1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya’da çevre koruma tartışması

6 Şubat 2007

BM tarafından hazırlanan Dünya İklim Raporu’nun ortaya koyduğu karamsar tablo, Almanya’da da iklim değişikliği tartışmalarını gündemin ilk sıralarına taşıdı. Angela Merkel başkanlığındaki federal hükümet, gereken adımları atmamakla suçlanıyor.

https://p.dw.com/p/AZVs
Merkel, sürücülere “ayağınızı gazdan çekip iklime verdiğiniz zararı azaltın” çağrısında bulundu
Merkel, sürücülere “ayağınızı gazdan çekip iklime verdiğiniz zararı azaltın” çağrısında bulunduFotoğraf: AP

Kasırgalar, seller, alışılmadık sıcak dalgaları ve ılık geçen kışlar. Hava ne yapacağını şaşırmış sanki. BM, geçen hafta yayınladığı dünya iklim raporunda ‘küresel ısınmanın baş sorumlusu insan’ diyor. Nedenleri de malum: Isınmada, sınai üretimde ve motorlu araçlarda aşırı miktarda karbondioksit sera gazı üretiyoruz. Sorumluluk duyan her hükümet gibi Almanya’nın başkenti Berlin’de de küresel ısınma raporundan çevreyle ilgili hangi sonuçların çıkarılması gerektiği hararetli bir şekilde tartışılıyor.

Merkel otoyolda hız sınırlamasına karşı

Almanya Başbakanı Angela Merkel, “ayağınızı gazdan çekin, aracınızı biraz daha yavaş sürüp iklime verdiğiniz zararı azaltın” diyor. Ama Başbakan Merkel Alman otoyollarında sürat tahdidi uygulanmasını ise istemiyor. Bu nedenle de muhalefet tarafından Alman otomotivcilik şirketlerine kol kanat germekle suçlanıyor. Koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti bile Başbakan’ın daha kararlı olması gerektiğini savunuyor.

Parti Genel sekreteri Hubertus Heil iklimin korunmasında daha etkili adımlar atılması gerektiğini söylüyor. Heil, “Araçtayken sürüş stilini değiştirip iklimin korunmasına kendiliğinden katkıda bulunacaksak ne ala. Bu gerçekten iyi olur. Sayın Başbakan da makam arabasında aynı hassassiyeti gösteriyor olsa gerek” diye konuşuyor.

Yerli otomobil endüstrisini koruma amacı

Almanya Başbakanı’nın emrine tahsis edilen makam arabasının Avrupa Birliği tarafından saptanan iklimi koruma kurallarına ne kadar uygun olduğu ise ayrı mevzu. Birlik Komisyonu çoktandır fabrika çıkışı motorlu araçlardaki bağlayıcı emisyon sınırının düşürülmesini talep ediyor. Almanya hükümeti ise, yerli otomobil endüstrisini de korumak amacıyla bu talebi ret ediyor.

AB Komisyonu, Berlin yönetimini, motorlu araçların sera gazı emisyonunu düşürmeye yanaşmaması yüzünden eleştirmiş ve çevreden sorumlu komisyon üyesi Stavros Dimas, Almanya’nın iklimin korunmasına önem vermediğini söylemişti. Federal Çevre Bakanlığı sözcüsü Michael Schroeren bunun doğru olmadığını ve gerçeklere tamamen ters düştüğünü söylüyor. Schroeren, “Önder ve örnek olabilmeniz için çoğunluğu arkanıza almanız gerekir. Aksi takdirde tek başına kalırsınız. Zaman zaman, son derece küçük bir grubun çevrecilikteki önderlerin peşine takıldığı izlenimi doğuyor.”

Nükleer enerji gündemde

Almanya’daki nükleer enerji ile ilgili tartışmalar da küresel ısınma raporunun etkisiyle yeniden alevlendi. Koalisyon protokolüne göre Almanya’nın 30 yıla kadar nükleer enerji santrallarını kapatıp, çevreyle uyumlu enerji türlerine geçmesi gerekiyor. Koalisyon hükümetinin Hristiyan Birlik kanadından, nükleer enerji olmadan iklimi koruma hedeflerine varılamayacağına dair beyanatlar geliyor. Sosyal Demokratlar ise vadesi dolduğunda nükleer enerjinin tarihe karışacağından emin görünüyorlar. Yeşiller Partili eski Çevre Bakanı Jürgen Trittin de, nükleer enerjinin yeniden tartışma konusu edilmesine anlam veremediğini söylüyor.

"Tehlikeli bir enerji türü"

Trittin, “Sera gazı emisyonu düşük olduğu gerekçesiyle, tehlikeli bir enerji türünün dünya iklimini kurtarabileceği sanılıyor. Bu tabii çok saçma. İklimle ilgili problemlerin büyük bölümü ulaştırmadan kaynaklanıyor. Atom enerjisinin ulaştırmanın çevreye verdiği zararı ortadan kaldırması mümkün mü?”

Nükleer enerjiye ağırlık verilmesinden yana olanlar arasında liberaller de var. Hür Demokrat Parti Genel sekreteri Dirk Niebel, “kim güvenli nükleer santralları zamanından önce kapatırsa, iklim günahı işlemiş olur” diyor.