1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'da enerji tartışması

Ajanslar9 Ocak 2007

Rusya’nın Druşba boru hattından Batı’ya petrol sevkiyatını durdurması Almanya’da enerji bağımlılığı tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Almanya Başbakanı Merkel, nükleer enerjiyi terketme politikasının yeniden gözden geçirileceğinin sinyalini verdi.

https://p.dw.com/p/AbXf
Enerjisinin önemli bir kısmını Rusya'dan temin eden Avrupa'nın, Moskova'nın güvenirliliği konusunda çekinceleri var.
Enerjisinin önemli bir kısmını Rusya'dan temin eden Avrupa'nın, Moskova'nın güvenirliliği konusunda çekinceleri var.Fotoğraf: picture-alliance / dpa

Rusya, Belarus ile enerji sevkiyatı konusunda yaşanan anlaşmazlık nedeniyle Druşba boru hattından petrol akışını durdurdu: Almanya, Polonya ve Ukrayna’ya sevkiyat kesildi. Almanya’ya petrol sevkiyatının yüzde 20’si bu boru hattı üzerinden geliyor. Kesintinin ardından Almanya’nın enerji bağımlılığı konusundaki tartışmalar yeniden alevlendi. Başbakan Angela Merkel, alternatif enerjiler üzerinde durulması gerektiğini belirterek nükleer enerjiyi terketme politikasının yeniden gözden geçirileceğinin sinyalini verdi.

Tek bir enerji kaynağına bağımlı kalınamayacağı uyarısında bulunarak nükleer enerjiyi terketme politikasının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirten Merkel, “Enerji tasarrufu yapılmalı, yenilenebilir enerjilere yönelinmeli ve tabii ki nükleer enerjiden vazgeçmenin ne tür sonuçlara yol açacağı iyice düşünülmeli,“ diye konuştu.

Almanya’nın petrol ihtiyacının karşılanmasının güvence altında olduğunu vurgulayan Merkel, henüz ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya olunmadığını ifade ederek endişeleri gidermeye çalıştı. Hukuki güvenceye ihtiyaç olduğunu vurgulayan Almanya Başbakanı Merkel, tüm tarafları imzalanmış anlaşmalara uymaya çağırdı. Merkel, konuyu 21 Ocak’ta Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapacağı görüşmede gündeme getireceğini de sözlerine ekledi.

Merkel'e destek geldi

Almanya Ekonomi Bakanı Michael Glos da durumun endişe verici olduğunu belirterek Rusya ve Belarus’tan petrol sevkiyatının bir an önce yeniden başlatılmasını talep etti. Glos, “Sevkiyatta bu tür kesintiler yaşanmasına katlanılamaz. Bu kesinti, sevkiyat ana kaynağını sadece Doğu yönünde göremeyeceğimizi de göstermektedir,“ dedi.

Hıristiyan Birlik partileri de Almanya’nın enerji kaynaklarını geniş tutması ve nükleer enerji seçeneğini dışlamaması gerektiği görüşünde. Birlik partileri meclis grup başkan yardımcısı Katherina Reiche, Almanya’nın enerji sevkiyatını güvenceye alabilmek için dengeli bir enerji karışımına ihtiyacı olduğunu belirterek, nükleer enerjinin de bu yelpaze içinde yer alması gerektiğini vurguladı. Muhalefetteki Hür Demokrat Parti’nin genel başkanı Guido Westerwelle de nükleer enerjiden vazgeçilemeyeceğini belirtti.

Nükleer enerjiye tepki

Sosyal demokratlar ve çevreci Yeşiller ise nükleer enerjiye dönüşün yeniden gündeme getirilmesine karşı çıkıyor. Sosyal Demokrat Parti Meclis Grup Başkan Yardımcısı Ulrich Kelber, benzinin nükleer enerjiyle telafi edilemeyeceğini belirterek, “Petrol sevkiyatındaki kesintiyi, nükleer enerji propagandası yapmak için kullananlar, enerji sevkiyatı konusunu akıllı bir şekilde değerlendirebilecek durumda değildir,’’ şeklinde konuştu. Yeşiller partisinden eski Çevre Bakanı Jürgen Trittin de evlerin ve fabrikaların uranyum ile ısıtılamayacağını, otomobillerin benzin deposuna uranyum doldurulamayacağını belirtti.

Konunun dış siyaset boyutunda ise AB ile Rusya arasındaki güvensizlik sorunu yatıyor. Rusya ile siyasi olarak Avrupa’ya yakınlaşan Ukrayna arasında geçtiğimiz yılın başında yaşanan doğal gaz krizinin ardından Rusya’ya bağımlılık konusu yeniden gündeme gelmişti. Şimdi yaşanan krizde de Avrupa Komisyonu devreye girerek, Rusya’ya bağımlılığın Avrupa ve Almanya ekonomisini kırılgan hale getirebileceğini açıkladı. Avrupa’ya enerji sevkiyatının güvenceye alınması AB Dönem Başkanı Almanya’nın gündeminin de üst sıralarında yer alıyor.