"Alman ekonomisi küreselleşmeye bağlı"

O, dünya finans piyasalarının en parlak isimlerinden. O, bir İsviçreli yatırım gurusu. Yaklaşık 30 yıldır Asya’da yaşıyor. O, Asya krizini öngörebilen ender kişilerden biriydi. Şimdilerde küreselleşme ve etkileri üzerine kafa yoruyor. Sözünü ettiğimiz kişi Marc Faber. Dünyanın, ’ekonomi kahini’ olarak tandığı kişi. Seçimler sonrası Almanya’nın geleceğini değerlendiren Faber’in söyledikleri pek de iç açıcı değil. Alman politikacıları da acımasızca yargılayan Faber, seçimler hakkında pek iyi şeyler düşünmediğini belirterek şöyle konuşuyor:

“Bana kalırsa siyatsetçiler, küreselleşmeyi ve içinde yaşadığmız yeni dünyayı tam olarak kavrayabilmiş değiller. Fakat suçu sadece politikacılara yüklememek gerek. Sonuçta, politikacıları seçenler de toplum. Bence toplum da henüz gerçekleri anlamış değil: Şartlar değişti. Avrupa’da, Almanya’da artık ya daha çok çalışmak gerek ya da dapa az paraya razı olmak gerek. Ancak böyle rekabet edebiliriz.“

Küreselleşme ve reformlar

Peki Faber, Almanya’nın geleceğini nasıl görüyor? Aslına baklırsa Marc Faber, hangisi başa gelirse gelsin, hükümetten çok küreselleşmiş ekonominin, Almanya’daki reformların hızını belirleyeceğine inanıyor. Faber, bu yüzden sendikaların bir an önce karar vermesi gerektiğini söylüyor. Ya daha uzun çalışma saatleri ve daha düşük ücretleri kabullenmeliler ya da fabrikaların peş peşe kapanmasını göze almalılar. Faber sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Batı Avrupalılar ve Amerikalılar, Asya’daki insanların çok daha düşük ücretler karşılığında, daha uzun süreler çalışmaya gönüllü olduklarını görmeliler. Ayrıca Asya’da, yatırımların önünde engel teşkil eden yasalar yok. Zamanla birlikte Amerika ve Batı Avrupa’daki insanların yaşam standardı düşecek. Buna karşılık Asya ve Doğu Avrupa’dakilerin yaşam stardardı yükselecek.“

Sol Parti’nin başarısı

18 Eylül seçimlerinde Sol Parti’nin başarısı yabancı yatırımcıları etkiliyebilir mi? Buna da “hayır“ diyor Faber. Asyalı yatırımcıların, oturmuş markalarla ilgilendiklerini belirten Faber, “Bence genel olarak rekabet açısından Almanya ileriye gitti, çünkü birim başına üretim fiyatı düştü. Bu, Almanya’nın ihracatına da yanısyor. Ve bu yüzden, Alman ekonomsinin diğer ekonomilere göre daha uzun süre ayakta kalacağına inanıyorum. Fakat yine de, artık daha az kişiyle çok daha fazla üretim yapılıyor. Bu da elbette işsizlik oranı açısından iyi bir şey değil” diyor.

Kitlesel işsizliğin önünü geçmek için Faber’in basit ama etkili bir önerisi var: “Bir kere işsizlik parası kısılabilir. O zaman herkesin yine işi olur, ancak tabii daha düşük ücret karşılığında.“