1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB'den İran'a ek yaptırımlar

15 Haziran 2010

BM Güvenlik Konseyi'nin İran’a yönelik yeni yaptırımları karara bağlamasının ardından, AB de benzer yönde adım atıyor. Yaptırımlar, enerji ve bankacılık sektörü ile belli ürünlerin ticaretini kapsıyor.

https://p.dw.com/p/NrNP
AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Catherine AshtonFotoğraf: Picture alliance/dpa

Avrupa, Tahran'daki molla rejiminin oyalama taktiğini artık kabullenmek istemiyor. BM Güvenlik Konseyi’nin İran’a yönelik ek yaptırım kararının üzerinden bir hafta geçmeden, AB üyeleri baskıyı arttırıyor. Avrupa Birliği dışişleri bakanlarının Lüksemburg’daki toplantısında, Güvenlik Konseyi’nin öngördüğünden daha sıkı yaptırımlar uygulanması yönünde karar alındı.

Yaptırımlar, enerji ve bankacılık sektörü ile belli ürünlerin ticaretini kapsıyor. Hedef New York’ta alınan yaptırım kararlarının da ötesine geçmek ve böylece İran yönetimini tartışmalı nükleer programı ile ilgili olarak müzakere masasına oturmaya zorlamak. Alman Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Avrupalılar olarak, ek yaptırımlardan yana olduklarını, böylelikle İran yönetimine, rotasını değiştirmesi ve nükleer silahlanma yoluna gitmemesi için gayet açık bir sinyal gönderildiğini kaydetti.

Yeni yaptırımlara rağmen diyalog kapısı açık

Dışışleri bakanları, saatlerce atılacak adımları tartıştı. Ancak sonuçta, kararlar çok hızlı bir şekilde alındı. Ufak da olsa, bir grup AB üyesi, yaptırımların sıkılaştırılmasına karşı çıktı, ancak İsveç’in başını çektiği bu ülkeler sonuçta yeni yaptırımlara muhalefetten vazgeçti. İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, sadece, nükleer programı yüzünden İran ile süren anlaşmazlığın sadece yaptırımlarla çözülemeyeceği ifadesinin protokole alınmasını istedi. Guido Westerwelle ise varılan uzlaşmanın, İran yönetimine karşı toplu kararlılık sinyali olduğunu vurguladı. Finlandiyalı mevkidaşı Alexander Stubb da AB’nin ticaret ve seyahat özgürlüklerine getirmeyi kararlaştırdığı yeni kısıtlamalara rağmen, Tahran ile diyalog kapısının açık olduğunu kaydetti.

Başlıca hedef doğal gaz ve petrol sektörü

AB, yaptırımları genişleterek, Tahran’daki molla rejimini en hassas noktasından, doğal gaz ve petrol sektöründen vurmayı hedefliyor. Enerji alanındaki ihracat, İran’ın en önemli döviz kaynağı. AB şimdi, Avrupalı şirketlerin İran’daki enerji sektörüne yatırım yapmasını da yasaklamayı planlıyor. Ayrıca İran’daki doğal gaz ve petrol şirketlerinin tesis yapımında Avrupa kaynaklı know-how kullanması engellenecek. Hem askerî, hem de sivil amaçla kullanılabilecek ürünlerin ticaretine kısıtlamalar da genişletiliyor. Öte yandan kara listeye alınan İranlı banka ve sigorta şirketlerinin sayısı da arttırılıyor. Özellikle İngilizler, bunun İran’ın rotasını değiştirmesi için etkili bir yol olduğu kanısında. İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, İran’a barışçıl ve yasal baskıyı arttırmak için, özellikle finans sektörünün çok önemli bir rol oynayacağını söylüyor.

AB yaptırımları daha da sert

Avrupalılar, BM Güvenlik Konseyi’nin öngördüğü yaptırımların da ilerisine geçiyor. Zira önde gelen Avrupa ülkeleri, Konsey’in kararının İran üzerinde yeterince etkili olamayacağı görüşünde. Tahran yönetimi şu ana kadar, Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinden gelen tüm görüşme önerilerini reddediyor. İran ayrıca Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile koşulsuz işbirliği yapmaya da yanaşmıyor. Bu yüzden nükleer programının barışçıl amaçlı olup olmadığı yönündeki şüpheler de varolmaya devam ediyor. Özellikle Batı dünyası, Tahran’ı barışçıl program kisvesi altında nükleer silah üretmek ile suçluyor.

İran yönetiminden tepki

Bu arada AB’nin yeni yaptırım kararı, İran tarafından "yanlış ve mantıksız" olarak nitelendirildi. İran’da devlet televizyonu tarafından yayınlanan bir basın toplantısı düzenleyen Dışişleri Bakanılığı Sözcüsü Ramin Mehmanparast, baskı ile nükleer program anlaşmazlığında hiçbir sonuç alınamayacağını söyledi.

© Deutsche Welle Türkçe

Peter Heilbrunner / Çeviren: Aydın Üstünel

Editör: Murat Çelikkafa