1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

211011 China EU

24 Ekim 2011

Euro Bölgesi ülkeleri borçlanma krizine çözüm yolları ararken destek için her türlü olasılığı gözden geçiriyor. Bunlardan biri de elde ettiği ekonomik büyüme ile tüm dünyada göz kamaştıran Çin.

https://p.dw.com/p/12xMR
Fotoğraf: picture-alliance / dpa

Avrupa Birliği ve ABD'de borçlanma krizlerinin patlak vermesinden bu yana Çin ve diğer kalkınmakta olan ülkelerin siyasî ağırlığı artık iyice hissediliyor. Nitekim G20 maliye bakanları toplantısında Çin, Brezilya ve Hindistan'ın borçlu ülkelere kucak açmaya hazır olduklarını açıklaması aynı zamanda bir güç gösterisiydi. Bu, Avrupalılar için artık alışılmış bir durum olmaya başladı. Alman Dış Politika Derneği'nden Eberhard Sandschneider de dengelerin değiştiğine işaret ediyor.

Sandschneider, “20 -30 yıl önce böyle birşeye cesaret etmeyi hayal bile edemeyen kalkınmakta olan bu üç ülke, birlikte konuşabiliyor ve IMF gibi kuruluşların önüne çıkmaya başlayabiliyor. Avrupalılar ise Amerikalılarla birlikte IMF konusunda değişmeyen bir tutuma sahip” dedi.

Financial Times gazetesine göre, Avrupalılar şimdilik pek sıcak bakmasa da Çin, Brezilya ve Hindistan, iflasın eşiğindeki ülkeler için hazırlanması öngörülen bir yardım paketi üzerinde çalışmalarına başladı. Zira bu üç ülke, Avrupalıların tek başına borçlanma sorununun üstesinden gelemeyeceğini tahmin ediyor.

Somut adım yok

Alman Dış Politika Derneği'nden Eberhard Sandschneider
Alman Dış Politika Derneği'nden Eberhard SandschneiderFotoğraf: DGAP/dapd

Özellikle Çin, yardım eli uzatmak istediğini sık sık vurguluyor. Ancak “Krize karşı Avrupalılarla mücadele etmeye hazırız” diyen Pekin'den bu konuda şimdiye dek somut bir adım yok. Pekin, krizle sarsılan ülkelerin devlet tahvillerini satın almaya şimdiye kadar pek yanaşmadı. Çinliler, yaklaşık 3 trilyon 200 milyar gibi dev döviz rezervine sahip olmalarına rağmen, Avrupa Mali İstikrar Fonu'na da şimdiye dek sadece 300 milyon euro yatırdı.

Doğu Çin Normal Üniversitesi'nden maliye uzmanı Huang Zemin ise farklı bir değerlendirmede bulunuyor: “Çin'ın toplam gayrı safi milli hasılası devasa boyutlarda. Ancak gelir dağılımına bakıldığında, durum bir hayli farklı görünüyor. Çin hâlâ yoksul bir ülke. Kişi başına düşen yıllık gelir 5 bin dolardan az. Avrupa'da ise bu rakam 10 kat fazla. Dolayısıyla Çin'in Avrupa'ya yardım etmesi pek gerçekçi bir durum değil.”

Huang, Avrupa'daki temel sorunun ise gelir ve harcamalar arasındaki dengesizlik olduğunu söylüyor. Çinli uzman, Avrupalıların kazandığından daha fazlasını harcadığını belirtiyor.

"Çin yardım edebilir"

Çin uzmanı Eberhard Sandschneider'e göre de Avrupa ülkeleri bu sorunu tek başına çözmeli. Sandschneider, bununla birlikte Çin'in devasa döviz rezervlerinin Avrupalılar için bir yardım unsuru olabileceği kanısında. Sandschneider,“Çin son yıllarda küresel ekonominin bir parçası haline geldi ve doğal olarak küresel ekonominin istikrara kavuşmasında Çin'in de çıkarları var” dedi.

Avrupa Birliği, uzun zamandır Çin'in başlıca ticari ortağı. 2010 yılında 27 Birlik üyesine 280 milyar euro değerinde Çin ürünü ihraç edildi. Dolayısıyla Avrupa ülkeleri toparlanamazsa, Çin'in dış ticareti de bundan olumsuz yönde etkilenecek.

AB - Çin Zirvesi ertelendi

Tüm bunların konuşulması için Avrupa Birliği liderler zirvesinin hemen ardından aslında AB – Çin buluşması planlanıyordu. Ancak krizle ilgili pazarlıkların yoğunlaşması nedeniyle Avrupa Konseyi Başkanı Herman Von Rompuy, Çinli yetkilileri arayarak zirveyi ertelemek istediklerini kaydetti. Fakat tarafların kısa süre içinde biraraya gelmesi kaçınılmaz görünüyor.

©Deutsche Welle Türkçe

Zhang Danhong, Çeviri: Hülya Köylü

Editör: Başak Sezen