1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya’da çalışanlar psikolojik baskı altında

Ulrike Mast-Kirschning21 Nisan 2005

Gelecek korkusu ve başarılı olma zorunluluğu Almanya’daki çalışanların üzerinde büyük bir psikolojik baskı oluşturuyor. Son yıllarda rahatsızlandığı için rapor alıp işe gitmeyenlerin sayısı aşırı düşüş gösterirken, psikolojik rahatsızlık nedeni ile izin alanların sayısında artış gözlemleniyor.

https://p.dw.com/p/AaZy
Psikolojik rahatsızlıklar yüzde 70 oranında arttı
Psikolojik rahatsızlıklar yüzde 70 oranında arttıFotoğraf: DPA

Alman Hizmetliler Sigortası'nın (DAK) hazırladığı son rapora göre, psikolojik rahatsızlıklar 1997 yılından beri % 70 lik bir artış göstermiş. Stresin diğer bir çok hastalığa da neden olduğuna işaret eden uzmanlar, önlemler alınmasını talep ediyor. Avrupa Birliği ise aslında bundan tam 15 yıl önce çalışma koşullarının iyileştirilmesi yönünde kararlar almıştı, ancak iş uygulamaya gelince hiç de kolay olmuyor.

Zaman baskısı altında çalışma

Uzmanlar, iş yerinde yaşanan stresi, işverenin beklentileri ile çalışanın işle başa çıkma gücü arasındaki farkın artması olarak tanımlıyor. Bu farkın büyümesi insanın kendini huzursuz hissetmesine ve çıkış yokmuş duygusuna kapılmasına neden oluyor. Artan yeni teknolojilere hızlı bir biçimde ayak uyduramama, zaman baskısı altında çalışma, çalışma saatlerinin düzensizliği günümüz insanının günlük çalışma hayatını belirliyor. Bu yoğun ortamda elbette sağlık problemleri yaşanıyor. Stres kökenli kalp rahatsızlıkları, eklem ve kas ağrıları ya da psikolojik sıkıntılar bunlardan başlıcaları.

Avrupa’da yapılan bir araştırmaya göre, çalışanların % 28’i işlerinden kaynaklanan sorunlar yaşıyor. Uzmanlar eğilimin arttığı görüşünde. Alman Maliye ve Çalışma Bakanı, yaşanan sorunların farkına vardığı için 1996 yılında yeni bir oluşum kurulmasını sağladı. İşyerlerindeki sağlık koşullarının iyileştirilmesi konusunda uzmanlaşan Federal İşgüvenliği ve İşyeri Hekimliği Dairesi çözüm arayışlarına girdi. Çalışanların sağlık alanındaki taleplerini savunma amaçlı hareket eden bu daireye ek olarak, işletmelerin de İşyeri Temsilcilikleri faaliyet gösteriyor. Adının verilmesini istemeyen bir İşyeri Temsilcisi:

“ Çözüme yönelebilmek için öncelikle sorunların kaynağını analiz etmek gerekli. Bu da çalışma saatlerinden, yöneticilerin çalışanlarına karşı gösterdiği tutuma, çalışanların örgütlenmesine kadar gibi bir çok alanın incelenmesini gerektiriyor. Ancak böylesi bir analizin ardından nerede, neyi nasıl iyileştirebiliriz diye konuşmak mümkün”.

AB yönetmeliği

Avrupa Birliği 1989 yılında işyerlerindeki çalışma koşullarının insan sağlığı açısından daha iyi hale getirilmesi için bir yönetmelik hazırladı, ancak uygulamaya gelindiğinde işletmelerde ne işyeri analizleri yapılıyor ne de insan sağlığını iyileştirecek yapılanmalara gidiliyor. Doktor Andrea Blume işçilerin sağlıklı olmasının, işverenlerin de yararına olduğunu, buna rağmen şirketlerin direniş gösterdiklerini anlatıyor: “Sorun psikolojik rahatsızlıklarla karşı karşıya kalanlara tek tek terapi uygulanması değil. Amaç, işletmenin, tüm çalışanların sağlığını koruyucu, sıkıntılarını önleyici hale getirmek. Ancak bu şekilde verimlilik arttırılabilir. Bunu işverenler de söylüyor, ama gerçekten inanmadıkları belli”.

Teknik yolla çözüm

Almanya’da bir çalışma mahkemesi, işyerlerindeki çalışma güvenliği ve ortamın sağlık açısından daha iyi hale getirilmesi için, işçilerin de temsil edildiği birimler kurulmasına karar vermişti, ancak hiç bir işletme yönetimi, ne yapacaklarına karışılmasını istemiyor. Kimi firmalarda kazadan korunma ya da güvenlik gibi bölümler kurularak, sağlık problemleri teknik yolla çözülmeye çalışılıyor, ancak bu arada da olayın sosyal boyutu gözardı edilmiş oluyor.