1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Afganistan’ın kaderini belirleyecek zirve

Ratbil Shamel (Deutsche Welle) 31 Mart 2009

Amerika Birleşik Devletleri’nin yeni Afganistan stratejisi Hollanda’nın Lahey kentinde masaya yatırılıyor. İlk kez İran da, ABD ile aynı masada.

https://p.dw.com/p/HNd9
Fotoğraf: Dragan Todorovski

73 ülke ve 15 uluslararası örgütün temsil edildiği Afganistan Konferansı'na büyük önem veriliyor. Çünkü ABD’nin davetini kabul eden İran da konferansın katılımcıları arasında yer alıyor. Bu, uluslararası alanda son otuz yılda yaşanan en büyük yenilik.

İki ülkenin yakınlaşmasının sadece Afganistan’a değil İslam dünyasındaki birçok kriz bölgesine uzanan etkileri olabilir. Öte yandan konferansın açılışında konuşan NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, tüm katılımcıları Afganistan ordusunu güçlendirmek için oluşturulan fona katkıda bulunmaya çağırdı. Scheffer, Afganistan güvenlik güçlerini desteklemek için NATO'nun uluslararası toplumdan yıllık 1,5 milyar euro maddi desteğe ihtiyacı olduğunu belirtti.

Tagungsort-Afghanistankonferenz.jpg
Fotoğraf: AP

Pek çok uzmana göre, Lahey’deki 10’uncu Afganistan Konferansı, ABD ile İran arasındaki gölgeli ilişkilerde yeni bir sayfa açılmasını sağlayacak. ABD Başkanı Obama’nın yeni stratejisi, Afganistan'daki sorunların İran'ın da dahil olduğu komşu ülkelerle birlikte çözümlenmesini öngörüyor. Uzun yıllar BM’de görev yapan ve Afganistan’ı iyi tanıyan Thomas Ruttig bu açılımın nedenini şöyle açıklıyor:

“Çetrefilli Afganistan sorununu, bölgesel bağlamda değerlendirmeden çözmek kesinlikle mümkün değil. Şu ana kadar komşu ülkelerin hepsi çok yapıcı davranmadı ve Batı da sorunu kendi başına çözmeye çalışmak gibi pek çok hata yaptı. Hatalardan dersler çok geç çıkarıldı. Ders alınana kadar çok sayıda kurban verildi, yeniden imarda pek çok yatırım fiyaskoyla sonuçlandı.”

Obama, muhalifleri ikna etmek zorunda

Obama zu Afghanistan
Fotoğraf: AP

Yeni ABD yönetimi için, ülkesinde İran ile yakınlaşmaya karşı olanları ikna etmek çok kolay olmayacak. Daha birkaç ay önce İran ile doğrudan müzakereler bir tabu olarak görülüyordu. İran’daki molla rejimi, “haydut devlet” ve “şer ekseninin bir parçası” olarak nitelendiriliyordu. Washington, “teröre destek veren ülkelerle hiçbir görüşme yapılmayacağını” vurgulayıp durdu. Üstelik İran’ın nükleer programı ve İsrail'e yönelik politikası dünya barışı için bir tehdit olarak algılanıyor. Oysa şimdi, farklı bir yaklaşım ortaya çıktı. ABD'deki Afganistan Araştırmaları Merkezi’nin Direktörü Ömer Şerif, Irak’taki deneyimlerin, Amerika'nın yeni bir İran politikasına yönelmesinde etkili olduğu görüşünde:

“ABD’deki çeşitli düşünce kuruluşlarının yayımladığı pek çok araştırma şu sonucu ortaya koyuyor: Irak'taki durumun iyiye gitmesinin en önemli nedenlerinden biri, İran’ın Irak hükümeti ile yaptığı iyi niyetli işbirliğidir.“

“İran, işbirliğine hazır”

Hamid Karsai zu Besuch bei Mohammed Chatami im Iran Teheran
Afganistan Devlet Başkanı Karzai'nin 2002 yılında İran'a yaptığı ziyaretten görüntü.Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Afgan asıllı Amerikalı uzman, ABD ve İran’da artan pragmatizme de dikkat çekiyor. Şerif, Obama Yönetimi’nin, İran’ın Lübnan’daki Hizbullah ve Gazze Şeridi’ndeki Hamas gibi radikal grupların yanı sıra Irak ve Afganistan’daki Şii halk üzerindeki etkisinin de farkında olduğunu vurguluyor. Şerif’e göre hem Tahran hem de Washington yönetimleri Irak, Afganistan ve Ortadoğu’da birbirlerine ihtiyaç duyduklarını giderek daha fazla kabulleniyor.

“İran, Afganistan’da çok fazla seçeneği olmadığını biliyor. Tahran, hiçbir şekilde komşu ülkesinde Taliban ya da El Kaide’nin zaferini istemiyor. Kabil’de Sünni ve köktendinci bir rejim İran’ın kendisi için de bir tehdit olarak görülüyor.“

Ömer Şerif, İran'ın, din devletinin temelleri sorgulanmadığı sürece, ABD ile Afganistan'da işbirliğine hazır olduğunu belirtiyor. Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai de zirve öncesinde yaptığı açıklamada, bölgedeki barış ve istikrar için İran’ın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurguladı.