efektine neden olup başka alanlara da sirayet edebileceğini vurguluyor.

“Kara bulutlar zaten dolaşıyordu“

Wall Street’in köklü yatırım kuruluşlarından Safian Investments’in sahibi Kenneth Safian da kasırgası öncesinde de Amerikan ekonomisinin üzerinde kara bulutlar dolaştığını söylüyor. Safian’a göre, asıl tehlike petrol fiyatlarının artması değil, emlak piyasasının çökmesi.

Amerikan Merkez Bankası Başkanı Alan Greenspan’in ilk kez “Spekülasyon balonlarına kanmayın. Sonuçları vahim olabilir“ şeklinde bir uyarı yapma gereği duyması, Safian’ı haklı gösterir nitelikte. Ancak tecrübeli finans uzmanı, olası bir resesyonun olumlu bazı taraflarının da olabilceği görüşünde. Safian, “Kongre’de Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasındaki görüş ayrılıkları, hiç olmadığı kadar fazla. Eğer gerçekten de bir resesyon tehlikesiyle karşı karşıya kalırsak, o zaman her iki taraf da birbiriyle yakınlaşmak zorunda ve bu böyle de olacaktır“ tahmininde bulunuyor.

Kritik bir dönem

Amerikan ekonomisi, hayli kritik bir dönemden geçiyor. Kolay kazanılan paranın körüklediği emklak piyasasındaki patlama sona ermek üzere. Petrol fiyatlarındaki artış “yüksek enflasyon“ ve “düşük tüketim“ tehlikelerini de beraberinde getiriyor. Süper güç ABD’nin ekonomik darboğaza girmesinin olumsuz etkilerinin sadece New York’la sınırlı kalmayıp, tüm dünyada hissedilmesi kuvvetle muhtemel.