1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD'de seçim sistemi

Christina Bergman / Washington2 Kasım 2004

Amerikalılar, başkanını seçiyor. Ancak ABD’deki seçim sistemine göre, başkan doğrudan seçilmiyor, eyaletlerin Washington’a göndereceği Seçici Kurul başkan için son sözü söyleyecek. DW’nin Washington bürosundan Christina Bergman, ABD’ndeki ülkedeki seçim sistemini yazdı...

https://p.dw.com/p/Ab56
ABD'deki seçim sistemine göre başkan doğrudan seçilmiyor...
ABD'deki seçim sistemine göre başkan doğrudan seçilmiyor...Fotoğraf: AP

ABD’de başkan doğrudan seçilmiyor. Her eyalet nüfusuyla doğru orantılı olarak Seçiciler Kurulu’na belirli sayıda delege gönderiyor. Bu sayı, eyaletlerin büyüklüğüne göre değişiyor. Bir eyaletin kurula gönderdiği delege sayısı ise, Temsilciler Meclisi ve Senato'ya gönderdiği parlamenterlerin toplam sayısına eşit. Bu delegeler başkanı belirlecek olan Seçiciler Kurulu’na gönderiliyor. Kurul, toplam 538 delegeden oluşuyor. Adaylardan birinin başkan olabilmesi için oyların en az 270’ini alması gerekiyor.

Birçok eyalette oyların hangi adaya gideceği belli. Örneğin, Kaliforniya ve New York’ta John Kerry, Teksas ve Virginia’da ise George Bush ağır basıyor. Ancak öyle eyaletler var ki burada hangi adayıp galip geleceği kestirilemiyor. New Mexiko, Minnesota, Iowa, Wisconsin, Florida ve Ohio bunlardan birkaçı. Bu eyaletler, başkanlık yarışında anahtar görevi görecek olmaları bakımından önem taşıyor.

Amerikalı kamuoyu araştırmacısı John Zogby bu durumu ”Bu seçimler birbiriyle savaşan iki taraf arasında geçiyor. Her ikisi de güçlü, ama hiç görülmemiş oranda bölünmüş durumda. Bu bölünmede kültürel, dini, ideolojik ve demografik etkenlerin rol oynadığını görüyoruz” diye açıklıyor.

Katılımın yüksek olması bekleniyor

Seçimlerde kuşkusuz en önemli rolü katılım oranı oynayacak. Seçimlere katılım oranının yüksek olması Demokratlar’ın adayı Kerry’nin yararına olur. Kararsız seçmenler sandık başına gittiğinde genellikle işbaşındaki başkanı değil, rakip adayı tercih ediyor.

Ancak kesin olan, bu yıl seçimlerde dört yıl öncesine oranla daha fazla seçmenin sandık başına gideceği. Üstelik birçok seçmen son dakikayı beklemeden sandık başına gidip oyunu kullandı. Çünkü 2000 yılında oyların sayımı konusunda yaşanan fiyaskonunun bir daha yaşanması istenmiyor. Son seçimlerde oylar defalarca sayılmış, ancak karmaşa yaşandığı için seçimlerin galibini mahkeme belirlemişti.

Bu kez her iki taraf, Demokratlar ve Cumhuriyetçiler bunun önüne geçebilmek için binlerce avukatı seçimleri gözlemekle görevlendirdi. Bu avukatlar şüpheli bir durum halinde yasal yollara başvuracaklar. Çünkü bu seçimlerde endişe veren bir gelişme daha var. Kamuoyu araştırmaları uzmanı John Zogby, bu endişeyi, ”ABD’de iki rakip grup, karşı tarafın adayını kabul etmekte zorlanacak kadar hiç bu denli bölünmüş, kızgın ve isteksiz değildi” diye dile getirdi.

Ohio ve Florida anahtar eyalet

Eyaletler arasındaki saat ve oy kullanma merkezlerinin kapanış saatlerinin farklı olması, seçimleri daha da heyecanlı kılıyor. Seçimlerde önemli olan iki adaydan hangisinin yarışı kazanmada anahtar rolü görecek eyaletleri arkasına almayı başaracağı. Bu eyaletlerin başında da Ohio ve Florida geliyor.

Seçiciler Kurulu, 13 Aralık’ta toplanarak ülkenin başkanının kim olacağını belirleyecek. Burada önemli olan bir başka ayrıntı ise Kongre’nin iki alt kanadında hangi partinin çoğunluğu ele geçireceği. Çünkü Amerikalılar, başkanlarının yanı sıra Temsilciler Meclisi’nin tamamı ile senatörlerin de üçte birini seçiyor. Cumhuriyetçi Parti şu anda Temsilciler Meclisi ve Senato’da çoğunluğu elinde tutuyor. Ancak seçimlerde herşey Demokratlar’ın lehine değişebilir.