Adil ticaret ürünlerine ilgi artıyor

Adil Ticaret Organizasyonu FairTrade, 1992 yılından itibaren Latin Amerika, Asya ve Afrika gibi tarıma dayalı ekonomilerin ağırlıkta olduğu üçüncü dünya ülkelerindeki iş gücü emeğini korumak amacıyla oluşturuldu. Nitekim globalleşmenin sonucunda, tarım ekonomisine bağlı bu ülkelerdeki küçük ölçekli şirketler, çokuluslu şirketler için "yutulabilecek kolay birer lokma" haline dönüştüler.

Çiftçilere ve küçük ölçekli şirketlere destek

Çok emekle, az para kazanan ve üretim yapamayan milyonlarca küçük aile işletmesi, bu organizasyonlar sayesinde, petrolden sonra en büyük ihracat gelirini sağlayan kahve, kakao, şeker ve çay gibi ürünlerini pazarlayabilme şansı yakaladılar. Aynı zamanda bu yolla, çocuk işçi çalıştırmanın da önüne geçilmek isteniyor. Bugün yaklaşık bir milyon aile, geçimini FairTrade aracılığıyla üretip pazarladığı ürünlerden sağlıyor. Organizasyon, çiftçi aileleri ve küçük işletmelerin ürettiği ürünleri “adil ticaret" ibaresi ile Batılı ülkelerde pazara sunuyor.

Almanya’da bu ürünlere karşı ilginin günden güne arttığı gözleniyor. Mali krize rağmen, geçtiğimiz yıl yaklaşık 270 milyar euro harcanarak, "adil tüketim" ibareli ürünlerin satışında yüzde 26 oranında artış sağlandı. Adil Ticaret Organizasyonu FairTrade'in Alman ayağı olan Transfair adlı kuruluşun başkanı Dieter Overath, tüketim alışkanlıklarının değiştiğini dile getiriyor. “Alman tüketicilerin, sadece sorunlardan bahsedilmesinden bıktığını düşünüyorum. Artık çözüm de görmek istiyorlar. Bu ürünlerin tüketimiyle, daha iyi bir dünya sağlayabileceğimizi gösterdik. Tüketiciler için daha iyi bir seçenek var artık. Dükkânlarda tüketicilerden ilgi gören ürünler sunuyoruz" diyen Overath, çözüm sunan ve giderek daha fazla kabul gören bir alternatif oluşturduklarını belirtiyor.

Almanların alışveriş anlayışı

“Adil ticaret" ibareli ürünler pazarda yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Almanya’da ürünlere talep artsa da, pazardaki yerleri henüz istenilen seviyeye ulaşmadı. Diğer Avrupa ülkelerine kıyasla Almanya’da bu ürünlerin tüketimi, İngiltere ve İsviçre’nin gerisinde kalıyor. Almanya’da kişi başına yıllık tüketim 3,20 euro ile sınırlıyken, İngiltere’de 12 euro, İsviçre'de ise 23 euroya kadar yükseliyor.

Overath, “Almanya’nın, en ucuz gıda ürünlerinin satıldığı pazar olduğunu görmek gerekiyor. Dünya genelinde, gıda alışverişine en düşük bütçenin ayrıldığı ülke burası. Almanya, son derece pahalı mutfakların bulunduğu, ancak en basit ve ucuz gıdaların pişirildiği bir ülke. Adil ticaret ürünlerinin daha fazla rağbet görmesi için çok daha farklı alanlara eğilmemiz gerekiyor ”diyerek, diğer ülkelere kıyasla geride kalmalarına açıklık kazandırıyor.



Emeğin sömürülmesi engelleniyor

Almanya’da tarım ve gıda ürünlerindeki rekabet, adil ticaret ürünlerinin pazar bulmasını diğer ülkelere oranla zorlaştırıyor.

Çokuluslu şirketler arasında adil ticaret ürünlerine destek verenler de mevcut. Aralarında Nestle ve Starbucks gibi kuruluşların bulunduğu dünyaca ünlü markalar, gelişmekte olan ülkelerdeki aile şirketi üretimlerini kendi markalarıyla ve "adil ticaret" ibaresiyle satışa sunuyor. Böylece çocuk işçi çalıştırılması ve insanların emeklerinin sömürülmesini engellemeye katkıda bulunmayı amaçlıyorlar.

© Deutsche Welle Türkçe

Andreas Becker / Çeviri: Gezal Acer

Editör: Murat Çelikkafa