1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya, tarihiyle yüzleşiyor

Nihat Halıcı - Jülide Danışman / Deutsche Welle9 Kasım 2008

Bundan 70 yıl önce Almanya’da Yahudilere saldırılarla soykırım süreci başladı. Olaylar ülke genelinde törenlerle anılıyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel, ırkçılık ve antisemitizm karşısında kayıtsız kalmamaya çağırdı.

https://p.dw.com/p/FqKB
Berlin'deki anma törenine Merkel ile birlikte Yahudi cemaatinin önde gelen isimleri katıldı
Berlin'deki anma törenine Merkel ile birlikte Yahudi cemaatinin önde gelen isimleri katıldıFotoğraf: AP

Almanya’da Yahudi soykırımının başlangıcı kabul edilen 9-10 Kasım 1938 olayları, ülke genelinde düzenlenen çok sayıda etkinlikle anıldı. Berlin Rykestrasse’deki sinagogda düzenlenen anma törenine aralarında Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de bulunduğu çok sayıda siyasetçi katıldı.


“Soykırımı anmak için anıtlar yetmez”

Almanya Başbakanı Angela Merkel, “toplumun genelinde ve tüm kesimlerle birlikte ırçılık ve antisemitizmle mücadelenin büyük önem taşıdığını” söyledi. Merkel, 9-10 Kasım 1938 olaylarının unutulmamasının yalnızca soykırım kurbanları açısından değil, bu olayların benzerinin bir daha tekerrür etmemesi açısından da belirleyici olduğuna dikkat çekti. “9-10 Kasım’da başlayan tarifi zor olayların soykırımla sonuçlandığının bilincinde olduklarını” belirten Merkel, “O gün, birçok kişi bu olayları görmezden gelmeyi tercih etti. Buna karşılık bu olaylara tanık olanlardan bazılarının, Almanya’daki Yahudilerin başına geleceklerden bizzat bilgi sahibi olduklarını da biliyoruz” dedi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Berlin’deki soykırım anıtı kapsamında inşa edilen “bilgilendirme noktası”nın tamamlanması için bizzat devreye gireceğini açıklayan Merkel, “Soykırımı anmak için anıtlar yeterli değil. Bıkıp usanmaksızın, eşi benzeri olmayan bu soykırım olayının nasıl yaşandığını ele almalıyız” dedi.

Yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve antisemitizm karşısında kayıtsız kalınmaması için uyaran Merkel, “Kayıtsız kalmak, en önemli değerlerimizi kaybetme yolunda atılmış ilk adımdır” ifadelerini kullandı. Merkel şöyle devam etti: “Yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve antisemitizme Avrupa’da asla bir şans daha tanınmamalı. Bu, Arap ülkeleri için de, dünyanın geri kalan bölgeleri için de geçerli. Bir Yahudi din adamı sokak ortasında saldırıya uğradığında ya da bir Musevi mezarlığı tahrip edildiğinde kimse susmamalı.”


"Hala zil çaldığında korkuyorum"

Merkel, Nazi diktatörlüğü döneminde Almanların çoğunun Nazi barbarlığını protesto etmek için cesareti olmadığını belirterek, komşularının kaderi söz konusu olduğunda bunun kendilerini ilgilendirmediği gibi bir yanlış düşüncenin tüm bir ulusu felakete sürüklediğini ifade etti.

Alman Yahudiler Merkez Konseyi Başkanı Charlotte Knobloch ise Alman politikasının aşırı sağcılara karşı mücadelede başarılı olmadığını ve Alman toplumunun orta tabakasında bile Yahudi düşmanlarının bulunduğunu söyledi. Knobloch, Bild gazetesinde yer alan ve 9 Kasım 1938'de neler yaşadığını anlattığı röportajda, bugün bile evinde zil çaldığı zaman bir yerlere gizlenme duygusunu yaşadığını belirtti.

Papa da açıklama yaptı

Papa 16’ncı Benedikt de Roma’da bir dini ayinde 9-10 Kasım 1938 olaylarına değildi. “Bu korkunç olayın bir daha asla yaşanmaması gerekiyor” diyen Papa, vatandaşları antisemitizm ve ayrımcılıkla mücadeleye çağırdı.

Hristiyan Demokrat Birlik Partisi Genel Sekreteri Ronald Pofalla, “ülkedeki tüm siyasi güçleri Almanya’daki topluluğunu güçlendirmeye” çağırdı. Pofalla, Alman tarihinin karanlık noktalarının da belleklerde yerini korumaya devam etmesini, bu doğrultuda harcanan çabaların, sorumlu iktidar olma açısından önem taşıdığını kaydetti.

AJC’nin talebi

Sol Partili Federal Meclis Başkan Vekili Petra Pau, 9-10 Kasım 1938 olaylarının bir daha tekürrür etmemesi için herkesi sorumlu davranmaya çağırdı. Pau, “Naziler çok güçlü olduklarından değil, Demokratlar birlik olamadığından iktidara gelmeyi başardılar” dedi. Yeşiller Partisi tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamadaysa federal hükümet antisemitizm ve aşırı sağcılıkla mücadele amacıyla yürütülen program ve kampanyalara daha fazla kaynak ayrılmaya çağrıldı.

1906 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulan Amerikan Yahudi Komitesi’nin (AJC) Berlin bürosu sorumlusu Deidre Berger, Alman hükümetini antisemitizmle mücadelede daha fazla çaba harcamaya davet etti. Berger, bu kapsamda bağımsız girişimlere desteğin yanı sıra eğitim müfredatının da değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Berger, “Alman halkının yüzde 10 ila 15’inin antisemitist olduğunu” kaydetti.

Münih kentindeki Ludwig-Maximilians Üniversitesi'nde düzenlenen törende de Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) cumhurbaşkanı adayı olan Gesine Schwan, Almanlara, daha fazla medeni cesarete sahip olmaları yönünde çağrıda bulunarak, medeni cesareti olan bir toplumun, gücü kötüye kullanmaya ve keyfi davranışlara karşı güçlü bir direniş oluşturabileceğini söyledi.

9-10 Kasım 1938’te ne oldu?

Almanya’da Yahudiler’e yönelik soykırımın başlangıcı 1938 yılının 9 Kasımı 10 Kasıma bağlayan gecesi sayılıyor. Bu tarihte, Almanya’daki Yahudi kuruluşlarına saldırılar düzenlendi, sinagoglar yakıldı, Yahudiler dövüldü, tutuklandı ve toplama kamplarına gönderildi. Soykırım anlamına gelen pogrom gecesinde, halkın ani bir öfke ile Yahudiler’e saldırdığı öne sürülse de, gerçekte saldırılar Nasyonel Sosyalistler tarafından planlanmış ve yönlendirilmişti.

Bu saldırılara bahane olarak, Paris’te Alman bir diplomatın 17 yaşındaki Polonyalı bir Yahudi genci Hershel Grynszpan tarafından öldürülmesi gösterildi. Yahudi genç, diğer Polonyalı Yahudilerle birlikte sınır dışı edilen ve Almanya ile Polonya arasında bir yerlerde kalan ailesinin akıbeti konusunda ümitsizliğe kapılmış ve tepki olarak Alman diplomatı öldürmüştü.


Dönüm noktası

9 Kasımı 10 Kasıma bağlayan gece düzenlenen saldırılar, halk arasında ”Kristal Gece” olarak da bilinir. Saldırılar sonrasında yerlerin cam kırıkları ile kaplanmasından esinlenilerek verilen bu ad, olayların önemini hafiflettiği gerekçesiyle tartışmalara yol açar. Pogrom gecesi, Naziler’in Almanya ve Avusturya’daki Yahudiler’e yönelik saldırılarının ilk doruk noktasıdır. Saldırılarda 260 sinagog yakılır; Yahudiler’e ait yaklaşık 7 bin 500 iş yeri ve konut tahrip edilir; 91 Yahudi öldürülür, binlerce Yahudi dövülür, yaralanır; en az 26 bin Yahudi toplama kamplarına gönderilir. Verilen maddi zarar milyonlarca Reich Markı’dır. Pogrom gecesinin kurbanları, Nasyonel Sosyalistler tarafından da cezalandırılır: Alman diplomata yönelik suiskatın tazminatı olarak Yahudilerin milyarca Reich Markı ödemesi zorunlu tutulur. Yahudiler işyerlerini masrafları kendi ceplerinden ödeyerek tamir ettirirler, Yahudilerin mal varlıklarına el konma süreci hızlanır.

Kasım pogromu bir dönüm noktasıdır; Almanya’da yaşayan Yahudiler’e yönelik soykırımın başlangıcı, toplama kamplarında yapılan katliamlar yönünde atılan ilk adımdır.