1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'da "yabarcı sermaye" korkusu

9 Haziran 2005

Almanya’da Siemens’in mobil telefon üretimini bir Tayvan şirketine armağan etmesinden sonra şimdi de Almanya’nın en büyük bankalarından HypoVereinsbank’a İtalya’dan talip çıktı. Almanlar, yabancı sermaye endişesi yaşamaya başlarken, bazı popülist politikacılar da yabancı sermayeyi çekirge sürüsüne benzeterek bu korkuyu körüklüyorlar...

https://p.dw.com/p/Abcg
Almanya'da son olarak HypoVereinsbank'ın satışı gündeme geldi
Almanya'da son olarak HypoVereinsbank'ın satışı gündeme geldiFotoğraf: AP

Almanlar, yerli şirketlerin birer birer yabancıların eline geçmesinden ve yeni sahiplerin de personeli açığa aldıktan sonra tesisleri işgücü maliyetinin düşük olduğu ülkelere nakletmesinden endişe duyuyorlar. Berlin’deki siyasi sorumlular da “kötü niyetli yabancı sermaye dizginlenmediği taktirde Alman ekonomisi batar” tarzındaki sözleriyle endişeleri körüklüyorlar.

Anglosakson yatırım fonunun hisse çoğunluğuna sahip olduğu ünlü armatür ve banyo aksesuarı imalatçısı Grohe’nin yüzlerce milyon euro kâr etmesine rağmen, yeni sahipleri tarafından budanıp tesislerinin yurt dışına kaydırılması ya da Opel’in sahibi Amerikan General Motors şirketinin Almanya’daki fabrikalarında çalışan 30 bin personelini üçte bir oranında azaltacak olması endişeleri körüklüyor. Linde ve M.A.N gibi sanayi devleri de yabancı yatırım fonlarınca yutulmaktan korkuyorlar.

Yabancıların payı arttı

Merkez Bankası istatistiklerine göre, 1995 yılında Alman hisse senetlerinin sadece %7’si yabancıların elindeyken, bu oran 2003 yılında %18’e yükseldi. Finans uzmanları, gerçek oranın çok daha fazla olduğunu belirtiyor, ancak piyasa ekonomisinde bunun olağan karşılanması gerektiğini söylüyorlar. Yabancı yatırımcının, sadece işçi sayısını azaltıp şirketin borsa değerini yükseltmek için Alman kuruluşlarını satın aldığı iddiasına herkes katılmıyor.

Ancak şirketlerini yönetemedikleri için yabancılara satan Alman sermayedarların mirası da çoğu zaman heba olup gidiyor. Örneğin, Alman sanayiinin incilerinden AEG iflasın eşiğine gelmişken 1985 yılında DaimlerChrysler tarafından satın alınmış, ama zamanla parçalanıp küçülmüş ve önemini kaybetmişti. Mannesmann ve Hoechst isimleri şimdi tarihte kaldı.

Belçika’nın en büyük bira imalatçısı kısa zamanda Almanya’nın üç hatırı sayılır bira fabrikasını yuttu. Satışa çıkarılan bu şirketleri hiçbir Alman kuruluşu satın almaya yanaşmamıştı. Yabancı sermaye fonlarını Alman şirketlerini talan eden çekirge sürülerine benzettiği için kendinden söz ettiren Alman Sosyal Demokrat Partisi Genel Başkanı Franz Müntefering Ulaştırma Bakanı iken aynı gerekçeyle bütün otoban dinlenme tesislerini yabancılara satmıştı.