1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AİHM: Türk devleti Dink'in hayatını koruyamadı

15 Eylül 2010

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne Hrant Dink’in kendisi tarafından taşınan dava Ankara aleyhinde sonuçlandı. Mahkeme, Türk devletinin Dink’in hayatını koruma yükümlülüğünü yerine getirmediğine hükmetti.

https://p.dw.com/p/PBp1
Gazeteci Hrant Dink, 11 Ocak 2007'de öldürülmüştüFotoğraf: AP

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gündemine Hrant Dink’in kendisi tarafından, öldürülmeden birkaç gün önce taşınan dava, bugün Ankara aleyhinde sonuçlandı. AİHM, Hrant Dink hakkında Türk hükümeti tarafından sunulan hiçbir tezi kabul etmedi.

Strasbourg'daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yargıçları, Hrant Dink’e “Türklüğü aşağıladığı” gerekçesiyle Türk mahkemeleri tarafından verilen cezanın, resmi makamların Dink’in yaşama hakkını koruyamamasının ve Dink cinayetiyle ilgili yeterli ve etkin soruşturma yapılmamasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşama hakkı, ifade özgürlüğü ve mahkemeler önünde etkin başvuruyla ilgili maddelerine aykırı olduğu sonucuna vardı. Karar, AİHM’nin yedi yargıçlı İkinci Dairesi tarafından oy birliğiyle alındı.

“Türklük” kavramı

Mahkeme, davanın kaynağını oluşturan “Türklük” kavramı konusunda Yargıtay’ın kullandığı tanımlamayı net ifadelerle eleştirdi. Mahkemenin gerekçeli kararında, Yargıtay’ın “Türklük” kavramını “dinsel, tarihsel ve dilsel” açıdan yorumlayarak “uluslararası antlaşmalarla tanınmış veya tanınmamış tüm dinsel, dilsel ve etnik azınlıkları dışladığı” belirtildi. Mahkeme bu hükmüyle ilk defa “Türklük” kavramı konusunda görüş belirtmiş oldu.

Europäischer Gerichtshof für Menschenrechte (EGMR) - Gerichtssaal
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararını açıkladıFotoğraf: DW/ Daphne Grathwohl

Hrant Dink’in yazdıklarından ötürü yargılanıp mahkum edilmesi de Strasbourg yargıçları tarafından “demokratik toplumda gereksiz bir uygulama” olarak değerlendirildi. Mahkeme bu konuda Türk hükümetinin “Hrant Dink’in yargılanıp mahkum olmasına neden olan yazılar kine teşvik ediciydi” tezini tamamen geri çevirdi.

Kararda, soykırım tartışmasına girmeyen ve bu konuda “1915 olayları” tabirini kullanmakla yetinen Mahkeme, buna karşılık, demokratik toplumlarda tarihsel olayların serbestçe tartışılması gerektiğini hatırlattı.

Dink korunamadı

Kararda, devletin Hrant Dink'in yaşamını koruma yükümlülüğünü yerine getiremediği ve Dink cinayeti hakkında yeterli soruşturma yapılmadığına da hükmedildi. Mahkeme, bu konuda, Türk hükümetinin, davacıların iç hukuk yollarını tüketmedikleri, Türkiye'deki yargı sürecinin henüz sona ermediği ve Hrant Dink'in devletten özel koruma istemediği tezlerini geçersiz buldu. Mahkeme bu kararına gerekçe olarak, şu ana kadar cinayetin gerçek sorumlularının bulunması için yapılan hukuksal başvuruların tamamının sonuçsuz kalmasını gösterdi.

İçişleri Bakanlığı'nın bazı güvenlik memurları hakkında soruşturma izni vermemesini eleştiren Mahkeme, Trabzon ve İstanbul Emniyet Müdürlüklerinin Dink cinayeti öncesinde önlem almamış olmaları hakkında soruşturma yürütülmemesini de Hrant Dink’in yaşama hakkının ihlal edildiği hükmü için gerekçe olarak kullandı.

Mahkeme, Hrant Dink'e “Ermeni kökenli olduğu için ayrımcılık yapıldığı” tezini ise inceleme gereği görmedi. AİHM ve davacı Dink ailesi dava sürecinde Türk hükümetinin dostane çözüm önerisini reddetmişlerdi.

Mahkeme, Türk hükümetini, davacı aileye manevi tazminat olarak 105 bin euro, mahkeme masrafı olarak da 28 bin 595 euro ödemekle cezalandırdı. Türk hükümetinin karara olası bir itiraz için üç aylık süresi bulunuyor.

Davanın geçmişi

Dink davası AİHM gündemine, Hrant Dink tarafından 11 Ocak 2007 tarihinde taşınmıştı. Hink hakkında, 2003 ve 2004 yıllarında yöneticisi olduğu Agos gazetesinde kaleme aldığı bir yazı dizisinde “Türklüğü aşağıladığı” gerekçesiyle bir grup aşırı milliyetçi tarafından Türk Ceza Kanunu’nun 301’inci maddesi temelinde suç duyurusunda bulunulmuş, açılan dava sonunda Dink suçklu bulunmuştu.

Dink, Yargıtay tarafından da onaylanan bu kararın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu gerekçesiyle 11 Ocak 2007 tarihinde AİHM’ye başvurmuş, ailesi Dink’in öldürüldüğü 19 Ocak 2007 tarihinden sonra davayı sürdürme kararı almıştı.

Davacı Dink ailesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşama hakkıyla ilgili 2, adil yargılanmayla ilgili 6, cezaların yasallığıyla ilgili 7, ifade özgürlüğüyle ilgili 10 ve mahkemeler önünde etkin başvuru hakkıyla ilgili 13’üncü maddelerini kullanarak Ankara’dan davacı olmuşlardı.

© Deutsche Welle Türkçe

Kayhan Karaca / Strasbourg

Editör: Hülya Köylü