1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Afet bölgesinde salgın tehdidi

Ajanslar29 Aralık 2004

Güney Asya’nın deprem bölgelerinde cesetler toplanırken, şimdi de bulaşıcı hastalık tehlikesi afetzede ve sorumluların kabusu haline geldi. Dünya Sağlık Örgütü hastalıklar yüzünden ölenlerin, depremin doğrudan etkisiyle hayatını kaybedenlerin sayısına ulaşabileceği uyarısında bulundu...

https://p.dw.com/p/Ab1K
Deprem bölgesinde açıkta kalan cesetler salgın hastalık tehlikesi yaratıyor...
Deprem bölgesinde açıkta kalan cesetler salgın hastalık tehlikesi yaratıyor...Fotoğraf: AP

Güney Asya’yı Pazar günü vuran 9.0 şiddetindemi depremde yaşamını yitirenlerin sayısı giderek artıyor ve 100.000’i aşmasından endişe ediliyor. Bölgede arama – kurmak çalışmalarına katılan yardım ekipleri de binbir güçlüğe göğüs germek zorunda kalıyorlar. Afetzedelerle yardım ekiplerinin kıyıya vuran cesetleri toplayışını gösteren resimler büyük trajedinin boyutlarını gözler önüne seriyor.

Cesetler küçük paslı araçlarla toplama noktalarına getiriliyor. Salon, çadır ve açık havada üzerleri çarşafla örtülü vaziyette dağ gibi yığılıyor. Ciğerlere işleyen koku yüzünden yardımcılar nefes almakta zorlanıyor. Kurtarma ekiplerinin durumu kontrol altına almada nasıl zorlandıkları ve salgın patlak vermesini önlemenin ne kadar zor olduğu bu manzaradan da anlaşılıyor. Dünya Sağlık Örgütü de afet bölgesini tehdit eden başlıca unsurun bulaşıcı hastalık tehlikesi olduğu uyarısında bulundu. Örgüt sözcüsü David Nabarro hastalıkların depremdeki kadar can kaybına yol açmasından endişe ettiklerini söyledi.

Hindistan Sağlık Bakanlığı yetkilileri bulaşıcı hastalıkları önlemek için ellerinden geleni yaptıklarını, ancak önlemlerin bütün afet bölgelerine ulaşacağını kimsenin garanti edemeyeceğini söylüyorlar. Hindistan’a bağlı Nikobar ve Anderman adalarında 10 bin kişinin ölmüş olabileceği, tamamen tahrip olan Car Nikobar adası sakinlerinin diğer adalara tahliyesine çalışıldığı bildiriliyor.

Arama – kurtarma çalışmaları

Deniz depreminin vurduğu 10 ülke daha fazla uluslararası yardım bekliyor. İhtiyaç sahiplerine ulaşması umuduyla felaket bölgelerinde uçaklardan gıda maddesi paketleri ve su bidonları atılıyor. Tayland’ın turistik merkezlerinde kayıpları arama çalışmaları sürüyor.

Kaybolan ve hayatlarından ümit kesilen yabancıların arasında çok sayıda Alman turistin de bulunduğu tahmin ediliyor. Puket’in kuzeyindeki Kao Lak’ta tatil yapan 600 dolayında Alman’ın sel sularında can vermiş olabileceğine dair haberler geliyor. İsveç diplomatik kaynakları da 1.500’den fazla vatandaşının kayıp olduğunu belirtti. Türk Dışişleri Bakanlığı da deprem bölgesinde bulunan vatandaşlarından 53’üne ulaşamadıklarını kaydetti.

En çok can kaybı Endonezya ve Sri Lanka’da kaydedildi. Endonezya makamları büyük çoğunluğu Aceh kriz bölgesinde olmak üzere en az 30 bin kişinin ölmüş olabileceğini açıkladılar. Deprem araştırma merkezlerince saptanan artçı sarsıntıların şimdiye kadar ek hasara yol açmadığı da gelen haberler arasında.

Binlerce kişi tehdit altında

Deprem dalgalarının yerle bir ettiği bölgelerdeki salgın hastalık tehlikesiyle ilgili olarak Berlin’deki Tropikal Hastalıklar Enstitüsü’nden Thomas Jellinek, kurtarma ekiplerinin ulaşamadıkları bölgelerde yerel salgınların başlayabileceğini ve hastalıktan binlerce kişinin etkilenmemesi için bu bölgelerin karantinaya alınması gerektiğini söyledi.

Uluslararası yardım ekipleri de bölgeye yüzlerce tonluk ilaç, alet ve portatif su arıtma tesisleri taşıyor. 9 şiddetindeki deniz depreminin yıktığı bölgelere bütün dünyadan yardım gönderiliyor. Avrupa Birliği 30 milyon euroluk mali yardımda bulunurken ABD’de bölge ülkelerine 35 milyon dolar gönderiyor. BM Genel Sekreter yardımcısı Jan Egeland, yardım seferberliğini takdirle karşıladıklarını ve bu sözleri söylediği anda yardım malzemesi dolu düzinelerce uçağın yol olduğunu söyledi.

Afet bölgelerine ulaşmak zor

Tayland’daki çalışmalara katılan Alman Malteser yardım kurumundan Andre Stülz de DW’ye verdiği demeçte, bütün felaket bölgelerine hemen girilemediği için ölü sayısının saatbaşı değiştiğini, çoğu karayolunun kapalı olduğunu ve telefon şebekelerindeki arızaların hızlı haberleşmeye imkan tanımadığını söyledi. Sınır Tanımayan Doktorlar örgütünden Ulrike von Pilar DW televizyonuna yaptığı açıklamada, kriz bölgelerindeki insanların acil ihtiyaçları ile ilgili olarak şunları söyledi:

“Elimizde ayrıntılı bilgi yok.Örgütümüz bütün ülkelere ekipler gönderdi. Öncelikle yaralıların tedavi edilmesi, içme suyu sağlanması ve temel tıbbi bakım şartlarının hazır edilmesi gerekir. Ama dediğim gibi, bütün bilgileri toplamamız birkaç gün sürer.”

Ulrike von Pilar diğer yardım kuruluşlarıyla koordinasyon çalışmalarının nasıl yürüdüğü sorusuna ise, “bu gibi konilara yerinde karar verildiği, aralarında görev dağılımı yaptıkları, ilaçları en kası zamanda dağıtmaya çalıştıkları ve önce en çok acı çeken insanlara ulaşmaya çalıştıkları” cevabını verdi.