Almanya asgarî ücrette anlaşamıyor
2 Ekim 2011
Almanya’da asgarî ücret tartışmaları yeniden alevlendi. Almanya'da hizmet sektörü çalışanlarını temsil eden Ver.di sendikasının Başkanı Frank Bsirske’ye göre, asgarî ücret uygulamasına geçilmesi an meselesi. Ancak Almanya Çalışma Bakanı Ursula von der Leyen, farklı görüşte. Çalışma Bakanı, yasal olarak asgarî ücret uygulanmasına açıkça karşı çıktı. Von der Leyen, bunun şu anda tartışma konusu olmadığını belirtse de önümüzdeki aylarda, şimdiki düşük ücret uygulamasının mercek altına alınacağını bildirdi.
Almanya'da yasal olarak asgarî ücret uygulanması yönündeki tartışmalar yeni değil. İşçi hareketleri, 100 yıldan bu yana temel ihtiyaçları karşılamayı garanti edecek bir gelir talep ediyor. Ancak ne siyasiler ne de uzmanlar, bu tartışmalı konuda görüş birliği içerisinde. Alman Sendikalar Birliği’nin toplu iş sözleşmeleri uzmanı Claus Matecki, asgarî ücretin neden gerekli olduğunu "Gerekli buluyoruz çünkü asgarî ücret uygulamasının mantıklı ve yerinde olduğu kanısındayız. Tam zamanlı bir işe sahip olan bir kimsenin, hiç olmazsa alacağı asgarî ücretle yaşamını idame ettirebilmesini istiyoruz" sözleriyle açıklıyor.
İşverenler farklı düşünüyor
Alman İşverenler Birliği'nin ücret ve toplu iş sözleşmeleri uzmanı Rainer Huke ise farklı görüşte: "Asgarî ücretin gerekli olduğu yönünde bir kanıt yok. Her zaman tartışmalara konu olan düşük ücretlere ilişkin veriler de bunu kanıtlayamaz.”
27 üyeli AB'de 20 ülkede asgarî ücret uygulaması mevcut. Ancak ücretlerin oranı ülkeden ülkeye bir hayli fark gösteriyor. Örneğin bir Bulgar işçi ayda yaklaşık 122 euro asgarî ücret alırken, bu oran İrlanda’da 1461 euro. Yani ortada 1339 euro'luk büyük bir fark söz konusu.
Avrupa ülkelerinin çoğu, büyük ücret farklarına rağmen asgarî ücret uygulamasını kabul etti. Ancak Rainer Huke, Almanya’nın diğer ülkelerin yaptığını yapmak zorunda olmadığını kaydediyor.
Huke, "Bizler bu ülkelerin tecrübelerini benimsemeli, ancak hatalarını tekrar etmemeliyiz. Yasal olarak asgarî ücret uygulaması bulunan bu ülkelerin hiçbirinde, ücretlerin toplu iş sözleşmeleriyle belirlenmesi, Almanya’daki gibi büyük bir role sahip değil. Tüm bu ülkelerde, bu toplu iş sözleşmelerinin etkisi, asgari ücret uygulamasıyla azalıyor. Ve tüm bu ülkelerde genç işsizlerin oranı daha yüksek. Bu, ilk işe başlandığında ödenen ücretler yüksek tutulduğunda, işlerin daha zorlu hale gelmesinden kaynaklanıyor" diyor.
Saat başı 8 euro 50 cent talebi
Öte yandan, işletmelerin masrafları kısmak için kendilerini istihdam kesintisine gitmeye zorunlu hissedebileceği belirtiliyor. Alman Sendikalar Birliği’nden Matecki, "Tabii ki bir işletme, her alanda maliyetini düşürmeye çalışacaktır. Ancak bir yerde bir sınır da çizilmesi gerekiyor. Ancak masraflar, tek başına bir ayar vidası olarak görülmemeli. Bu nedenle bir ücret alt sınırı olması gerektiğini ve bunun da yasalarla düzenlenmesi gerektiğini söylüyoruz. Bu ücret, saat başı 8 euro 50 centtir" şeklinde konuşuyor.
Almanların çoğu destek veriyor
Kamuoyu araştırma şirketi Infratest Dimap’a göre, Almanların yüzde 80’i asgarî ücrete destek veriyor. Ancak sokakta farklı görüşler hâkim.
Bir Alman kadın, "Ben asgari ücreti destekliyorum. Tüm insanların adil bir ücret almasını çok doğru buluyorum" derken, bir başkası da "Avantaj ve dezavantajları var. Bir yandan insanın en az hayatını idame ettirebileceği kadar kazanması mantıklı. Ancak öte yandan, şirketlerin rekabet edebilirliği de tabii ki çok önemli bir kriter" değerlendirmesini yapıyor.
İktidar partileri şu ana kadar asgarî ücret uygulamasını reddetse de önceleri karşı çıkanlar giderek asgari ücret yanlısı oluyor. Bunun siyasi kararlarda etkili olup olmayacağını görmek için beklemek gerekiyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Jana Knabe / Çeviri: Başak Sezen
Editör: Başak Özay