Alman otomotivcilerin Çin çıkarması

Kısa sürede dünya ekonomisinin devleri arasına katılan Çin Halk Cumhuriyeti büyüme hızına doymuyor. Artan satın alma gücüne paralel olarak bu milyarlık ülkenin talep eğrisi de adeta dikey yükseliş gösteriyor. Bunu otomotivcilik branşında gözlemlemek mümkün. Ancak aşırı ve dengesiz büyüme keskin sirke gibi bazen küpüne zarar verebiliyor.

Çin’in otomotiv piyasası adeta kendini solladı. Son iki yılda %53 ve %83 oranlarında artan motorlu taşıt üretimi acımasız rekabeti de beraberinde getirdi ve bu yılın büyüme hayalleri sabun köpüğü gibi söndü. Rekabet şirketleri fiyat indirimine zorlarken müşteri potansiyeli de erimeye başladı. Taksitle otomobil satın alabilecek durumdaki Çinliler‘in sayısında da önemli düşüş kaydedildi.

Çin’de DaimlerChrysler tesis kuruyor

Schröder işte tam böyle bir ortamda Pekin’deki DaimlerChrysler tesislerinin temelini attı, Salı günü de Volkswagen’in Çangçung’daki yeni fabrikasının açılışını yapacak. Bu sanayi branşının kar oranı hızla küçülüyor. Çin’deki fabrikalar ekimde ilk kez olmak üzere üretimi %20 oranında düşürmek zorunda kaldılar. Stoklar dağ gibi büyüyor. Milyarlarca dolarlık yatırımın planlandığı Çin’in otomotivcilik piyasasında bu yıl sadece %14’lük üretim artışı bekleyen Volkswagen, önümüzdeki iki yılda iki milyar Euro‘luk ek yatırım yapacak.

Alman - Çin ortaklığının son ürünü olan Pekin’deki DaimlerChrysler fabrikasında limuzin ve küçük ticari araçlar imal edilecek. Çin şirketleri ile daha önceki ortaklıklarında kalite sorunu yaşayan DaimlerChrysler gibi BMW de ilk yıllarda Çin’deki satış rakkamlarının düşük olacağını hesaba katmak zorunda.

Alman yatırıcımlar Çin’i önce düşünüyor

Diğer sanayi branşlarında ise Alman şirketleri Çin pazarının geleceğini daha iyimser değerlendiriyorlar. Odalar Birliği’nin yaptığı araştırmaya göre, Almanya’nın büyük sanayi holdinglerinin tümü stratejik planlarını Çin’i düşünerek hazırlıyor. Almanya’nın ihracatında önemli payı olan orta ölçekli şirketler de sermaye güçlerinin sınırlı olmasına rağmen çoktan Çin stratejisi hazırlamışlar bile.

Çin angajmanının risklerine işaret eden uzmanlar, orta ve doğu Avrupa’nın yeni AB üyelerinde yaşanan olumsuz tecrübelerin Çin’de tekerrür edebileceğini hatırlatıyorlar. Çinli işadamlarının maliyeti yabancı ortağa yüklemeye alışık olduklarını belirten uzmanlar öncelikle teknoloji hırsızlığının ve ekonomik mülkiyetin tam olarak korunmaması nedeniyle ortaya çıkabilecek pürüzlerin Çin macerasını hayal kırıklığına dönüştürebileceği uyarısında bulunuyorlar.