1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

291111 Deutschland Export

30 Kasım 2011

2011, Almanya endüstrisi için rekor yılı olarak kayıtlara geçti. Peki bu başarı gelecek yıl da devam edebilecek mi? Uzmanlar, Deutsche Welle muhabiri Sabine Kinkartz'a Alman ekonomisini değerlendirdi.

https://p.dw.com/p/13JG8
Fotoğraf: dpa/PA

Almanya, ihracatta ilk kez bir trilyon euro sınırını aştı. Yurt dışına 1 trilyon 75 milyar euroluk mal ve hizmet sattı. Almanya bu meblağa, ihracatın patlama yaptığı 2008 yılında bile ulaşamamıştı. Buna karşılık ithalat ise 919 milyar euro oldu. İthalat rakamları da geçen yıllara göre artış gösteriyor. Buna rağmen Almanya’nın ticaret fazlası daha da artarak 156 milyar euroya çıktı.


Almanya'ya yurtdışından eleştiri

Dış ticaret fazlası yurtdışında eleştiriliyor. Almanya’nın, komşularının sırtından avantaj sağladığı iddia ediliyor. Alman Toptancılık ve Dış Ticaret Birliği (BGA) Başkanı Anton Börner, bu tür suçlamaları anlaşılmaz bulduğunu söylüyor: "Bu dış ticaret fazlası Almanya’nın ekonomik hedefleri arasında yer almıyordu. Bunun Almanya’ya özgü özel bir politika olmadığını Avrupalı ortaklarımıza izah etmek zorundayız. Piyasa ekonomisi yasaları her ülke için geçerlidir ve bu yasalar Almanya tarafından da icat edilmemiştir."

"Dış ticaret fazlası korunacak"

Almanya 2012’de de Avrupa’nın ekonomisi en güçlü ülkesi olacak. Alman Toptancılık ve Dış Ticaret Birliği Başkanı Börner, Almanya’nın gelecek yıl da dış ticaret fazlasını koruyacağını tahmin ediyor. Dünya ekonomisindeki gerilemeye rağmen 2012 yılında Almanya’nın ihracatının yüzde 6’lık artış kaydederek, 1 trilyon 139 milyar euroya yükseleceği, ithalatın ise yüzde 7 oranında artarak 983 milyar euroya ulaşması bekleniyor.

Anton Börner
Anton BörnerFotoğraf: anemel

Almanya’nın orta ölçekli işletmelerinde iyimser bir atmosferin hâkim olduğuna dikkat çeken Anton Börner, özellikle yatırım malları üretimine dikkat çekiyor:
"Bizim tahminlerimize göre yükselip, gelişmekte olan piyasalar borç krizinden etkilenmiyor ve geleceğin teknolojilerine yatırım yapıyorlar. Dünya çapındaki mega trendler, sağlam konumdaki ve krizi aşan ülkeler, nüfus patlamasına paralel olarak modern teknolojilerin yardımıyla, enerji ve hammaddelerin verimli kullanımına önem veriyor ve, ulaşım, inşaat ve telekomünikasyon teknolojilerine yatırım yapıyor. Bu durum sadece Rusya, Çin, Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika'yı kapsayan BRIC devletleri için geçerli değil. Onları izleyen yükselişteki piyasalar, yani Endonezya, Bangladeş, Suudi Arabistan ve Kuveyt gibi, Batı Afrika’nın ham madde açısından zengin ülkeleri, ayrıca Güney Amerika'daki Peru, Ekvador gibi ülkeler de dış ticaretimiz açısından giderek önem kazanıyor.."

"Almanya borçlara ortak olmasın"

Alman işletmelerinin bir numaralı ticaret ortakları -her şeye rağmen- yine de Avrupa Birliği ülkeleri. Anton Börner, birlik üyesi ülkelerin borçlarının tüm üye ülkelerin sırtına yüklenmesi, yani borçlara ortak olunması yönündeki baskılara Almanya’nın kesinlikle boyun eğmemesi gerektiğini söylüyor ve bütçenin sağlığa kavuşturulmasının en önemli görev olduğunu vurguluyor:

"İhtiyacını duyduğumuz şey, -ki ben bu noktada Almanya Başbakanı’nın izlediği siyaseti tamamen destekliyorum- açık siyasi mesajlar verilmesidir. Bu, Almanya’nın İtalya, Fransa ve Avrupa Komisyonu'na karşı aldığı tavırla ilgili. Özellikle İtalya konusunda şunu açık ve net olarak söylüyorum: Sayın Merkel, kararlı tutumunuzdan şaşmayınız! Şimdi hamle ve tepti verme sırası İtalya’dadır.

"Almanya ile Fransa başı çekmek zorunda"

Alman Toptancılık ve Dış Ticaret Birliği Başkanı Anton Börner’e göre Avrupa’nın borç krizi ile baş etmesinde Almanya ile Fransa arasındaki ortaklık büyük rol oynuyor. Her iki ülkenin tek bir hedef doğrultusunda ve koordineli hareket etmesi gerekiyor. Börner, Fransa’nın bu ortaklıktan vazgeçmesi ve Euro Bölgesi'nden çıkması durumunda, Almanya’nın yüksek ekonomik ve siyasi bedel ödemek zorunda kalacağını da vurguluyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Sabine Kinkartz/ Çeviri: Çelik Akpınar

Editör: Ercan Coşkun