1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya’da tarih baştan yazılıyor

16 Mayıs 2009

Nüfusun artık önemli bir kesimini meydana getiren göçmenler, Almanya’da tarih eğitimini de etkiliyor. Bir zamanların misafir işçilerinin çocukları, farklı ve din kültürleriyle bir değişim sürecine katkıda bulunuyorlar.

https://p.dw.com/p/HriC
Fotoğraf: dpa/DW

Son 60 yıl içinde Federal Almanya büyük bir değişim geçirdi. 50'li yıllardan itibaren işçi mübadelesi anlaşmasıyla Almanya'ya “misafir işçi“ statüsünde gelen göçmenler, geçen zaman içerisinde Almanya'ya yerleşerek "kalıcı" oldu. Bugün devlet okullarındaki öğrencilerin yarıya yakını göçmen kökenli. Bireyin geçmişinin, geldiği ülkenin geçmişiyle ilişkili olduğundan yola çıkan Körber Vakfı, kültürel ve dini çeşitliliğin okullardaki tarih derslerinin içeriğini nasıl etkilediğini araştırdı.

Ufuk ve Hakan, Hamburg Üniversitesi Asya-Afrika Enstitüsü'nde öğrenim gören iki üniversite öğrencisi. Her iki öğrenci de tarihe yakın ilgi duyuyor. Ancak üniversite öğrencileri, okullarda verilen tarih dersleriyle ilgili kafalarında soru işaretleri bulunduğunu söylüyor:

"Fransız İhtilali'ni işledikten sonra birden Nasyonel Sosyalizm'e atladık. Yani Weimar Cumhuriyeti'ne kısaca değinildi, ama bunun arasında geçen tarihi olayları bilmiyoruz. Avrupa'daki gelişmeler hakkında hiç bir fikrim yok. Aynı durum benim tarihim için de geçerli. Bir Türk kökenli olarak Osmanlı tarihine vâkıf değilim."

Deutschland Geschichte Kölner Karneval Holzstich 1870
Fotoğraf: picture-alliance / akg-images


Meselenin özü

Hakan böyle konuşurken, arkadaşı Ufuk da onu doğruluyor: "Doğru. Daha yeni yeni üniversitede Osmanlı tarihini öğrenmeye başladık. Öncesinde yani 9'uncu ve 13'üncü sınıflarda sadece Nasyonal Sosyalizm'i öğrendik desem yeridir."

Lübnan kökenli bir aileye mensup olan Bilal de yine Hamburg Üniversitesi'nde öğrenim görüyor. O da öğrenimi boyunca çeşitli sınıflarda aldığı tarih derslerinde istisnasız olarak kendisine Hitler ve Nasyonal Sosyalizm döneminin öğretildiğini belirterek, bu uygulamanın, meselenin özüne de zarar verdiğini düşünüyor:

"Konu giderek nesnel ve soğuk bir hal alıyor. Mesele devamlı önümüze konduğu için olaya ilişkin kurulması gereken insanî bağ da ortadan kalkıyor. Bir süre sonra sadece ele alınması gereken bir materyale dönüşüyor. Olayın arkasındaki trajedi ise silikleşiyor, sizden iyice uzaklaşıyor. Tıpkı yirmi kez izlenen bir filmin artık insanda ilgi uyandırmaması gibi…"

Nasyonal Sosyalizm mirası

Nasyonal Sosyalizm ve beraberinde altı milyon Yahudi'nin yok edilmesi, Almanya'daki tarih derslerinin ana konularından birini teşkil ediyor. Ancak uzmanlara göre bu durum, başta Müslüman gençlerdeki Yahudi düşmanlığı olmak üzere çeşitli politik aşırılıkları da tetikleyebiliyor. Derslerde mütemadiyen yapılan tekrarlara ya da mağdurları anlamaya yönelik verilen psikolojik eğitime ise pek çok öğrenci olumsuz tepki veriyor. Hakan ve Ufuk'a kulak veriyoruz:

Deutschland Geschichte Erwachende Germania
Fotoğraf: picture-alliance / akg-images

"Bence bu sadece Yahudi düşmanlığını tırmandırıyor. Bu sayede bu duygular tetikleniyor."

"Dini inançlarımız nedeniyle Yahudilerle yakın dost olduğumuz pek söylenemez. Bunun için daha fazla aydınlanmaya ihtiyacımız var; ama bu şekilde değil.“

Machtergreifung 1933 - Fackelzug am Brandenburger Tor
Fotoğraf: picture-alliance/dpa


Yöntemler değişiyor

Sebastian Marcks, Almanya'nın kuzey eyaleti Schleswig-Holstein'de bulunan Johannes Brahms Okulu'nda tarih derslerine giriyor. Marcks tarih derslerinde okutulan bu konuların değiştirilmesinden yana değil, ama ele alınış yöntemlerinde farklılığa gidilebileceğini belirterek, tarih dersleri için sinema, tiyatro ve tarihi romanlardan istifade edilebileceğini söylüyor. Bunun için başvurulan kaynaklardaki bilgilerin doğru olduğuna dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden tarih öğretmeni, derslerinde birebir tarih kitabına bağlı kalmadığının da altını çiziyor. Marcks, derslerinin merkezinde kişisel anıları temel alan "hikayeci anlatımlara" yer verdiğini kaydediyor:

"Öğrencilerimden, İkinci Dünya Savaşı'nı ya da savaş sonrası dönemi bizzat yaşamış kişilerle konuşmalarını istedim. Başlangıçta biraz zorlandılar. Zira herkesin ailesinde ya da yakın çevresinde bu döneme tanıklık etmiş insanlar yoktu. Bazı öğrencilerim büyük babalarına sorarken, bu konuda konuşacak yakını olmayan öğrencilerime de komşuları arasında savaş dönemini yaşamış insanlara bakmalarını yahut huzur evine gitmelerini tavsiye ettim. İlk anda bu tekliften pek hoşlanmadılar ve zorlandılar. Diğer yandan bu çalışmaların sonunda ortaya bir 'ürün' çıktı. Öğrenciler önce röportajları kaydettiler, daha sonra da bu kayıtlardan bir radyo programı hazırladılar. Yani üretim odaklı bir ders anlayışını hayata geçirdik.“

Deutsche Geschichte Kapitel 20 Die Weimarer Republik (1919 - 1933) Reichspräsident Hindenburg ernennt Adolf Hitler zum Reichskanzler Illustration Raimo Bergt


Bir sınıfta 20 farklı ülkeden öğrenci

Tarih bilimci Rainer Ohliger, Alman toplumunun 50-60 yıl öncesine göre farklı olduğunu belirterek, tarih derslerinin de geçmişe kıyasla farklılık arz etmesinin son derece doğal olduğunu, bugün Alman öğrencilerin sınıflarda en az 20 farklı ülkeden gelen öğrenciyle birlikte ders gördüğünü ifade ediyor:

"Bu elbette, tarih derslerinin gerek Almanya'da gerekse göç alan diğer ülkelerde, çok yönlü olmasını da beraberinde getiriyor. Derslerde paylaşılanlar, bundan 30, 40 ya da 100 yıl öncesi gibi anne- babalarımız ya da dedelerimizden dinlediğimiz ortak ve tek taraflı hikâyelerden ibaret değil. Şimdi dinlediğimiz aile hikâyeleri daha farklı, çünkü göçmen kökenli ailelerin beraberinde getirdiği hikâyeler farklı. Derslerde artık göç hikâyesi de önemli bir rol oynuyor. Çeşitli hikâyelerden, tarih yorumlarından ve tarih anlatımlarından müteşekkil mozaikler üst üste gelerek, yepyeni bir tarih var ediyor.“


Ute Hempelman / Çeviri: Özlem Coşkun

Editör: Murat Çelikkafa