1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Tauben fliegen auf" gewinnt den deutschen Buchpreis 2010

5 Ekim 2010

Alman Yayıncılar Birliği ilk kez bir edebiyat ödülünü İsviçre’ye verdi. Bu yılki ödülün sahibi, Macar kökenli 42 yaşındaki İsviçreli yazar Melinda Nadj Abonji oldu.

https://p.dw.com/p/PW5n
Melinda Nadj Abonji, Macar asıllı bir İsviçre vatandaşıFotoğraf: picture alliance/dpa

Alman Yayıncılar Birliği 42 yaşındaki İsviçreli yazar Melinda Nadj Abonji'nin “Tauben fliegen auf – Güvercinler Yükseğe Uçar” adlı romanını yılın en iyi Almanca edebiyat ürünü olarak nitelendirdi.

Abonji ödülün açıklanmasından birkaç dakika sonra yaptığı açıklamada, “Ben Zürih’te yaşayan Macar asıllı bir Sırp'ım ve Almanca’yı anadilim Macarca kadar seviyorum” dedi.

Siyasetle özel yaşam iç içe

Alman Yayıncılar Birliği’nin Frankfurt’taki tarihi “Römer” binasında Abonji'nin ödüle aday gösterilen beş roman arasından sıyrılarak birinciliğe yükselmeyi başardığı alkışlar arasında açıklandı.

Yayıncılar Birliği Jüri sözcüsü Julia Encke, Abonji'nin ödüle layık bulunmasının gerekçesini şöyle özetledi: “Daha önceleri hiç tanımadığımız bir sesi, bir yazarı keşfettik. Son derece şiirsel, aynı zamanda siyasi bir dili var. Zaten bu kitabı cazip kılan şey, siyasetle özel yaşamın çok sıkı bir biçimde bağlantılı olması.”

Deutscher Buchpreis 2010 Melinda Nadj Abonji
Melinda Nadj AbonjiFotoğraf: picture-alliance/dpa

Macar asıllı Sırp ailenin İsviçre’ye göçü

“Güvercinler Yüksek Uçar” otobiyografik bir roman. Melinda Nadj Abonji yapıtında, Sırbistan’a bağlı Voyvodine kentinden İsviçre’ye göç eden Macar asıllı bir ailenin bu ülkede hayatını gastronomiden kazanmasını anlatıyor.

Yazarın “duygu yüklü bir anlayışla” kaleme aldığı romanda, “geçmişi ile hesaplaşması henüz tamamlanmamış olan ve şu anda adeta bir yeniden doğuş yaşayan Avrupa’dan derin kesitler sunduğu” belirtiliyor. En azından 7 kişiden oluşan Alman Yayıncılar Birliği Jürisi’nin sürpriz seçiminin gerekçesinde bu değerlendirmelere yer veriliyor.

Kitapta bir köyün güzellikleri betimlenirken, aynı zamanda köyün çöküşü, çok etnili eski Yugoslavya’nın bölünmesi, ailelerin köklerinden kopartılması ve İsviçre’de yeni bir hayata zorlanmaları da romanın baş kahramanı olan kız çocuğu İldiko’nun perspektifinden esprili, mizahi bir dille okuyucuya aktarılıyor.

Abonji’nin yaşam öyküsü ile romanı

Romanındaki gibi Zürih’e beş yaşında bir göçmen kız olarak gelen Abonji için de dil hem önemli hem de sancılı bir rol oynamış o dönemlerde. Abonji, İsviçre’de okula gittiği dönemde hazırlanan müsamerelerde Almancasının az olması nedeniyle sadece “ağaç rolü” oynamakla yetinmiş.

Abonji, “İsviçre’ye ilk geldiğimde hiç Almanca bilmiyordum. Bu durumun, yani dilden yoksun olmanın, başkalarıyla anlaşamamanın anılarımda derin izleri vardır” diye konuşuyor.

O ilk dönemlerdeki sorunlara karşın Abonji’nin şimdilerde Almanca'yı çok kendine has bir melodi ile kullandığı da dikkat çekiyor. Zira Abonji aynı zamanda aktif müzik yapan bir sanatçı. Enstrümansız şarkı söyleyen bir “Beatbox” sanatçısı ile sahnede gösterilere de çıkıyor.

Globalleşen dünyada kimlikler

Alman Yayıncılar Birliği, 25 bin euroluk ödülünü daha önce tanınmamış bir edebiyatçı olan Melinda Nadj Abonji’ye vererek bugüne kadarki ilkelerine de sadık kalmış oluyor.

Altıncı kez düzenlenen etkinlikte Alman Yayıncılar Birliği’nin kitap listesinde göçmen çocukların kitapları hiç bu kadar çok sayıda temsil edilmemişti.

Almanya ile etrafındaki Almanca konuşulan komşu ülkelerin artık birer göç ülkesine dönüştüğü gerçeği edebiyata da yansımış durumda. Ve işte orada ele alınan başlıca konulardan birini globalleşen dünyada kimlikler konusu oluşturuyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Hülya Köylü