1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Afrika'nın asıl sorunu

Frank Raether4 Temmuz 2005

Yoksulluğa ve açlığa karşı hafta sonu konserler dizisi, tarihin en büyük konserleri ünvanını hak etti. Live 8 konserlerinde sanatçılar ve politikacılar ateşli konuşmaları ile zengin ülkeleri yoksullara yardım etmeye çağırdılar. Bu etkinlik, Afrika ülkelerine ne kadar yardımcı olabilecek? Deutschlandfunk Radyosu’ndan Frank Raether’in yorumu:

https://p.dw.com/p/AZva

“Hafta sonundaki çağrıyı duymayan kalmamıştır: Yoksulluğu tarihe gömelim! Bu çağrı özellikle iki ülkeden birinin dünyanın en yoksulları arasında yer aldığı ve her üç ülkeden birinde kriz yaşanan Afrika kıtası içindi. Bu kıtada yoksulluk gündemin en acil sorunu ve bir şeyler yapılmazsa geleceğin de sorunu olacak.

Kitlesel katılımın yaşandığı konserler ve gösterilerle, bu hafta G-8 Zirvesi için İskoçya’nın Gleneagles dinlenme ve spor merkezinde toplanacak endüstri ülkeleri devlet ve hükümet başkanlarına baskı yapılmak isteniyor. Konserlerin düzenleyicisi Bob Geldof’un talepleri, yoksul ülkelerin borçlarının hemen ve tamamen silinmesi, kalkınma yardımının iki katına çıkarılması ve dünya ticaretinin adilleştirilmesi. Yoksulluğun nihayet tarih olması.

G-8 ülkeleri liderlerinin bu ahlaki çağrıya kulaklarını kapatmamaları bekleniyor. İngiltere Başbakanı Tony Blair ve Japonya Başbakanı Yunichiro Koizumi ile ABD Başkanı George Bush, gelecek beş yılda kalkınma yardımını iki katına çıkarma sözü zaten verdiler. Ama Afrika’da yoksulluğun azaltılması için ilk kez plan yapılmıyor. Geçen 40 yıl içinde, defalarca, sonuçsuz kalan girişimlerde bulunuldu.

Milyonlarca insanın katıldığı böyle bir girişimden sonra Afrika’da yoksulluğun aşılamaması sorununun sadece maddi kaynak eksikliğine mi bağlı olduğu sorusunu sormak gerekiyor. Afrika’ya yapılan kalkınma yardımı, II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’ya yapılan Marshall Yardımı ile karşılaştırıldığında her Afrikalı’nın bir Avrupalı başına düşen yardımın altı katını almış olması gerekiyor. Peki Afrika neden hala bu durumda? Üstelik kıtanın bir çok bölgesi tarıma elverişli arazi ve yeraltı zenginliklerine sahip.

Nijerya ve Angola, dünyanın en önemli petrol ihracatçıları arasında. Kongo Demokratik Cumhuriyeti, zengin elmas, altın ve kobalt madenlerine sahip. Bu ülke gibi Angola ve Kamerun da zenginlikleri ile tüm kıtayı doyurabilecek kapasitedeler. Bu durumda hala yoksulluğun pençesinde olmalarının nedeni, ülke yönetimleri ile ilgili. İhracat gelirleri halkın refahına harcanmıyor, politikacıların ceplerine gidiyor. Demokratik yönetimler kurulmasını isteyen yok, herşeyden önce halkı ile halkının kaderi ile ilgilenen politikacı yok.”

Kısacası Afrika’nın sorunu para değil, Afrika’nın sorunu iktidar sorunu. Demokratik ülkelerde yaşayanlar, hükümetleri üzerinde kolayca baskı oluşturabiliyor. Hafta sonunda yaşanan konserler ve gösteriler, Afrika ülkelerinde Afrikalılar tarafından bu ülkelerin hükümetlerine yönelik yapılsa idi, polis tarafından derhal şiddete başvurularak dağıtılmıştı, eylemciler tutuklanmış, hatta öldürülmüştü. Afrika’da iktidar sahipleri kalkınma yardımını keyifle alıyorlar, ama politikalarının sorgulanmasından hiç hoşlanmıyorlar.

Asıl sorun ve değişmesi gereken de bu noktada. Afrika ülkeleri sorumluluklarının bilincine varmalılar. Kara kıtanın yoksulluğunun baş sorumlusu bu ülkelerin yöneticileridir. Yoksulluğun Afrika’da tarih olabilmesi için önce bu yönetimlerin değişmesi gerekir."