1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB'li bakanlar "mülteci kampı" önerisini görüşüyor

Barbara Wesel1 Ekim 2004

Avrupa Birliği İçişleri ve Adalet Bakanları Hollanda’nın Scheveningen kentinde biraraya geldi. Gayrıresmi toplantının merkezinde, Alman İçişleri Bakanı Otto Schily’nin gündeme getirdiği ve büyük tartışmalara yolaçan yasadışı göçe karşı Kuzey Afrika’da mülteci kampları kurulması önerisi oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/Ab7D
Schily'nin mülteci kampı önerisi Almanya'da tepkilere neden olmuştu.
Schily'nin mülteci kampı önerisi Almanya'da tepkilere neden olmuştu.Fotoğraf: AP

”Mülteci kampları” konusu daha 25 bakanın masasına gelmeden toplantıya hakimdi. Çünkü tüm gazeteciler bu konuyla ilgili. Avrupa ülkelerinin, Afrikalı göçmenleri daha Avrupa Birliği’ne ayak basmadan toplayacak merkezler kurulması düşüncesine yaklaşımının ne olduğu sorusuna yanıt arıyorlar.

Schily 'kamp' sözcüğüne karşı

Bu öneriyi meslektaşları karşısında savunmak için gelen Alman İçişleri Bakanı Otto Schily, ”kamp” sözcüğünü duymak istemiyor. Olası bir tesisi, ”Toplama Merkezi” olarak niteliyor. Fakat bunların nasıl olacağı, kimin sorumlu olacağı, finanse edeceği, hukuki sonuçları tamamen belirsiz. Daha önce bu tür tesislerin Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne bağlı olabileceği konuşulmuştu. Otto Schily, Komiser’in zaten kendisinin bu önerisine çok ters bakmadığını söyledi.

İlk eleştiri dalgasının ardından bakan en iyi savunmanın saldırı olduğundan hareket etti ve şöyle konuştu:

”Sorunlar Avrupa’ya gelene kadar bekleyebiliriz. O zaman sorun kapımızın önünde olur ve ancak kötü çözümler bulabiliriz. Ya da aktif şekilde sorunun nerede olduğunu arar ve çözmeye çalışırız. Önümüzdeki seçenekler bunlar. Ben daha çok ikincisinden yanayım.”

Aktif şekilde sorunları çözmeye örneğin, Akdeniz sahillerinde başlanabilir. Yani Tunus, Fas veya Libya’da. Bunların hepsi, Afrikalı mültecilerin geçmek zorunda olduğu ülkeler. Otto Schily bu sorundan söz ederken, hedefinin ne olduğunu da gizlemiyor:

”Avrupa’da daha önce kararlaştırdığımız gibi, yasadışı göçü gelecekte nasıl daha iyi önleyebiliriz?”

Göç suç oranını arttırıyor

Schily’ye göre, engellenmeyen yasadışı göç suç işlenmesinde artışa neden oluyor, kaçak işçilerin sayısını yükseltiyor ve uyuşturucu ticaretini körüklüyor. Bakan, kendi başlattığı tartışmanın ne kadar gerekli olduğunu kanıtlamak için, dün de 500 yeni göçmenin gemiyle Güney İtalya’ya geldiğini anlattı ve önerisinin ardında insancıl niyetlerin yattığını belirtti ve şöyle devam etti:

”İnasların yaşamlarını tehlikeye atmalarını ve atanların da ölmesini nasıl engelleyebiliriz. Bunu konuşuyoruz.”

Bunu önlemenin yolu tabii ki, göçmenleri daha Kuzey Afrika limanlarının önünde durdurmaktan geçiyor. Çünkü ancak iltica nedenlerinin geçerliliğinden emin olanlar, Avrupa Birliği memurlarının bunları gözden geçireceği kamplara gönüllü olarak gider. Yoksa bu planlara, mültecileri denizde yakalayıp, yola çıktıkları limanlara geri götürmek de dahil mi?

İsveç itiraz etti

İsveç İçişleri Bakanı buna itiraz etti. Denizde mağdur olanlara yardım etmenin yolunun bu olamayacağını söyledi. İspanyol meslektaşı da, Avrupa Birliği’nin siyasi, ahlaki ve hukuki bakımdan erişilen standartların gerisine düşemeyeceğini belirtti. Ama planları destekleyenler de vardı. En başta İtalya. Ama Avusturya ve İngiltere de Avrupa Birliği’nin bu yöndeki planları geliştirmeye devam etmesinden yana.