1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB'den Türkiye'ye basın özgürlüğü eleştirisi

Kayhan Karaca / Strasbourg 11 Mart 2009

Avrupa Parlamentosu oturumunda Türkiye’de reform sürecinin yavaşlaması eleştirildi. Türkiye'de ifade ve basın özgürlüğü konusunda yaşanan sorunlara dikkat çekildi. Strasbourg'dan Kayhan Karaca'nın haberi...

https://p.dw.com/p/HA8Y
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli RehnFotoğraf: AP

Avrupa Birliği Türkiye'de reform sürecinin duraksamış olmasından şikayetçi. AB dönem başkanı Çek Cumhuriyeti, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu, parlamentonun Türkiye raporuyla ilgili olarak Strasbourg'da düzenlenen oturumda yaptıkları açıklamalarda, Türkiye'de reform sürecinin yavaşlamış olmasından yakındılar. Oturumda Türkiye'de ifade ve basın özgürlüğü konusunda yaşanan sorunlara özel vurguda bulunuldu.

Çek Başbakan Yardımcısı Vondra, eleştirilerinde TCK'nun 301. maddesi ve sanal ortamdaki yasaklara vurgu yaptı
Çek Başbakan Yardımcısı Vondra, eleştirilerinde TCK'nun 301. maddesi ve sanal ortamdaki yasaklara vurgu yaptıFotoğraf: AP

Oturumda AB dönem başkanı sıfatıyla söz alan Çek Cumhuriyeti Başbakan yardımcısı Alexsandr Vondra, AB'nin cesaret verici mesajlarına rağmen Türkiye'de reform sürecinin 2008 yılında umut edilen seviyeye ulaşmadığını söyledi. Çek bakan, ifade özgürlüğü konusunun temel bir sorun olduğunu belirterek, TCK'nın 301 maddesi ve sanal ortamdaki yasakları örnek gösterdi.

"Türkiye yükümlülüklerini yerine getirmeli"

Türkiye'nin Gümrük Birliği ve Ek Protokol'den kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini belirten Vondra, işkence, dini özgürlükler ve iyi komşuluk ilişkileri konularına değindi. Çek bakan, ülkesinin Ankara ile yeni müzakere başlıkları açılması için çalıştığını da hatırlattı. Türkiye'nin enerji konusunda AB için önemine vurgu yapan Vondra, AB için yeni bir başmüzakereci atanmasının memnuniyet verici olduğunu söyledi.

Türkiye'de reform sürecinin yavaşlamış olması AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn tarafından da dile getirildi. Rehn, buna rağmen 2008 ile 2009 başlarında Türkiye'de kıpırdanma gözlemlediklerini, Kürtçe bir TV kanalı açılması, yeni başmüzakereci tayin edilmesi ve mecliste eşitlik komisyonu kurulmuş olmasının umut verici olduğunu aktardı.


Olli Rehn, Türkiye'de ifade ve basın özgürlüğü konusundaki tartışmaları yakından takip ettiklerini ve bu özgürlüklerin demokrasinin "olmazsa olmazları" olduğuna da işaret etti.

"Politik reformlar azaldı"

Oturumda soz alan Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü, Hollandalı Hıristiyan Demokrat parlamenter Ria Oomen-Ruijten, "Türkiye'de son 3 yıldır çok az politik reform yapılmış olmasından yakındı. Raporunu "eleştirel ama dürüst" olarak tanımlayan Oomen-Ruijten, Türkiye'nin, önceliği müzakere baslıklarının açılmasına değil, politik kriterlere vermesi gerektiğini savundu. İfade özgürlüğü konusunda yaşanan sorunlara da değinen Oomen-Ruijten, Türkiye hakkında hazırladığı bir raporda, politik kriterleri ilk defa raporun ana konusu haline getirdiğini söyledi.

Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu eşbaşkanı Lagendijk, ifade ve basın özgürlüğünü ön plana çıkardı
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu eşbaşkanı Lagendijk, ifade ve basın özgürlüğünü ön plana çıkardıFotoğraf: AP


Parlamentonun Sosyalist grubu adına konuşan Hollandalı parlamenter Jan Marinus Wiersma ise Türkiye'nin laik yapısının önemine vurguda bulundu. Wiersma, "Türkiye'nin İslamlaştırılmasını asla kabul etmeyeceğiz. Türkiye sadece laik kalırsa AB üyesi olabilir" şeklinde konuştu.

Yeşiller grubu adına konuşan Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu eşbaşkanı Joost Lagendijk de konuşmasında, ifade ve basın özgürlüğünü ön plana çıkardı. Lagendijk, Avrupa Parlamentosu'nun Türk hükümetine "üyelik sürecine desteğin sadece reform karşılığında olacağı" mesajı göndermesi gerektiğini savundu.

Parlamento'nun Türkiye raporu Perşembe günü Strasbourg'daki genel kurul toplantılarında oylanacak.