1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'da polise yetki tartışması

Marcel Fürsenau / Deutsche Welle 28 Kasım 2008

Almanya’da polise geniş yetkiler tanıyan yasa tasarısı, Parlamento’nun üst kanadı olan Eyalet Temsilciler Meclisi’ne takıldı.

https://p.dw.com/p/G5Lj
Fotoğraf: PA/dpa

Emniyet birimlerine internet denetimi ve telefonların dinlenmesi gibi alanlarda geniş yetki tanıyan kanunun kabul edilmesine kesin gözüyle bakan hükümet ise harekete geçti. Federal Meclis ile Eyalet Temsilciler Meclisi arasında görüş ayrılıklarını gidermek amacıyla uzlaştırma komisyonu harekete geçirilecek.

Yasa tasarısı, Federal Emniyet Teşkilatı’nı (BKA) yeni yetkilerle donatıyor. Ülke çapında terörle mücadele kapsamında “önleyici” soruşturmalar yapabilmesine ve önlemler alabilmesine izin veriyor. Daha önce sınırlı yetkilere sahip olan Federal Emniyet Teşkilatı, eyalet emniyet birimleriyle işbirliği yapmak zorundaydı. Yeni yasayla gelecekte çok daha aktif olabilir ancak bunun nereye kadar gidebileceği konusu büyük tartışmalara yol açtı.

Bilgisayarlar incelenebilecek

Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble, ileri teknoloji araçlarını kullanan teröristlerle mücadele edebilmek için, kişisel bilgisayarlarda araştırma yapılabilmesini en etkili yöntem olarak görüyor. Bu önlem sadece savcılık izniyle kullanılabiliyor. Fakat gecikmenin tehlike yaratabileceği durumlarda, Federal Emniyet Teşkilatı Başkanı karar yetkisine sahip olacak. Bilgisayar sahiplerinin bilgisi olmadan sisteme girip verilere el konulabilecek. Bu, yasa karşıtları tarafından aşırı bir yetki olarak görülüyor. En önemli eleştirilerden biri Hükümetin Kişisel Verileri Koruma Dairesi Başkanı Peter Schaar'dan geldi. Schaar, anti-terör yasasının istenmeyen bazı yan etkileri olabileceği konusunda uyarıda bulundu ve "Hesap bilgilerini, terörü destekleme amaçlı para transferleriyle mücadele edebilmek için talep etmeyi düşünüyoruz. Bugün her vergi bürosu ya da Federal İş ve İşçi Bulma Kurumu ve diğer pek çok kamu kuruluşu bu prosedürleri kullanıyor. Ancak şöyle bir endişem var; anlaşılır nedenlerle de olsa eğer bu tarz önlemler getirilirse, daha sonra bunları sınırlamak çok güçleşir. Ve sonra bu durum bir yağ lekesi gibi yayılır. Yani bu durum bir daha sınırlandırılamaz. Bu endişeyi bilgisayarlardaki araştırmalar konusunda da taşıyorum“ diye konuştu.

Mesleki gizlilik ilkesi tehlike altında

Bilgisayar ajanlığının yanı sıra, Federal Emniyet Teşkilatı, devletin birlik ve güvenliğinin tehlikeye düştüğü durumlarda, gizli olarak dinleme faaliyetlerinde bulunup evleri gözetleyebilecek. Ayrıca kimi durumlarda şüpheli görülen evlerde ev sahibinin izni olmadan arama yapılabilecek, telefon görüşmeleri dinlenebilecek. Bu sayede Federal Emniyet Teşkilatı, şüpheli üçüncü şahıslara da ulaşabilecek. Ancak gazeteci, doktor ya da avukat gibi mesleki gizlilik ilkesi altında çalışan kişiler bu durumun çok hassas bir nokta olduğuna işaret. Çünkü normalde bu meslek gruplarının tanıklığı reddetme hakkı var. Avukatlık ve Berlin Humboldt Üniversitesi'nde Profesörlük yapan Alexander Ignor artık karşılıklı güvenin korunması ilkesinin garanti edilemeyeceği gerekçesiyle, bu yasayla bir tabunun yıkılmış olacağını söylüyor. Ignor, "Sadece, suç işlendiğinde ve avukatın yardım etmesi gibi somut kanıtlar bulunduğunda, faille ilişkiler teftiş edilebilir. Örneğin avukatın yazıhanesinin aranması, belgelerin incelenmesi ya da telefonların dinlenmesi gibi gizli soruşturma önlemleri alınabilir“ diyor.

"Vatandaşın devlete güveni azalıyor"

Eski Federal Adalet Bakanı Sabine Leutheusser-Schnarrenberger, uzun zamandır devlet ve vatandaş arasında gittikçe artan bir güven kaybından söz ediyor. Eski bakana göre, yeni yasa tasarısı da bunda etkili olacak. Leutheusser-Schnarrenberger, "Doktor, avukat veya gazeteci gibi insanlarla konuşmak istediğim ya da konuşmam gereken şahsi konular oluyor. Bu konuşmalar bu insanlar arasında kalır. Kesinlikle dışarı sızmaz“ diyor.