1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD'nin istekleri BM'yi zorluyor

Daniel Scheschkewitz / DW13 Eylül 2005

BM’nin 60. yıldönümü nedeniyle New York’ta düzenlenecek tarihi zirve öncesi sonuç bildirgesi üzerinde uzlaşma arayışları devam ediyor. ABD’nin getirdiği değişiklik önerileri yüzünden, neredeyse sil baştan yazılan bildirgenin herkesi memnun etmesi ise zor görünüyor…

https://p.dw.com/p/AaYZ
BM'de tarihi zirve öncesi uzlaşma sağlanamıyor
BM'de tarihi zirve öncesi uzlaşma sağlanamıyorFotoğraf: AP

14 - 16 Eylül tarihleri arasında yapılacak BM zirvesi öncesinde sonuç bildirgesi ile ilgili karmaşa sürüyor. ABD’nin getirdiği 700 maddelik değişiklik önerileriyle daha önce üzerinde uzlaşma sağlanılan maddeler sil baştan yazılmaya çalışılıyor.

Gelişmekte olan ülkeler ve sivil toplum kuruluşlarının isteği, zirvede Milenyum Hedefleri’ne öncelik verilmesi. Ancak büyük ülkeler arasında çekişmelere sahne olan BM reformları gündemde daha ağırlıklı yer tutuyor. BM kurumlarının reformu ile BM’ye bağlı silahlı barış misyonlarının görev alanı öne çıkıyor.

ABD’den koşullu destek

ABD aslında reform sürecini destekliyor, ama kendi reform düşüncelerinin kabul edilmesi koşuluyla. ABD’nin BM nezdindeki daimi temsilcisi John Bolton’ın Ağustos ayından bu yana getirdiği 700’ün üzerinde değişiklik önerisiyle, Amerikan yönetimi sonuç belgesinin şekil ve içeriğini değiştirmeye çalışıyor.

Bu değişiklik önerileri arasında, Milenyum Hedefleri’yle ilgili maddeler dikkat çekici. Milenyum Hedefleri beş yıl önce tüm ülkelerin oyuyla kararlaştırılmıştı. 2015 yılına kadar dünya çapında yoksulluğun yarıya indirilmesi en iddialı hedefler arasında yer alıyordu.

Kalkınma yardımları

Bush yönetimi ise sonuç bildirgesinde öngörülmesine rağmen kalkınma yardımları konusunda başka yükümlülükler altına girmek istemiyor, bunun yerine gelişmekte olan ülkelerden piyasalarını güçlendirmelerini ve reformlar yapmalarını bekliyor. ABD’yi zirvede temsil edecek olan Dışişleri Bakanı Rice ise gelişmekte olan ülkelerle ilgili politikalarını özetlerken, insanları içinde bulundukları yoksulluktan kurtarmak için ticaretin önemine odaklanmak istediklerini söylüyor.

Sonuç bildirgesinde, zengin sanayi ülkelerine, gayrisafi yurtiçi hasılalarının yüzde 0.7’sini kalkınma yardımlarına ayırmaları yükümlülüğü getirilmek isteniyordu. ABD’nin tutumu karşısında bu hedefin gerçekleşmesi zorlaşıyor.

ABD’nin bu hedefi onaylamaya yanaşmaması durumunda gelişmekte olan ülkeler de Amerikan yönetiminin önerilerine karşı sorun çıkarabilir. Örneğin Amerikan yönetiminin uluslararası terörizmle mücadele ya da İnsan Hakları Komisyonu’ndaki reform planları konusunda.

Diğer istekler

ABD’nin sonuç bildirgesinde büyük değişiklik yapmak istediği üçüncü önemli konu, BM’nin mavi bereli barış güçlerinin gelecekteki görevleri ile ilgili. Başlangıçta, Ruanda’daki gibi katliamların önlenmesi için ülkelerde insan haklarını acil durumlarda silah zoruyla korumanın uluslararası devletler topluluğu için bir yükümlülük olmasından bahsediliyordu. ABD’nin değişiklik önerileri bu maddeyi o kadar yumuşatıyor ki, neredeyse artık sadece ahlaki bir yükümlülük haline getirilmiş durumda.

Bu maddeyle, Amerikan birliklerinin otomatik olarak dünyanın herhangi bir yerinde konuşlandırılmasının önüne geçmek, bu tür görevlerin BM çatısı altında gerçekleştirilmesini sağlamak amaçlanıyordu. ABD ise askeri birliklerini uluslararası emir-komuta zinciri altına sokmakta isteksiz.

ABD için çok önemli dördüncü nokta ise BM’deki idari reform planları. Son yolsuzluk olaylarının ardından BM yönetiminde daha fazla denetim ve şeffaflığın sağlanması isteniyor.