1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Afet bölgesinde medyanın gücü

Steffen Leidel10 Ocak 2005

Güney Asya’daki depremin ardından toplanan bağışların tutarının bu kadar yüksek olmasında medya önemli bir rol oynuyor. Ancak bu yoğun haber ve görüntü bombardımanı bir yandan yardım kuruluşlarına önemli mali destek sağlarken diğer yandan yardım çalışmalarına olumsuz etkilerde de bulunuyor. Steffen Leidel’ın haberi…

https://p.dw.com/p/Ab0P
Afet bölgesiyle ilgili görüntüler yardımların toplanmasında önemli rol oynuyor.
Afet bölgesiyle ilgili görüntüler yardımların toplanmasında önemli rol oynuyor.Fotoğraf: AP

Uluslararası yardım kuruluşları, dünya çapında yaşanan bağış seferberliğinden memnun. Bu seferberlikte, medyada yoğun bir şekilde yer alan haber ve görüntülerin de önemli bir payı var. Güney Asya’yı harab eden sel suları televizyon aracılığıyla oturma odalarımızın içine kadar giriyor, adeta bir görüntü seli yaşanıyor. Afet anında çekilen amatör video görüntüleri felaketin boyutunu gözler önüne seriyor.

Görüntülerin gücü çok büyük. Yardım kuruluşları da bunun farkında. Medyadaki görüntüler ne kadar sarsıcıysa o kadar çok para akıyor. Ancak bu durum, Güney Asya’daki gibi büyük çaplı bir felakette sorun haline de gelebiliyor. Çünkü bağışların büyük bölümü belli bir amaç ve belli bir bölge için gönderiliyor.

Yardım kuruluşları da bölgede ihtiyaç çoktan karşılanmış olsa bile bu kaynakları söz konusu afet bölgesine zamanında ulaştırma baskısı altında kalıyor. Çünkü belli bir bölge için yapılan bağışlar başka bir kriz bölgesine aktarılamıyor. Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü bu nedenle dürüst ve cesur bir adım atarak, Güney Asya’daki afet bölgesi için başka bağış kabul etmeyeceğini, gelecek ek bağışların tümünün gerçekten bölgede kullanılacağını garanti edemeyeceğini açıkladı.

Rekabete yol açıyor

Medyadaki yoğun görüntü bombardımanının getirdiği bir başka tehlike, iyi anlamda da olsa yardım kuruluşları arasında rekabete yol açması. Büyük ve köklü yardım kuruluşları, ilan yoluyla oluşturulan özel yardım girişimlerine endişeyle bakıyor. Bu tür girişimler yardım amacıyla iyi niyetle de yapılsa önemli bir uzmanlık ve birikime sahip değil.

Alman Sivil Toplum Örgütleri Kalkınma Politikası Derneği Yönetim Kurulu üyesi Jürgen Lieser afet bölgesinde yardım elemanı eksiği bulunmadığını belirterek “Deneyimler, özel yardım girişimlerinin genelde yarardan çok zarar getirdiğini gösteriyor. Toplama merkezlerinde ne kadar gereksiz yardım malzemeleri yığıldığını düşünmek bile istemiyorum“ diyor. Lieser, bir yardım kuruluşuna mantar çorbası gönderme teklifi yapılmasını örnek göstererek, bu tür girişimlerin iyi niyetle de olsa afet bölgesindeki insanlara yardımı dokunmadığına işaret ediyor.

Medyanın yoğun ilgi gösterdiği afetlerde yardım kuruluşları da genelde rekabet içine giriyor ve medyanın dikkatini çekmek için yarışıyor. Bu durum, yardımın sansasyon haline dönüşüp anlamını yitirmesi tehlikesini doğuruyor. Çünkü kim en en heyecanlı, en duygusal eylemi sunarsa televizyonda haberlere çıkma şansı da o kadar büyük oluyor.