Almanya - Suriye ilişkileri güçlendiriliyor

İki ülke arasında son yıllarda ekonomik ve ticarî ilişkilerde bariz bir gerileme kaydedilmişti. İş Konseyi'nin bu gidişatı tersine çevirmesi amaçlanıyor.

Yeni kurulan Almanya-Suriye İş Konseyi Başkanı Ömer Kerkur, "Almanya'nın şunu bilmesinde yarar var: Suriye'de özel girişimciliğin önemi her geçen gün artıyor. Devlet, geçmişle mukayese edildiğinde giderek artan bir oranda bize önemli projeleri teslim ediyor" diye konuştu.

Sosyal adalet

Almanya - Suriye İş Konseyi'nin bir diğer üyesi de iktisadî konularda danışmanlık hizmetleri veren Suriyeli ekonomist Samir Seyfan. Ülkenin kalkınmasında Almanya'nın benimsediği ekonomik modelin kendilerine de iyi bir örnek teşkil edebileceğine inanan Seyfan, sosyal adalet mevhumunun önemine özellikle vurgu yaptı.

Seyfan, “Biz rotamızı sosyal piyasa ekonomisi esasına göre çizmek istiyoruz. Bunu yaparken de işin sosyal sorumluluk boyutunu ihmal etmeyeceğiz. Yani çok üreterek çok kazanıp, emeği hiçe saymak gibi bir tutum içine girmeyeceğiz. Yüksek verimlilik peşinde koşarken sosyal adalet ve fırsat eşitliği ilkesinin göz ardı edilmemesi gerekir. Başka bir ifadeyle: Küçük bir zümrenin zengin olabilmesi için toplumun büyük bir bölümünün fakir kalmasına göz yumamayız" dedi.

Suriye Batı’ya açılıyor

ABD tarafından beş yıl önce "Şer eksenindeki ülkeler" sınıfına dâhil edilen Suriye'ye karşı uygulanan yaptırımlar hâlâ devrede. Ancak Barack Obama'nın Başkan seçilmesiyle birlikte Washington ile Şam arasındaki ilişkilerde daha ılımlı bir hava hâkim olmaya başladı. Almanya-Suriye İş Konseyi'nin de Şam'ın Batı'yla ilişkilerinin düzelme sürecine önemli bir katkı yapması bekleniyor.

Ekonomik alandaki sıkı ilişkilerin siyasi havayı da yumuşatmasını uman Federal Alman Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Bernd Pfaffenbach, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Müteşebbislerin birbirlerini tanımaları, görüş alışverişinde bulunmaları ve hükümetler tarafından onlara olumlu koşullar sağlanması son derece önemli. Hatta Almanya-Suriye İş Konseyi'nin oluşturulması Suriye'nin fikriydi. Bunu harikulâde bir mesaj olarak değerlendiriyorum. Bu adıma karşılık vermemek pek akıllıca olmazdı. Ekonomik işbirliğinin daha sonra toplumsal alana da sirayet ettiğine sık sık şahit oluyoruz. Ekonomik ilişkilerin, iki ülke arasındaki siyasi ilişkilere de ivme kazandırması bizim de arzu ettiğimiz bir durum."

Yolsuzluk ve güvensizlik

Devletçilik ilkesi ve bürokrasi... İşte Suriye'de bugüne kadar ekonomik hayata hâkim olan bu iki önemli unsuru bertaraf etmenin yolları aranıyor. Ancak bunun hemen sonuç vermesini beklemek, pek çok uzmana göre hayalcilik. Zira aşırı bürokrasinin yanı sıra rüşvet, yolsuzluk ve güvensizlik gibi faktörlerin bugünden yarına ortadan kalkması mümkün değil. Ayrıca Suriyeli firmaların uluslararası arenada rekabet edebilecek durumda olmamaları da bir diğer olumsuz faktör.

Almanya - Suriye İş Konseyi Başkanı Ömer Kerkur'a göre Suriye'nin Batı'ya ihtiyacı olduğu kadar, Batı'nın da Suriye'ye ihtiyacı var. Bölgede uzun vadeli barış ve istikrar ortamının tesis edilmesi sürecinde Suriye'nin ekonomik açıdan güçlü bir konuma gelmesi büyük önem taşıyor.

Kerkur, bu güçlü konumun er ya da geç siyasi ilişkilere de olumlu yansıyacağını belirterek “Ekonomi ve siyaset, bir madalyonun iki farklı yüzü. Ekonomik ilişkilerin iyi olması, siyasete de olumlu yönde tesir ediyor. Bu açıdan bakıldığında, bizim ekonomik alandaki etkinliğimizin Almanya ve Suriye arasındaki ilişkileri genel olarak da iyileştirmesini umuyoruz” dedi.

© Deutsche Welle Türkçe

Ulrich Leidholdt / Çeviri: Murat Çelikkafa

Editör: Ahmet Günaltay