1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AİHM: Türban politik simge

Kayhan Karaca / Strasbourg29 Haziran 2004

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye’de üniversitelerde türban yasağını onaylayan tarihi bir karar aldı. Karar, 1990’lı yıllarda türbanla derslere girmekte ısrar ettiği için eğitim gördüğü İstanbul Üniversitesi tarafından cezalandırılan Leyla Şahin adlı öğrenci tarafından açılan davada verildi.

https://p.dw.com/p/AbEH
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye'de üniversitelerdeki türban yasağını onayladı...
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye'de üniversitelerdeki türban yasağını onayladı...Fotoğraf: AP

Leyla Şahin, İstanbul Üniversitesi’nin türbanla derslere girmesine izin vermemesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) din, eğitim ve ayrımcılıkla ilgili maddelerine aykırı olduğu iddaiasıyla 1998 yılında Strasbourg mahkemesinde Türkiye’den şikayetçi olmuştu.

Şahin, İstanbul Üniversitesi’nden ayrılmasına neden olan 13 Mart 1998 tarihli YÖK’ün üniversitelerde kıyafet yönetmeliğinin AİHS ile bağdaşık olmadığı tezini işleyerek, bu uygulamayı ”dini vecibelerini yerine getirme hakkına yönelik adil olmayan bir kısıtlama” olarak tanımlamıştı. Şahin ayrıca, Türk devletinin eğitimde çoğulculuk ilkesine saygı duymadığı ve kendisine din ile eğitim arasında seçim yapma zorunluluğu getirildiği için eğitim hakkının da ihlal edildiği savında bulunmuştu. AİHM’ye sunduğu belgelerde ”Türban takmayı Kur’an emrediyor” şeklinde bir ifade kullanan Şahin, Türk mahkemelerini de konuya ideolojik yaklaşmakla suçlamıştı.

Türkiye’nin savunması

Türkiye adına bu davada Strasbourg’a 1999-2002 yılları arasında savunma veren Ecevit hükümeti ise türban yasağının üniversitelerin laik yapısını koruma amacı taşıdığı tezini işlemişti. Söz konusu savunmalarda, yasağın yasal temelinin olduğu, hedefinin de üniversitenin dinsel tarafsızlığı muhafaza etmek ve daha geniş bir perspektifte de dinsel barışı korumak olduğu görüşü belirtilmişti.

Türk hükümetinin savunmasında türban yasağının demokratik bir toplumda gerekli olduğu vurgulanarak, ”üniversitede eğitim yapmayı seçen Leyla Şahin laiklik ilkesinin yükümlülüklerini de hür iradesiyle kabullenmiştir” ifadelerine yer verilmişti.

AİHM’nin gerekçeli kararı

AİHM’nin gerekçeli kararında, Türk hükümetinin sunduğu tezler tümüyle destek gördü. Davaya bakan AİHM 4. Dairesi’nin 7 yargıcı, oybirliğiyle aldıkları kararda, İstanbul Üniversitesi’nin türban yasağının laiklik ve eşitlik ilkeleri üzerine kurulu olduğunu belirterek, Anayasa Mahkemesi’nin laikliğe ilişkin içtihatlarının Strasbourg mahkemesi tarafından da benimsendiği vurguladılar. AİHM böylece, Refah Partisi kararında olduğu gibi, laikliğin korunmasının Türkiye’de demokratik sistemin muhafaza edilmesi için gerekli olduğunu bir kez daha kararlarına yansıtmış oldu.

Strasbourg mahkemesi, daha da ileri giderek, üniversitelerde türbanın yasaklanmaması halinde türban takmayanlar üzerinde baskı oluşabileceği yorumunu getirdi ve Türkiye gibi nüfusunun çoğunluğunu Müslümanlar’ın oluşturduğu, ancak kadın haklarına ve laikliğe derinden bağlı olan bir ülkede bu yasağın ”acil sosyal bir ihtiyaç” oluşturduğu görüşünü savundu.

Mahkeme kararında, Türkiye’de türbanın son yıllarda politik sembol olarak kullanıldığı ve dini kurallar üzerine kurulu toplum modellerini ve sembollerini tüm topluma dayatmak isteyen aşırı politk hareketler bulunduğu da not edildi.

"Demokratik bir toplumda gerekli"

Bu tespit ve yorumlardan hareket eden Strasbourg yargıçları, İstanbul Üniversitesi’nin türban yasağı kararının ve Leyla Şahin’e bu çerçevede verilen cezanın ”meşru” ve ”demokratik bir toplumda gerekli” olduğuna hükmetti. AİHM’nin üniversitelerde türbanla ilgili bu ilk kararı bu kararı Türkiye açısından olduğu kadar tüm Avrupa için de yeni bir içtihat oluşturuyor.