ABD’de yoksulluk hasıraltı

Katrina kasırgasının yerle bir ettiği New Orleans sahillerindeki bir gemi enkazının üzerinde iki kelimelik bir cümle göze çarpıyor: “Politikacılar giremez.”

Katrina’nın üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti, ama kasırganın izlerini her yerde görmek mümkün. Kasırganın hemen ardından bol bol yardım vadeden siyasi sorumlulara afetzedeler inanmıyor. Fakirlik ve zaruret, Kongre seçimleri öncesinde ABD’nin siyasi acendasından düşmüşe benziyor.

New Orleans sakinleri yardım bekliyor

New Orleans sakinleri, hala harap vaziyetteki evlerinin yeniden inşa edilmesini bekliyorlar. Öncelikle kentin fakir semtleri savaştan çıkmış bir üçüncü dünya ülkesini andırıyor. Bentlerin yıkılmasıyla evi sular altında kalan 51 yaşındaki Gwen Brown, “Gençleri Irak’a, hiç bitmeyecek bir savaşta ölmeye gönderdiler. Savaşa harcanan parayla memleketinde acı çeken Amerikalılar’a yardım etseler, olmaz mıydı” diyor.

Katrina’nın hışmına öncelikle fakir zencilerin oturdukları semtler uğramıştı. Kasırga aynı zamanda, fakir düşmüş Amerikalılar’dan oluşan alt tabakanın varlığını da dünyanın gözleri önüne sermişti. Kasırga bütün ABD’yi dehşete düşürmüş ve ilk aylarda büyük bir yardım seferberliği yaşanmıştı. Ama artık 7 Kasım’da Kongre çoğunluğunu Başkan Bush’un Cumhuriyetçi Partisi’nden koparmaya çalışan Demokrat Parti bile Katrina’nın mirasıyla ilgilenmiyor.

Demokrat Parti’nin programında da yok

Oysa Demokrat Parti, ABD’nin sosyal sorunlarına parmak basmayı görev bilen partisi sayılmaktaydı. 1964 yılında Başkan Lyndon Johnson, fakirliğe savaş açmıştı. 2006’nın Demokrat Partisi ise sosyal yaralara parmak basarak, halkın gözünde kamu kaynaklarını israf eden parti durumuna düşmekten korkuyor.

2004 başkanlık seçiminde John Kerry’nin yardımcılığına adaylığını koyan emekli Senatör John Edwards, yıllardır ABD’nin bölündüğünü iddia ediyor. Edwards’a göre, Amerikan toplumu zengin ve fakir olmak üzere ikiye ayrılmış durumda. Katrina’nın ardından kamuoyunun dikkatini bu konuya çekmenin geçici olarak kolaylaştığını belirten emekli senatör, “Ama milli önderliğin yerinde yeller esiyorsa halkı bu konuda bilinçlendirmek imkansızdır” diyor.

Her sekiz Amerikalı’dan biri yoksul

İstatistiklere göre, her sekiz Amerikalı’dan biri fakir sayılıyor. Zenciler arasında bu oran dörtte bire çıkıyor. 37 milyon Amerikalı, fakirlik sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor. Fakirlik, yıllık gelir bekarlarda 10 bin, dört kişilik bir ailede ise 20 bin doların altında kaldığında başlıyor.

Muhafazakar bilim adamları ise ABD’de gerçek fakirlikten söz etmenin doğru olmadığı görüşündeler. Bunlardan Heritage Vakfı üyesi Robert Rector, “Hemen her Amerikalı’nın evi, arabası, televizyonu, kliması ve yeterli gıda maddesi var, sağlık hizmetlerinden de herkes yararlanabiliyor. Fakirlik kavramı, duygu sömürüsü yapmak isteyen Demokratlar’ın icadıdır” diyor.

““Bush şehri yeniden imar etti – Bağdat”

Çalışkanlık ve sorumluluk bilinci gibi değerlerle başarının yollarını arayan Amerikan toplumunda, fakirlikle mücadeleyi milli program haline getirmek çok zor. Ama siyasi cesaret ve kendi kendine yardım gibi sloganların New Orleans’taki afetzedelere yararı olmuyor.

Gemi enkazının karaya oturduğu yerde suni bir mezarlık kurulmuş. Renkler içindeki sahte mezar taşlarının her birini bir yerel politikacının adı süslüyor. Hatta bu taşlardan biri Başkan Bush’a ithaf edilmiş. Üzerinde de şunlar yazılı: “Bush şehri yeniden imar etti – Bağdat”