Almanya Göç Yasası'na kavuşuyor

Almanya’da Göç Yasası üzerinde hükümet ve muhalefet partilerinin aylardır sürdürdüğü görüşmeler tamamlandı. Daha önce, Başbakan Gerhard Schröder’in devreye girmesiyle yasa üzerinde üç yıldır süren anlaşmazlıkların ardından uzlaşma sağlanmıştı.

Ancak hükümet ve muhalefet arasında görüşmelerin son aşamasının da tamamlanmasıyla Göç Yasası iyice netleşerek ortaya çıkmış oldu. Almanya İçişleri Bakanı Otto Schily de görüşmelerin son bulduğunu açıklarken Göç Yasası’ndaki uzlaşmayı "tarihi bir adım" olarak nitelendirdi.

İşgücü ihtiyacı

Yeni yasa, Almanya’nın iş dünyasının ihtiyaçlarına göre esnek bir şekilde yönlendirilmesi temeline oturuyor. Buna göre sadece mühendis, bilişimci ya da bilim adamı gibi yüksek nitelikli yabancı işgücüne başvuru imkanı tanınıyor. Ayrıca Almanya’da istihdam yaratacak yabancı girişimciler de sürekli oturum izni alabilecek.

Ayrıca şimdiye kadarki karmaşık hukuki durum daha net bir hale getiriliyor, yüksek nitelikli işgücüne ve Alman yüksekokullarından mezun yabancılara daha uygun perspektifler sunuluyor. Almanya’da üniversite öğrenimini başarıyla tamamlayan yabancılar da Almanya’da kalabilecek.

Mülteciler

Ülkesinde cinsiyeti nedeniyle ya da devletle bağlantılı olmayan baskıya maruz kalan kişilerin durumu da iyileştiriliyor, bu kişilere Cenevre Konvansiyonu kapsamında mülteci statüsü tanınıyor.

Ancak yüksek nitelikli işgücü dışındaki iş başvurularının kabul edilmemesi ile ilgili maddede bir değişiklik olmadı ve Almanya’nın ekonomik ve demografik nedenlerle göçe acilen ihtiyacı olduğuna dair açık bir ifade de yer almadı metinde. Almanya’ya işgücü alımı gelecekte de sadece sınırlı bir şekilde mümkün olacak.

Entegrasyon

Almanya’ya gelen yabancıların topluma entegrasyonu konusunda ise Alman hükümeti oldukça cömert bir tavır sergiledi. Alman hükümeti yeni göçmenlerin ve Almanya’da yaşayan yabancıların entegrasyon kurslarının masrafını üstlenecek. Bu masraflar daha önce şehir ya da belediyeler tarafından karşılanıyordu. Kursların şekli, içeriği, organizasyonu ve kursa gitmek istemeyenlere ne tür bir yaptırım uygulanabileceği konusunda karar ise eyalet ve yerel yönetimlere kalıyor.

Sınırdışı kararları

Diğer yandan güvenlik konusunda ise sınırdışı kararları kolaylaştırılıyor. Terör zanlıları ve son olarak Metin Kaplan örneğinde yaşandığı üzere İslami köktendincilerin ve suçluların sınırdışı edilmesindeki zorluklar böylece aşılmış olacak.

Bu konuda varılan uzlaşmada iki olgu önemli rol oynadı. Birincisi, New York, Washington ve Madrid’de yaşanan terör saldırılarının ardından ortaya çıkan güvenliğe yönelik tehditler ve ikincisi, İslami köktendincilerin, yasaklanmış örgüt yöneticilerinin ya da terör zanlısı bireylerin sınırdışı edilmesi konusunda yaşanan zorluklar. Böylelikle diğerlerine karşı etnik ya da dini nefreti kışkırtan ya da tecilsiz hapis cezasına çarptırılmış suçlular gelecekte daha kolay sınırdışı edilebilecek.