Ahmedinejad, Bush’tan yanıt bekliyor

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın Pazartesi günü ABD Başkanı George Bush’a gönderdiği mektup, İranlı yetkililerin daha önce de vurguladığı gibi İran’ın tutumunda bir yumuşama işareti vermiyor. Aksine mektupta Batı karşıtı görüşler yineleniyor ve nükleer program konusunda tavize yanaşılmayacağı mesajı verildiği görülüyor. Ayrıca İran’ın nükleer teknolojiye hakim olma azmi vurgulanıyor ve Başkan Bush, peygamberlerin öğretileriyle ortak dinsel ilkelere geri dönmeye çağrılıyor

Bush’a yazdığı 18 sayfalık mektupta siyasi yaşama ortak dinsel değerlerin hakim olması gerektiğini belirten Ahmedinejad, “Bana Hazreti İsa’nın öğretilerini izlediğiniz, Yerküre’de adaletin hükmedeceği yönündeki kutsal vaade inandığınız söylendi. Tüm dünyada giderek daha çok insanın merkezi bir noktaya doğru aktıklarını görüyoruz. O da herşeye kadir olan Allah’tır. Bu daveti kabul etmeyecek misiniz?” diyor.

“Kutsal peygamberlerin öğretilerine dönüş kurtuluşa giden tek yoldur” ifadesini kullanan Ahmedinejad, Bush’a dünya halkları arasında güveni yeniden inşa edebilmek için dini ilkelere geri dönülmesi çağrısında bulundu. Ahmedinejad, ayrıca Batı usulü demokrasi ve libaralizmin başarısızlığa uğradığını savundu.

Irak savaşı ve Yahudi soykırımı

Mektupta, Irak savaşı da sert bir şekilde eleştiriliyor ve savaşa bahane olarak gösterilen kitle imha silahlarının var olmadığının sonradan ortaya çıktığı belirtiliyor. Ahmedinejad, savaşın hem işgale uğrayan hem de işgal eden ülke halklarına büyük bir trajedi yaşattığını belirterek ellerini kana bulamak zorunda kalan Amerikan askerlerinin ağır bir psikolojij baskı altına girdiğini, her gün yaşanan intiharların da bunun kanıtı olduğunu söyledi. Ahmedinejad, Amerikan yönetiminin, söylediği yalanın sonuçlarına şimdi katlanmak zorunda olduğunu da kaydetti.

Ahmedinejad mektubunda büyük tartışma yaratan İkinci Dünya Savaşı’ndaki Yahudi soykırımı konusundaki görüşlerini de yineledi ve “Savaşın ardından altı milyon Yahudi’nin öldürüldüğünü iddia ettiler. Diyelim ki bu doğru. Bunun mantıksal sonucu Ortadoğu’da bir İsrail devleti kurulması mıdır, yoksa bu tür bir devlete destek vermek midir? Bu olgu nasıl açıklanabilir, buna ne gerekçe gösterilebilir?“ dedi.

11 Eylül saldırıları, nükleer tartışmalar

İran Cumhurbaşkanı, 11 Eylül saldırılarını da sorguluyor ve “Bu saldırılar nasıl olup da Amerikan gizli servisinin bilgisi dışında gerçekleşti? Niçin saldırının çeşitli boyutları gizli tutuldu? Hangi yetkililerin işlerini yapmamış olduklarını niye öğrenemiyoruz?“ diye soruyor.

Ahmedinejad mektubunda, George Bush’u da Başkanlık döneminin bir raporunu çıkarmaya davet ediyor ve “İnsanlar, bizim Başkanlık dönemimizdeki icraatımızı mercek altına alacaktır. İnsanlar için barış, güvenlik ve refah mı yoksa güvensizlik ve işsizlik mi getirdik. Adaleti mi hedef yaptık, yoksa sadece çıkar gruplarını mı destekledik. Yoksa pekçoklarını yoksulluğa mahkum ederek bir avuç insanı mı zengin ve güçlü yaptık?“ diye soruyor.

Nükleer programın İran’ın meşru hakkı olduğunu ve programın sürdürüleceğini de vurgulayan Ahmedinejad, Bush’a “Niçin Ortadoğu’da kaydedilen herhangi bir teknolojik ya da bilimsel ilerleme Siyonist rejime bir tehdit olarak algılanıyor ve tehdit olarak gösteriliyor?“ sorusunu yöneltti. Ahmedinejad, uluslararası kuruluşların, insanların haklarını savunmadıkları için inanılırlıklarını kaybettiklerini de vurguladı. Ahmedinejad’ın bu ifadesiyle Batılı ülkelerin politikalarını izlemekle suçladığı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na gönderme yaptığı anlaşılıyor.

Ahmedinejad yanıt bekliyor

Bu arada İran Dışişleri Bakanlığı, mektubun, İran konusunu görüşecek olan BM Güvenlik Konseyi’ni etkileme amacı taşımadığını vurgulayarak, mektubun gönderildiği kişinin yanıtını beklediklerini belirtti.

Başkan Bush’tan henüz herhangi bir yorum gelmemesine rağmen Amerikalı yetkililer mektupla ilgili görüşlerini açıklamakta gecikmediler. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, mektupta, uluslararası toplumun gerçek gündeminde yer alan hiç bir konunun yer almadığını belirterek, “Mektubu almadan öncekinden daha farklı bir konumda olmamızı gerektirecek hiçbir şey yok” dedi. Beyaz Saray sözcüsü Scott McClellan da İran rejimi ile ilgili uluslararası topluluğun çeşitli endişeleri olduğunu ve mektubun bu endişeleri yatıştıracak en ufak bir işaret bile vermediğini söyledi.

Mektup, İran basınında ise önemli bir diplomatik girişim olarak büyük övgü topladı. Muhafazakar gazeteler Ahmedinejad’ın cesaret ve kararlılığını överken, reformcular krizin yatışması umudunu dile getirdi.